๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Müridin Dersleri => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 11 Aralık 2007, 16:35:46



Konu Başlığı: Manevî Râbıta ve Rabıta Çeşitleri
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 11 Aralık 2007, 16:35:46


   Müridin şeyhini, şekilden arınmış nurlu bir keyfiyet, hiçbir duyu organı ile algılanamayacak ve sadece kalp ile idrak edilebilir bir mana olarak tasarlamasıdır. Kadınların manevi râbıta yapması tarikat âdâbındandır. (Seyda Muhammed Konyevi Hazretleri, kadınların manevi râbıta olarak, mürşidi büyük bir azamet ve nur olarak hayal etmeleri gerektiğini, suret olarak hayal edilmemesi gerektiğini buyurmuşlardır.)

   Manevi râbıtanın bir şekli de, müridin her şeyde şeyhinin kemal sıfatlarını ve tasarrufunu görmesi ve herşeyi kapsamına aldığını algılaması yahut da onun emir ve yasak şeklindeki sözlerini hatırlayarak, emirlerine uyup, yasaklarından uzak durmasıdır.

   Bir diğer manevi râbıta yapma şekli ise şeyhin Ehl-i Beyt'i, ihvanları (bağlıları) oturduğu yerler gibi onunla uzaktan veya yakından ilgili şeyleri, bir yandan muhabbet ve ayrılık hasretiyle, öbür yandan kavuşma özlemi ile sık sık hatırlamaktır. Manevi râbıta sayılan tasavvurlardan biri de müridin yolda yürürken, yemek yerken ve bir günahla karşılaştığında şeyhini kendisi ile birlikte görmesidir.

   Bu durumda mürid, helaya girince, yüzünün kıbleye dönük olmamasına, uyurken ayaklarını şeyhine doğru uzatmamaya, otururken sırtını şeyhine dönmemeye, tükürürken şeyhine doğru tükürmemeye, şeyhinden uzakta olsa dahi bu noktaları gözetmeye dikkat etmelidir. Hatta bu durumda olan mürid, her yönü kendisi için karanlık görürken, sadece şeyhinin bulunduğu yönü aydınlık görerek o yönü sevmeli ve diğer yönlerden yüz çevirmelidir.

   Müridin uyuyacağı sırada, mürşidini baş ucunda, kendisine feyz akıtır vaziyette düşünerek râbıta kurması, bunun gibi uyanınca, ders almanın veya vermenin başında ve sonunda, namazın başında ve sonunda râbıta kurması önemlidir. Çünkü müridin iki râbıta arasında işlemiş olduğu her amel, râbıtalı şekilde işlenmiş gibi olur.

   Ayrıca mürid yerken ve içerken, dostları veya yabancılarla karşılaşınca, ehliyle beraber olunca râbıta yapması da önemlidir. Hatta mürid, ailesi ile beraber iken şeyhinden ve şeyhinin sözlerinden konuşmalı ve bu sohbeti uzatmalıdır. Söz konusu bu sohbet, ruh kaynaklı manevi şehvetin doğmasına sebep olduğu gibi, oluşan bu manevi sohbet, kalbi arıtarak gaflet ve boşluk duygusu ile değil, cezbe ve manevi hazlarla son bulmalıdır.

   Râbıtanın ihmal edilmemesi gereken yerlerden birisi de, alimler ve şeyhler ile sohbet zamanları, özellikle inkârcı bilgi sahipleri ile başbaşa kalınan anlardır. Böyle olduğu zaman mürid, bu gibi kimselerin yıkıcı etkisi altında kalarak, muhabbet ve ihlasının zayıflamasını önlemiş olur.

   Müridin, hoş akarsular, güzel yeşillikler, şirin binalar, alımlı elbiseler, lüks araçlar otomobiller v.s. görünce de râbıta yapması önemlidir. Bu durumlarda mürid şöyle demelidir: Keşke şeyhim, şu akarsuyun başında, şu güzel yeşilliklerin içinde veya şu şirin binada olsa da sohbetini dinleme şerefine erebilsem.
Yalnız mürid böyle düşünürken, bu yüce tarikatle bağdaşmayan kıskançlık gibi duygulardan uzak durmalıdır.

   Şekli râbıta muhabbetin, manevi râbıta ihlasın ürünüdür. Bazen de şekli ve manevi râbıta bir araya gelir. O zaman mürid, şeyhini yüce bir mana haline gelmiş bir beden halinde düşünür.

   Şah-ı Hazne (K.S), Şeyh Muhammed Diyauddin'in halifesi Zeynüddin'e yazdığı mektubunda şöyle buyuruyor:
   "Dostum Molla Zeynüddin! Bize son gelişinden itibaren hayali râbıta yapmayı sana emrettik. Hayali râbıta şöyledir: Mürid, sanki üstadı daima kendisiyle imiş gibi, yediği zaman, dostlarıyla konuştuğu zaman, başkaları ile karşılaştığı zaman, hatırından çıkarmayıp onu anması ve mülahaza etmesidir. Mümkün olduğu kadar bu mülahazaya devam edip, nefsin sevdiği şeye iltifat edilmemesi gerekir."

   Tarikat-ı Aliyye'de, râbıta ale'd-devam (devamlı râbıta üzere olmak gerekir) buyrulmasının sebebi ve manası şudur: Mürid, tenha ve tek başına olduğu zaman büyük-küçük hiçbir şeyi kalbine getirmeyerek, şayet "hasbel beşer gelirse, hemen def ederek, şeyhinin simasını mekansız olarak hatırlamak, hizmet ederken tamamen mürşidini hatırda tutmak ve: "Ben mürşidimin huzurundayım." diye düşünerek devam etmektir.

   Râbıtanın dereceleri farklı farklı olduğu için mürid istikametine dikkat ederek, azimete yapışıp, nefsi yavaş yavaş alıştırarak ve ilerleterek bu farklı dereceler ve durumlara aşina etmelidir. Düşünürken, mürşidlerin kulluk sıfatını unutmamak ve ileri geçmemek gerekir. Onlar (Allah-u Zülcela'in kulları arasında) meliktirler. Mesela, bir melikin (padişahın) huzurunda bulunurken abes bir şekilde onun yüzüne bakılmaz ve ayrıca sağa-sola, eşyaya, nakışa iltifat edilmez.

   Çalışma   esnasında,   kısaca; mürşidimin huzurundayım diye düşünmek kafidir. İşte devamlı râbıta böyledir. Buraya kadar anlatılan kısım, kulun (mürid) gayretine bağlıdır yani kesbîdir. Gelecek olan manevi zuhurat ve zevkler ise vehbidir. Allah vergisi olup, kulun müdahalesi söz konusu değildir. Mürid, râbıtasında ilerleme kaydetmeye çalışmalıdır. Azimetlere sarılarak mürşidi ile manen buluşma istimdadını geliştirmelidir.

   Râbıta'nın Diğer Çeşitleri

   Yukarıda izah ettiğimiz ve âdâblarını anlattığımız genel manadaki râbıtanın yanında, bir de hususi amel ve zamanlara ait özel râbıta çeşitleri vardır. Bunlar:

1) Akşam namazından sonra yapılan râbıta:

   Tasavvuf erbabı, râbıtanın devamlı yapılmasını tavsiye etmekle birlikte, günlük bir edeb olarak, hususiyetle bazı vakitlerde râbıta yapılmasını müridlerine emretmişlerdir. Bazı Nakşibendi büyükleri, bu râbıtanın akşam ile yatsı namazları arasında yapılmasını uygun görürken, bir kısmı başka vakitleri tercih etmişlerdir. Akşam ile yatsı arasında yapılan râbıta, ramazan aylarında öğle ile ikindi arasında yapılmaktadır. Yapılış şekli yukarıda izah ettiğimiz gibidir.

2) Teveccüh adâbı ve râbıta:

   Teveccühte halka şeklinde oturulur. Halkaya sığmayanlar, halkanın ortasında sırt sırta vererek otururlar. Müntesib başlangıçta, günahlarını gözünün önüne getirerek; kalbinin, günahların tesiri ile parçalanmış, siyahlaşmış ve hastalanmış olduğunu tasavvur etmelidir. Kalbinin bu durumdan kurtulup şifa bulması için oturduğuna inanıp şöyle düşünmelidir:
   "İsa (A.S) nasıl kör, topal, sağır ve daha birçok hastalara şifayı Allah'tan dileyip, bu hastaların iyileşmesine vesile olduysa, benim mürşidimin yanında da pek çok ilaçlar, derdime derman nice çareler vardır. Biraz sonra gelerek, hastaları muayene edecek ve en faydalı ilaçlarla tedavi edecek."

   Mürid devamlı, ben de müflis "iflas etmiş" bir hastayım diye düşünüp, müflisliğini ve hastalığını nazar-ı itibara alarak, mürşidine şiddetli bir şekilde yalvarmalıdır. Mürşid içeri girerken, muazzam bir sükût halinde kalbi üzerinde durmalıdır. Gözleri kapalı olduğu halde, hastalarının İsa (A.S)'ı görüp de sevindikleri gibi sevinmelidir.

   Kalbini ve hastalığını mürşide arzetmekle, mürşidi karşısında veya başının üzerinde mülahaza etmelidir. Kalp gözü ile de güneşten daha parlak olan ilahi nurun mürşidi kanalıyla, kalbine nüfuz ettiğini düşünmelidir. İnsani kalp çok latif olduğundan ancak sadat-ı kiramın himmetiyle ve mürşidin vasıtasıyla görülebilir. Mürid, bunun müşahedesini teveccüh esnasında talep etmelidir. Mürşidinin huzurunda ve sohbetlerde bu râbıta çok faydalı olur.
 


Konu Başlığı: Ynt: Manevî Râbıta ve Rabıta Çeşitleri
Gönderen: Sems üzerinde 28 Şubat 2010, 19:39:00
Allah (c.c) razı olsun saolun.


Konu Başlığı: Ynt: Manevî Râbıta ve Rabıta Çeşitleri
Gönderen: Sümeyye üzerinde 15 Haziran 2011, 01:30:01
Esselamu aleykum , insaallah doğru şekilde uygulayanlardan oluruz konudan çok istifade ettim Rabbim razı olsun hocam.Fi emanillah.


Konu Başlığı: Ynt: Manevî Râbıta ve Rabıta Çeşitleri
Gönderen: Ceren üzerinde 11 Temmuz 2015, 15:54:12
Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Rabbim uygulayanlardan ve feyzine erenlerden eylesin bizleri inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Manevî Râbıta ve Rabıta Çeşitleri
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 11 Temmuz 2015, 19:24:53
Ve aleykumusselam. Hakiki ve inanarak yapılan bir rabıta ile nefsi günahlardan uzaklaştırabilir, manevî alemlere ulaşabiliriz. Rabbim usulüne uygun olarak sürekli rabıta yapmayı nasib eylesin.


Konu Başlığı: Ynt: Manevî Râbıta ve Rabıta Çeşitleri
Gönderen: Pelinay üzerinde 28 Temmuz 2015, 21:41:01
Ve aleykumusselam ve rahmetullah.Rabıta kalbi gunahlardan arindirmak ve manevi derecelere erdirebilmek icin cok guzel bir yol.insallah hakkiyla yapabilenlerden oluruz.Allah razi olsun hocm .bu degerli bilgiler icin.


Konu Başlığı: Ynt: Manevî Râbıta ve Rabıta Çeşitleri
Gönderen: Mehmed. üzerinde 06 Ağustos 2015, 00:45:30
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah,  Bizler Allah'ı ( celle celaluhu ) hatirlatacak kimseleri dusunmeliyiz ve onlar vasıtasıyla Rabbimizi ( celle celaluhu ) dusunmeliyiz. Rabbim ( celle celaluhu ) bizlere bunu nasib eylesin.


Konu Başlığı: Ynt: Manevî Râbıta ve Rabıta Çeşitleri
Gönderen: Sevgi. üzerinde 09 Ağustos 2015, 17:30:53
 Bir kitapta okumuştum. Ne yapar isen yap aşk ile yap diyordu. Demekki yapmış olduğumuz ibadetlerimizi gönülden inanarak ve huşu içinde yapmalıyız.Rabıta gönülden kötü huyları giderip yerine tertemiz duyguları ortaya çıkarıyor elhamdülilah.Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun.