> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Müntehab Ehadis > Müslümanın hakları
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Müslümanın hakları  (Okunma Sayısı 3211 defa)
28 Ekim 2010, 17:00:26
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 28 Ekim 2010, 17:00:26 »



MÜSLÜMANIN HAKLARI

Kur’an Ayetleri
 

“Mü’minler ancak kardeştirler.” [1129]

“Ey iman edenler! Hiçbir kavim, diğer bir kavimle alay etmesin. Olur ki, alay edi­lenler, kendilerinden daha hayırlıdırlar. Bir takım kadınlar da diğer kadınlarla alay etmesinler. Olur ki, alay edilenler, (Allah indinde) kendilerinden daha hayırlı bulu­nurlar. Hem birbirinizi ayıplamayın. Ve birbirinize kötü lakablarla atışmayın. (Çünkü bunların hepsi günahtır.) İmandan sonra fasıklıkla adlanmak ne kötü bir isimdir. Kim de tevbe etmezse, işte onlar zâlimlerin tâ kendileridir. / Ey iman edenler! Zandan çok sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. (Bazı zan ise caizdir. Allahu Teâlâ hakkında iyi zan yapmak gibi...) Birbirinizin kusurlarını araştırmayın. Birbirinizi gıybet etmeyin. Hiç sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? Tabii bundan tiksinirsiniz. O halde Allah’tan korkun. Çünkü Allah tevbeleri kabul edicidir, esirgeyicidir. / Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından (-Âdem ile Havva’dan) yarattık. Hem de sizi soylara ve kabilelere ayırdık ki, birbirinizi tanıyasınız. (Birbirinize karşı övünesiniz diye değil.) Bilin ki, Allah katında en iyiniz, takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz ki Allah, her şeyi bilendir, her şeyden ha­berdar olandır.” [1130]                                                                                 

İzah: Yukarıdaki ayette gıybet etmek, ölü kardeşinin etini yemeye benze­tilmiştir. Bunun manası şudur: Bir insanın eti parçalanarak yense, o bundan acı çeker. Aynı şekilde gıybeti edilen bir müslümana da bundan eziyet ulaşır. Ancak ölü kimse acıdan etkilenmediği gibi, gıybeti edilen kimse de bunu öğrenene ka­dar bir sıkıntı çekmez. [1131]

“Ey iman edenler! Hak üzere durup adaleti yerine getirmeye çalışan hâkimler ve Allah için doğru söyleyen şahidler olun. Velevki şahidliğiniz kendi aleyhinize veya ana-babanızın, yakın akrabalarınızın aleyhine olsun, üzerine şahidlik yapılan kim­seler gerek zengin, gerekse fakir olsun... Çünkü Allah, ikisine de (zengin ve fakire) sizden daha yakındır. Onun için hakdan saparak nefsin arzusuna uymayın. Eğer adalet üzere hüküm vermekten, şahidliğinizde doğru söylemekten dilinizi eğip, bükerseniz veya yüz çevirirseniz, iyi bilin ki, Allah bütün yaptıklarınızdan haber­dardır. [1132]                                                                                                   

Size bir selâm verildiği vakit, siz ondan daha güzeli ile selâmlayınız. Yahut ay­nen o selâmla karşılık verin. Allah her şeyin hesabını görmektedir. [1133]         

Rabbin kesin olarak şunları ferman buyurdu: O’ndan başkasına ibâdet etmeyin. Anaya, babaya iyilik edin. Şayet onlardan biri yahut her ikisi senin yanında ihti­yarlık hâline yetişirse, sakın onlara “öf deme ve onları azarlama! İkisine de gü­zel ve yumuşak söyle. / Onlara acıyarak üzerlerine tevazu kanatlarını indir ve de ki:

“Ey Rabbim! Onlar beni küçükken nasıl terbiye ettilerse, Sen de onlara rah­met buyur!” [1134]                                                                                           

 

Hadisi Şerifler
 

87) Hz. Ali radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Müslümanın müslüman üzerindeki hakları altı tanedir: Karşılaştığı za­man selam verir. Davet ettiği zaman icabet eder. Aksırdığı (ve Elhamdülillah) dediği zaman cevaben Yerhamükellah der. Hastalandığında onu ziyaret eder. Vefat ettiğinde cenazesine katılır. Kendisi için istediğini onun için de ister.” [1135]

88 ) Hz. Ebû Hûreyre radıyallahu anh diyor ki: Ben Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu işittim;

“Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beş tanedir: Selam almak. Hastayı ziyaret etmek, Cenazelere iştirak etmek, Da­vete icabet etmek, Aksırma cevab olarak Yerhamükellah demek.”  [1136]

89) Hz. Ebû Hûreyre radıyallahu anh’dan rivayete göre Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur; “Siz iman etmedikçe (yani hayatınız iman ölçülerine uymadıkça) Cennet’e giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Size yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz ameli söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız.” [1137]                                                                                                         

90) Hz. Ebû Derdâ radıyallahu anh diyor ki: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu;

“Selâmı yayınız tâ ki yükselesiniz.” [1138]             

91) Hz. Abdullah İbni Mes’ud radıyallahu anh Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu söyledi;

“Selâm, Allahu Teâlâ’nın isimlerinden biridir. Onu yeryüzüne indirmiştir. Öyleyse onu aranızda iyice yayınız. Çünkü müslümanın biri, bir kavmin yanından geçerken onlara seiam verir de, onlar da selamını alır­larsa, onlara selamı hatırlattığı için seiam verenin o topluluk üzerine bir derece üstünlüğü olur. Eğer onlar selamı almazlarsa onlardan daha hayırlı olan melekler onun selamına cevab verirler.” [1139]                                                       

92) Hz. İbni Mes’ûd radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Kıyamet alâmetlerinden biri de bir şahsın diğerine sa­dece tanışlığından dolayı selam vermesidir. (Yani müslüman olduğundan dolayı değil)” [1140]                                                                                                               

93) Hz. İmran bin Husayn radıyallahu anhuma’dan rivayet edilmiştir: Bir adam Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’e gelerek,

“Esselâmû aleykûm” dedi. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem onun selamını aldı. Sonra adam mescide oturdu. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“On, (yani ona selamından dolayı on iyilik yazıldı)” buyurdu. Sonra başka bir adam geldi ve

“Esselâmû aleykûm ve rahmetullahi” dedi. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem onun selamına da cevab verdi ve

“Yirmi (yani onun için yirmi iyilik yazıldı)” buyurdu. Adam oturdu. Sonra üçüncü bir şahıs geldi ve

“Esselâmû aleykûm ve rahmetullahi ve berakâtühü” dedi. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem onun selamını da aldı. Adam oturdu. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Otuz (yani onun için otuz iyilik yazıldı)” buyurdu.                                         

Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem

“İnsanların Allahu Teâlâ’ya en yakın olanı, önce selam verendir” bu­yurdu. [1141]                                                                                                                           

95) Hz. Abdullah radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu; “Selâma önce başlayan kibirden uzaktır.” [1142]     

96) Hz. Enes radıyallahu anh diyor ki: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem bana

“Sevgili oğlum! Eve girdiğin zaman ev halkına selam ver. Bu senin ve ev halkın için berekete sebeb olur.” [1143]                                                                                             

97) Hz. Katâde rahmetullahi aleyh’dan rivayet edilmiştir: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu; “Siz bir eve girdiğiniz zaman o evin halkına selam veriniz. Evden çıkıp gideceğiniz zaman ev halkına selam vererek vedâlaşınız.” [1144]

98 ) Hz. Ebû Hûreyre radıyallahu antidan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Sizden biri, bir topluluğun yanına gittiğinde selam versin. Sonra oturmak isterse otursun. Meclisten kalkıp gitmek istediğinde yine selâm ver­sin. Çünkü birinci selam ikinci selamdan üstün değildir. (Yani ilk karşılaşmada selâm vermek sünnet olduğu gibi ayrılma vaktinde de selam vermek sünnettir.)”       [1145]   

99) Hz. Ebû Hûreyre radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur;

“Küçük büyüğe selam versin. Yürüyen oturana, az olanlar çok olanlara selam versin.” [1146]                                                                     

100) Hz. Ali radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu; “Yoldan geçmekte olan cemaatten biri selam verirse hepsi tarafından yeterli olur. Oturanlardan biri selam alırsa hepsi tarafından yeterli olur.” [1147]

101) Hz. Mikdâd bin Esved radıyallahu anh diyor ki:

“Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem geceleyin geldiğinde öyle selam verirdi ki, uyuyanı uyandırmaz. Uyanık olanlara sesini duyururdu.” [1148]                                                                                           

102) Hz. Ebû Hûreyre radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “İnsanların en âcizi, duadan âciz olandır. (Yani dua et­meyendir.) İnsanların en cimrisi, selam vermekte cimrilik edendir.” [1149]

103) Hz. İbnİ Mes’ud radıyallahu anh Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir; “Selamın tamamlanması musâfahadır.” [1150]                 

104) Hz. Berâ radıyallahu anh’dan rivayete göre Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu;

“İki müslüman karşılaştığında musâfaha yaparsa, ayrılmadan önce her ikisinin de günahları affolunur.” [1151]                                                      ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Müslümanın hakları
« Posted on: 26 Nisan 2024, 06:14:49 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Müslümanın hakları rüya tabiri,Müslümanın hakları mekke canlı, Müslümanın hakları kabe canlı yayın, Müslümanın hakları Üç boyutlu kuran oku Müslümanın hakları kuran ı kerim, Müslümanın hakları peygamber kıssaları,Müslümanın hakları ilitam ders soruları, Müslümanın haklarıönlisans arapça,
Logged
28 Ekim 2010, 17:01:43
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« Yanıtla #1 : 28 Ekim 2010, 17:01:43 »



“Sen ondaki bir alacağını mı almaya gidiyorsun?” dedi. Adam,

“Hayır! Allah için sevdiğimden dolayı gidiyo­rum” dedi. Melek,

“Beni Allahu Teâlâ sana (şunu söylemem için) gönderdi: Sen kardeşini Allah için sevdiğin gibi Allahu Teâlâ da seni seviyor.” [1235]                   

182) Hz. Ebû Hûreyre radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Kim imanın tadını tatmayı seviyorsa başka bir müslü­manı sadece Allah rızası ve hoşnudluğu için sevmelidir.” [1236]

183) Hz. Abdullah İbni Mes’ûd radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu;

“Şüphesiz iman alâmetlerinden biri de, kişinin başka birini sadece Allah rızâsı ve hoşnudluğu için sevmesidir. Halbuki sevdiği kimse ona mal, (dünyevi çıkar vs.) vermemiştir. İşte sadece Allah için sevmek (kâmil) imandır.” [1237]                                                                 

184) Hz. Enes radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu; “Allahu Teâlâ’nın rızası ve hoşnudluğu için birbirini seven iki kişinin en üstünü, arkadaşını daha fazla sevendir.” [1238]                   

185) Hz. Abdullah bin Amr radıyallahu anhuma’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu;

“Kim Allahu Teâlâ’nın rızâ ve hoşnudluğu için birini sever ve (o sevgiyi açıklamak için),

“Ben Allah için seni seviyorum” derse her ikisi de Cennet’e girdiklerinde sevgisini açıklayanın derecesi diğerinden daha yüksek olacak ve yüksek dereceyi daha çok hak edecektir.” [1239]             

186) Hz. Ebû Derdâ radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu; “İki kişi birbirini görmeden (gıyabında) Allah için severse, onlardan Allah’a en sevgili olan, arkadaşını en fazla sevendir.” [1240]

187) Hz. Numan bin Beşîr radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamet etmekte ve birbirlerine şefkat göstermekte mü’minlerin misali bir beden gibidir. Bedenin bir uzvu acı çekerse, onun acısından bedenin diğer azaları ateş ve uy­kusuzlukta ona ortak olurlar.” [1241]                                                                             

188 ) Hz. Muaz radıyallahu anh diyor ki: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu işittim; “Allahu Teâlâ’nın rızâ ve hoşnudluğu için birbirini se­venler, Arşın gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı gün Arşın gölgesin­de olacaklardır. Kendilerine has rütbe ve makamlarından dolayı enbiyâ ve şühedâ onlara imreneceklerdir” [1242]                                                                                     

189) Hz. Ubâde bin Sâmit radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem Allahu Teâlâ’nın bir hadisi kudside şöyle buyurduğunu nakletmiştir;

“Benim için birbirini sevenlere, Benim sevgim vacib olmuştur. Benim için birbirlerinin iyiliğini isteyenlere, Benim sevgim vacib olmuştur. Benim için birbirini ziyaret edip görüşenlere, Benim sevgim vacib olmuştur. Benim için birbirine infak edenlere, Benim sevgim vacib olmuştur. Onlar nurdan minberler üzerinde olacaklardır. (Kendilerine has derecelerinden dolayı) enbiyâ ve sıddîklar, onlara imre­neceklerdir.” [1243]                                                                                                       

Hz. Ubâde bin Sâmit radıyallahu anh’ın rivayetinde şöyle geçmektedir;

“Benim için birbiriyle yakınlık kuranlara Benim sevgim vacib olmuştur.” [1244]     

Hz. Muaz bin Cebel radıyallahu anh’ın rivayetinde şöyle geçmektedir:

“Benim için birbirleriyle beraber oturanlara, benim sevgim vacib olmuştur.” [1245]

Hz. Amr bin Abese radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir:

“Benim için birbiriyle dostluk kuranlara, Benim sevgim vacib olur.” [1246]                       

190) Hz. Muaz bin Cebel radıyallahu anh diyor ki: Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in şu hadisi kudsiyi naklettiğini işittim;

“Allahu Teâlâ buyuruyor ki:

“Benim azamet ve celâlim uğrunda birbirini sevenler için nurdan öyle minberler olacaktır ki, onlara peygamber ve şehidlerdâhi imrenecekierdir.” [1247]                               

191) Hz. İbni Abbas radıyallahu anhuma’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Şüphesiz, kıyamet günü Arşın sağında bazı kimseler Allah ile beraber olacaklardır. Allahu Teâlâ’nın iki eli de sağ diye ifade olunur. O kimseler nurdan minberler üzerinde olacaklar ve yüzlerinde nûr olacaktır. Onlar ne enbiyâ ne şühedâ ne de sıddîklardır.” Sahâbe-i Kiram radıyallahu anhum,

“Yâ Rasûlallah! Onlar kimlerdir?” deyince, Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Allahu Teâlâ’­nın azamet ve celâli için birbirini sevenlerdir” buyurdu. [1248]   

192) Hz. Ebû Mâlik el-Eş’ari radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Ey insanlar! Dinleyin, anlayın ve bilin ki; Allahu Teâlâ’nın bazı kulları vardır ki, onlar ne peygamber ne de şehidlerdir. Onların hususi makamları ve Allah’a olan özel yakınlıklarından doiayı peygamberler ve şehidler onlara imrenirler”. Medine’den uzak bir köyde oturan bir adam (dikkatleri çekmek için) eliyle Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem tarafına işaret ederek,

“Yâ Rasûlallah! Enbiyâ ve şühedâ olmayan bir takım insanlar olacak. Peygamberler ve şehidler, husûsi makamları ve Allah’a olan yakınlıklarından dolayı onlara im­renecekler. Onların halini bize beyan ediniz. (Yani onların sıfatlarını anlatınız)” dedi. Bu köylünün sorusundan dolayı Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in müba­rek yüzünde sevinç alâmeti belirdi. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Onlar tanınmayan ve çeşitli kabilelerden olan insanlardır. Onların aralarında bir­birine yakınlaşmasını sağlayan bir akrabalık bağı da yoktur. Onlar sadece Allah’ın rızâ ve hoşnudluğu için birbirini samîmi ve gerçek olarak sevmişlerdir. Allahu Teâlâ kıyamet günü onlar için nurdan minberler koyar ve onları, o minberlerin üzerine oturtur. Sonra onların yüzlerini ve elbiselerini nûrlandırır. Kıyamet günü insanlar korku içindeyken onlar hiçbir şekilde korkmayacaklardır. Onlar Allah’ın dostlarıdırlar. Onlar ne korkacaklar ne de üzüleceklerdir.” [1249]               

193) Hz. Abdullah İbni Mes’ûd radıyallahu anh diyor ki: Bir adam Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’e gelerek,

“Yâ Rasûlallah! Bir kavmi seven ancak onlarla be­raber olmayan (amet ve iyiliklerde onlara tam ayak uyduramayan) kimse hakkında ne buyurursunuz?” dedi. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Kişi sevdiği ile beraber­dir. (Yani ahirette onun yanma katılacaktır)” buyurdu. [1250]                                   

194) Hz. Ebû Umâme radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Bir kul sadece Allah celle celaluhu’nun rızası için bir kulu severse, yüce Rabbine ta’zim ve saygı göstermiş olur.” [1251]                 

195) Hz. Ebû Zerr radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Amellerin en üstünü Allah için birini sevmek ve Allah için birine buğz ve düşmanlık etmektir.” [1252]                                                   

196) Hz. Enes radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Kim bir (müslüman) kardeşini Allah rızası için ziyarete giderse, bir melek gökten ona,

“Sen hoş bir hayat geçir! Sana Cennet mübarek olsun!” diye nida eder. Allahu Teâlâ Arştaki meleklere,

“Kulum Benim rızam için ziyaret etti. Onu ağırlamak Benim borcumdur” buyurur. (O borç da şudur; Allahu Teâlâ ona mükâfat olarak Cennet’ten az bir şey verilmesine razı olmaz.)” [1253]

197) Hz. Zeyd bin Erkam radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Bir adam bir kardeşine bir söz verse, sözünü yerine getirmeye de niyet etse, ancak sözünü yerine getiremese ve kararlaştırı­lan vakitte gelemese ona hiçbir günah yoktur.” [1254]                                         

198 ) Hz. Ebû Hûreyre radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Kiminle bir konuda meşvere yapılırsa, o konuda ona güvenilmiştir. (O halde kendisiyle istişare yapan kimsenin sırrını açıklamamalı ve kendisiyle istişare yapan kimseye en faydalı olacak görüşü beyan etmelidir.)” [1255]

199) Hz. Câbir radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Bir adam bir söz söyler, sonra oraya buraya bakarsa o söz emânettir.” [1256]                                                                                                   

İzah: Hadisten maksat şudur: Bir kimse sizinle bir şey konuşur ve bunun sır olarak saklanması için bir şey demezse, fakat siz, onun (konuşurken sağa sola bakınmak gibi herhangi bir tavrından dolayı) konuşulanları kimsenin bilmesini is­temediğini sezerseniz, o zaman bu konuşma emanettir. Bu konuşmayı siz emanet gibi korumalısınız. [1257]

200) Hz. Ebû Musa el-Eş’ari radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Allahu Teâlâ’nın şiddetle yasakladığı (şirk, zina vs.) büyük günahlardan sonra en büyük günah, kişinin borçlu olarak ölüp de geride o borcun ödenmesi için herhangi bir hazırlık bırakm...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Ekim 2010, 17:02:45
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« Yanıtla #2 : 28 Ekim 2010, 17:02:45 »

[1129] Hucurât: 49/ 10.

[1130] Hucurât: 49/11-13.

[1131] Beyân-ül Kur'an

[1132] Nisâ: 4/135.

[1133] Nisâ: 4/86.

[1134] İsrâ: 17/23-24.

[1135] İbni Hibban

[1136] Buhari

[1137] Müslim

[1138] Taberâni, Mecma'ûz Zevâid

[1139] Buharı, Taberâni, Terğib

[1140] Müsned-i Ahmed

[1141] Ebû Dâvûd

[1142] Beyhaki

[1143] Tirmizi

[1144] Musannef Abdurrezzak

[1145] Tirmizi

[1146] Buhâri

[1147] Beyhaki

[1148] Tirmizi

[1149] Taberâni, Mecma'uz Zevâid

[1150] Tirmizi

[1151] Ebû Dâvûd

[1152] Taberâni, Mecma'uz Zevâid

[1153] Taberâni, Mecma'uz Zevâid

[1154] Ebû Dâvûd

[1155] Muvatta - İmam Mâlik

[1156] Ebû Dâvûd

[1157] Ebû Dâvûd

[1158] Taberâni, Mecma'uz Zevâid

[1159] Buhâri

[1160] Müslim

[1161] Ebû Dâvûd

[1162] Maârifûl Hadis

[1163] Müsned-i Ahmed

[1164] Ebû Dâvûd

[1165] Mezâhir-i Hâk

[1166] Müsned-i Ahmed, Taberâni, Ebû Yâ'lâ, Mecma'üz Zevâid

[1167] Buhâri

[1168] Tirmizi

[1169] Müslim

[1170] Ebû Dâvûd

[1171] Müsned-i Ahmed

[1172] Müsned-i Ahmed

[1173] Taberâni, Mecma'uz zevâid

[1174] Tirmizi

[1175] İbni Mâce

[1176] Müslim

[1177] İbni Hibban

[1178] İbni Hibban

[1179] Müslim

[1180] Tirmizi

[1181] Müslim

[1182] Müslim

[1183] Tirmizi

[1184] İbni Mâce

[1185] Müslim

[1186] Müslim

[1187] Buhâri

[1188] Müsned-i- Ahmed

[1189] Maârif ül Hadîs

[1190] Taberâni, Mecma'uz Zevâid

[1191] Maârif ül Hadîs

[1192] Tirmizi

[1193] Buhâri

[1194] Müslim

[1195] Müsned-i Ahmed

[1196] Ebû Dâvûd

[1197] Bezl'ül Mechûd

[1198] Müsned'i Ahmed, Taberâni, Mecma'uz Zevâİd

[1199] Müstedrek-i Hâkim

[1200] Hâşiyet'üt Terğib

[1201] Müsned'iAhmed, Taberâni, Mecma'uz Zevâid

[1202] Beyhaki

[1203] Ebû Dâvûd

[1204] Tirmizi

[1205] İbni Mâce

[1206] Taberâni, Hilyet'ül Evliya, Câmi'üs Sağir

[1207] Tirmizi

[1208] Taberâni, Mecma'uz Zevâid

[1209] Ebû Dâvûd

[1210] Taberâni, Terğib

[1211] Ebû Davûd

[1212] Bezzar, Terğib

[1213] Dâre Kutnî, Câmi'üs Sağir

[1214] Buhâri

[1215] Ebû Dâvûd

[1216] Ebû Dâvûd

[1217] Ebû Dâvud

[1218] Maârifül Hadîs

[1219] Neseî

[1220] Buhâri

[1221] Buhâri

[1222] Feth'ül Bari

[1223] Mecma-ü Bihâr-il Envâr

[1224] Ebû Dâvûd

[1225] Müsned-i Ahmed

[1226] İbni Mâce

[1227] Mezâhir'i Hakk

[1228] Ebû Dâvûd

[1229] Müsned'i Ahmed, Bezzar, Mecma'ûz Zevâid

[1230] Müsned'i Ahmed

[1231] Ebû Dâvûd

[1232] İbni Mâce

[1233] Taberâni, Mecma'ûz Zeva,

[1234] Müstedrek-i Hâkim

[1235] Müslim

[1236] Müsned-i Ahmed, Bezzar, Mecma'ûz Zevâid

[1237] Taberâni, Mecma'ûz Zevâid

[1238] Müstedrek’i Hâkim

[1239] Bezzâr, Terğib

[1240] Taberâni, Mecma'ûz Zevâid

[1241] Müslim

[1242] İbni Hibban

[1243] İbni Hibban

[1244] Müsned-i Ahmed

[1245] Taberani - İmam Mâlik

[1246] Taberâni, Mecma'uz zevâid

[1247] Tirmizi

[1248] Taberâni, Mecma'uz zevâîd

[1249] Musned-i Ahmed

[1250] Buhâri

[1251] Müsnedi Ahmed

[1252] Ebû Dâvûd

[1253] Bezzar, Ebû Yâlâ Terğib

[1254] Ebû Dâvûd

[1255] Tirmizi

[1256] Ebû Dâvûd

[1257] Maârifül Hadîs

[1258] Ebû Dâvûd

[1259] Tırmizi

[1260] Müslim

[1261] Müsned-i Ahmed

[1262] Buhâri

[1263] Buhâri

[1264] Feth'ül Bârı

[1265] İbni Mâce

[1266] Müslim

[1267] Buhâri

[1268] Tirmizi

[1269] Maârif ül Hadîs

[1270] Tirmizi

[1271] Maârif ül Hadîs

[1272] Tirmizi

[1273] Müslim

[1274] Maârif ül Hadîs

[1275] Tirmizi

[1276] Ebû Dâvûd

[1277] İbni Hibban

[1278] Tirmizi

[1279] Buhari

[1280] Tirmizi

[1281] Tirmizi

[1282] Müstedrek-i Hakim

[1283] Buhâri

[1284] Beyhaki

[1285] Buhâri

[1286] Tirmizi

[1287] Tirmizi

[1288] Müslim

[1289] Terğib

[1290] Taberani, Ebû Yâ'lâ, Mecma'uz Zevâid

[1291] Müsned-i Ahmed

[1292] Tirmizi

[1293] Taberâni, Mecma'uz zevâid

[1294] Beyhâki, Mişkât

[1295] Buhâri.

[1296] Müsned'i Ahmed, Mecma'uz Zevâid

[1297] Müslim

[1298] Müsned'i Ahmed, Mecma'uz Zevâid

[1299] İbni Hibban

[1300] Müslim

[1301] Buhân

[1302] Müsned'i Ahmed, Taberâni, Mecma'uz Zevâid

[1303] Ebû Dâvûd

[1304] Taberâni, Mecma'uz Zevâid

[1305] Müsned'i Ahmed, Mecma'uz Zevâid

[1306] Buhâri

[1307] İbni Hibban

[1308] Müstedrek'i Hâkim, İsâbe

[1309] Müslim

[1310] Tercümân'üs Sünne

[1311]Ebû Dâvûd

[1312] Tirmizi

[1313] Tirmizi

[1314] İbni Mâce



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

16 Temmuz 2019, 15:17:20
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 16 Temmuz 2019, 15:17:20 »

Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim. ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

16 Temmuz 2019, 16:41:21
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #4 : 16 Temmuz 2019, 16:41:21 »

Ve Aleykümüsselam Rabbim bizlerin ilmini artırsın Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes