> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Müntehab Ehadis > Allahu Teâlâ'yı zikretmenin faziletleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Allahu Teâlâ'yı zikretmenin faziletleri  (Okunma Sayısı 4661 defa)
28 Ekim 2010, 17:40:47
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 28 Ekim 2010, 17:40:47 »



ALLAHU TEÂLÂ’YI ZİKRETMENİN FAZİLETLERİ

Kur’an Ayetleri
 

“O halde siz, Beni anın ki, Ben de sizi anayım. (Dünya ve ahirette Benim yardım ve ihsanım sizinle beraber olsun.)” [786]

“Rabbinin ismini an ve her şeyden kesilerek sadece O’na yönel.”  [787]

“İyice bilin ki, ancak Allah’ı anmakla kalpler yatışır ve huzur bulur.” [788]           

“Muhakkak ki Allah’ı zikretmek (herşeyden) daha büyüktür.” [789]             

“Akıl sahipleri o kimselerdir ki, ayakta iken, otururken ve yatarken (daima) Allah’ı anarlar.” [790]                                                                                       

“Baba ve dedelerinizi anarak övündüğünüz gibi, hatta onlardan daha çok Allah’ı anın.” [791]

“Sabah ve akşam, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan hafif bir sesle (Kur’an okuyarak veya tesbih ederek) Rabbini an. Gafillerden olma.” [792]   

“Sen ne halde olsan, Kur’an’dan ne okusan ve sizler ne yapsanız, o işle meşgul urKen, muhakkak Biz üzerinizde şâhid bulunuruz.” [793]

“Ve O güçlü, merhametli olan Allah’a tevekkül et. / O Allah ki, (teheccüd namazına) kalktığın vakit seni görüyor / Secde edenler (namaz kılanlar) arasında dolaşmanı da... / Çünkü hakkıyla işiten, hakkıyla bilen ancak O’dur.” [794]             

“Nerede olsanız O sizinle beraberdir.” [795]

“Her kim Rahman’ın zikrinden göz yumarsa, Biz ona şeytanı musallat ederiz. Ar­tık bu ona arkadaştır.” [796]                                                                           

“Eğer (Yûnus) çok tesbih edenlerden olmasaydı. Muhakkak (kabirden) dirilecek­leri (Kıyamet) gününe kadar onun (balığın) karnında kalırdı. (O balığa yem olur­du. Yunus aleyhisselam balığın karnında şu tesbihi yapıyordu:)” [797]     

“O halde akşama girdiğiniz vakit ve sabaha erdiğiniz vakit Allah’ı tesbih edin.” [798]

“Ey iman edenler! Allah’ı çok zikredin, onu sabah ve akşam tesbih edin, yüceltin.” [799]

“Şüphesiz Allah ve melekleri, Peygambere salât ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selam verin. (Yani Allahu Teâlâ Kendi pey­gamberini husûsi rahmetiyle şereflendirmektedir. Melekler de bu husûsi rahmetini göndermesi için Allah’a duâ ederler. O halde ey iman edenler! Siz de Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem üzerine bu husûsi rahmetin nazil olması için duâ edin ve onun üzerine bol bol selâm gönderin.) [800]

“(Takva sahipleri) onlar ki, bir günah işledikleri veya nefislerine zulüm ettikleri za­man Allah’ı (O’nun azametini ve azabını) hatırlayarak hemen günahlarının bağış­lanmasını isterler. Günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir? Hem yaptıkları günahta bile bile ısrar etmezler. / İşte bunların mükâfatı, Rablerinden bir mağfiret ve (ağaçlan) altından ırmaklar akan Cennetlerdir. Orada ebedî kalacaklardır. Böyle yapanların ecri ne de güzeldir.” [801]                                     

“İstiğfar ettikleri halde Allah onlara azab edici değildir.”

“Sonra şüphe yok ki, Rabbin bir cahillikle kötülük eden, sonra bunun arkasından tevbe edip hâlini düzelten kimseler lehindedir. Muhakkak ki, Rabbin bu tevbeden sonra çok bağışlayan ve merhameti sonsuz olandır.” [802]                             

“Allah’tan mağfiret dilemeli değil misiniz, belki merhamet olunursunuz.” [803]

“Ey Mü’minler! Toptan Allah’a tevbe edin. Tâ ki felah bulaşınız!” [804]                 

“Ey iman edenler! Allah’a samimi olarak tevbe edin. (Şöyle ki, kalbinizde o güna­hın hayali dâhi kalmasın)” [805]                                                                     

 

Hadisi Şerifler
 

72) Hz. Câbir bin Abdullah radıyallahu anhuma’dan rivayet edilmiştir: Peygam­ber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu;

“İnsanı kabir azabından kurtaracak Allah’ı zikretmekten daha büyük bir ameli olamaz”. Bunun üzerine,

“Allah yolunda cihad etmekte mi?” denilince Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Allah yolunda cihad da (kabir azabından kurtarmakta, Allah’ı zikretmekten daha üstün olamaz.) Ancak şu kadar var ki, bir kimse yiğitçe savaşır, kılıcı kırılana kadar savaşmaya devam ederse, (bu ameli de onu zikir gibi) azabtan koruyacaktır.” [806]

73) Hz. Ebû Hûreyre radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Allahu Teâlâ buyuruyor ki;

“Ben, kulumun Bana olan zannı üzere ona muamele yaparım. O Beni anarsa onunla beraber olurum. O Beni yalnızken anarsa, Ben de onu yalnız anarım. O Beni bir toplulukta anarsa, Ben onu, o topluluktan daha üstün bir toplulukta (yani meleklerin topluluğunda) anarım. Kulum Bana bir karış yaklaşırsa, Ben ona bir arşın yaklaşırım. O Bana bir arşın yaklaşırsa, Ben ona bir kulaç yaklaşırım. O Bana yürüyerek gelirse, Ben ona koşarak gelirim.” [807]                                                                               

İzah: Hadisi şeriften şu anlaşılmaktadır ki;

“Kim salih amelleriyle Bana ne kadar çok yaklaşırsa, Ben rahmet ve yardımımla, kuluma ondan daha fazla yönelirim.”

74) Hz. Ebû Hûreyre radıyallahu anh diyor ki: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem hadisi kudside Allah celle celaluhu’nun şöyle buyurduğunu naklediyor;

“Kulum Beni zikrettiği müddetçe ve dudakları Beni anarak kımıldadığı sürece onunla beraber olurum.” [808]                                                                                                               

75) Hz. Abdullah bin Büşr radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Bir adam,

“Yâ Rasûlallah! Şüphesiz İslam’ın hükümleri çoktur. (Onlarla amel etmek zaruridir. Ancak) kendisiyle devamlı meşgul olacağım bir ameli bana söyleyiniz” deyince Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Dilin her zaman Allah’ın zikriyle taze ve ıslak bulunsun” buyurdu. [809]

76) Hz. Muaz bin Cebel radıyallahu anh diyor ki: Benim Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’dan ayrılırken en son konuşmam şöyleydi: Ben,

“Yâ Rasûlallah! Ba­na Allahu Teâlâ’ya en sevimli ameli söyleyiniz” dedim. Başka bir rivayette ise şöyle geçmektedir: Hz. Muaz radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’e,

“Yâ Rasûl­allah! Bana en üstün ve Allah’a en sevimli olan ameli söyleyiniz” dedim. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Lisanın Allah’ın zikriyle ıslak iken sana ölümün gelmesidir. (Bu da ancak kişinin hayatta iken zikre özen göstermesiyle olabilir.)” [810]

İzah: Hadiste geçen ayrılık vaktinden kasıt şudur: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem, Hz. Muaz bin Cebel radıyallahu anh’ı Yemen’e emir tayin edip göndermişti. Bu konuşmalarda bu ayrılık esnasında olmuştu.

77)
Hz. Ebu Derdâ radıyallahu anh diyor ki: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Size amellerinizin en hayırlısını, sahibiniz (olan Allah’ın) yanında en temizini, derecenizi en fazla yükselteni, Allah yolunda altın ve gümüş harcamak­tan daha hayırlısını, cihadda düşmanla karşılaşıp, sizin onları öldürmenizden veya onların sizi öldürmesinden daha üstün olan bir şeyi haber vereyim mi?” Sahâbe-i Kiram radıyallahu anhum,

“Evet söyleyiniz” deyince Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem,

“Allah’ı zikretmektir” buyurdu. [811]                                                             

78 ) Hz. İbni Abbas radıyatlahu anhuma’dan rivayet edilmiştir: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Dört şey kime verildiyse, ona dünya ve ahiret hayırları verilmiştir: Şükreden bir kalb, Zikreden bir lisan, Meşakkatlere sabreden beden, Kendi nefsine hıyanet etmeyen (yani iffetini koruyan) ve bir de kocasının malına hıyanet etmeyen hanım.” [812]

79) Hz. Ebû Derdâ radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu; “Her gün Allahu Teâlâ’nın kulları üzerine ihsan ve sadakaları vardır. Ancak hiçbiri Allahu Teâlâ’nın bir kuluna Kendini zikretmek için verdiği tevfikten daha üstün değildir.” [813]

80) Hz. Hanzala Useydî radıyallahu antidan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Canım kudret elinde olan Zât’a yemin olsun ki, sizin haliniz, benim yanımda bulunduğunuz gibi devam etse ve siz her an Allah’ın zikriyle meşgul olsanız, elbette melekler sizinle yataklarınız ve yollarınız üzerinde musafaha ederlerdi. Ancak ey Hanzala! Bu hâl ara sıra olur.” Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem bu son cümleyi üç defa tekrarladı. (Yani insan her zaman aynı keyfiyet üzere kalamaz. Aksine ahvallere göre sürekli değişir durur.) [814]

81) Hz. Muaz bin Cebel radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Cennet ehli (Cennet’e girdikten sonra) dünyanın hiçbir şeyine üzülmeyecekler, ancak dünyada Allah celle celaluhu’yu zikretmeden geçen vakte üzüleceklerdir.”  [815]

82) Hz. Sehl bin Huneyf radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu;

“Meclislerinizin hakkını ödeyin. (O haklardan biri de) Allahu Teâlâ’yı çok zikredin.” [816]                                       

83) Hz. Ukbe bin Âmir radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Bineğine binmiş giden bir yolcu, yolculuğu esnasında, gibini dünyevi konulardan ayırarak Allah’a ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Allahu Teâlâ'yı zikretmenin faziletleri
« Posted on: 20 Nisan 2024, 17:50:39 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Allahu Teâlâ'yı zikretmenin faziletleri rüya tabiri,Allahu Teâlâ'yı zikretmenin faziletleri mekke canlı, Allahu Teâlâ'yı zikretmenin faziletleri kabe canlı yayın, Allahu Teâlâ'yı zikretmenin faziletleri Üç boyutlu kuran oku Allahu Teâlâ'yı zikretmenin faziletleri kuran ı kerim, Allahu Teâlâ'yı zikretmenin faziletleri peygamber kıssaları,Allahu Teâlâ'yı zikretmenin faziletleri ilitam ders soruları, Allahu Teâlâ'yı zikretmenin faziletleriönlisans arapça,
Logged
28 Ekim 2010, 17:42:27
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« Yanıtla #1 : 28 Ekim 2010, 17:42:27 »

sallallahu aleyhi vesellem’in ev halkı üzerine bere­ket indir. Nasıl ki sen Hz. İbrahim aleyhisselam üzerine ve Hz. İbrahim aleyhisselam’in ev halkı üzerine bereket indirmiştin. Şüphesiz Sen hamde layıksın ve yücesin.” [894]

156) Hz. Ebû Humeyd Sâidî radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Sahâbe-i Kiram radıyallahu anhum,

“Yâ Rasûlallah! Biz sana nasıl salavât getirelim” dediler. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: “Şöyle söyleyin:

Allahümme salli alâ Muhammedin ve ezvâcihi ve zürriyyetihi kemâ salleyte alâ âli İbrahim. Ve bârik alâ Muhammedin ve ezvâcihi ve zürriyyetihi kemâ bârekte alâ âli İbrahim. İnneke hamîdun mecîd, Allah’ım! Hz. İbrahim aleyhisselam’in ev halkı üzerine rahmet indirdiğin gibi Muham­med sallallahu aleyhi vesellem üzerine ve onun hanımları ve nesline rahmet indir. Hz. İbrahim aleyhisselam’in ev halkı üzerine bereket indirdiğin gibi Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’in hanımları ve nesli üzerine bereket indir. Şüphesiz Sen hamde layıksın ve çok yücesin.” [895]                                                                                         

157) Hz. Ebû Saîd Hudrî radıyallahu anh diyor ki: Biz,

“Yâ Rasûlallah! Size selam göndermenin yolunu öğrendik. (Şöyle ki teşehhüde Es’selâmu aleyke eyyühen nebiyyu ve rahmetullahi ve berekâtuhu diyerek size selam gönderiyoruz.) Şimdi bize söyleyin, size nasıl salavât getirelim?” dedik. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki

“Şöyle söyleyin:

Allahümme salli alâ Muhammedin abdike ve Resûlike kemâ salleyte alâ İbrâhime ve bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ bârekte alâ İbrâhime ve alâ âli İbrahim Allah’ım! Hz. İbrahim aleyhisselam’’in üzerine rahmet indirdiğin gibi, kulun ve Resulün olan Muhammed sallallahu aleyhi vesellem üzerine rahmet indir. Hz. İbrahim aleyhisselam ve Hz. İbrahim aleyhisselam’ın ev halkı üzerine bereket indirdiğin gibi Muhammed sallallahu aleyhi vesellem üzerine ve Muhammed sallallahu aleyhi vesellemln ev halkı üze­rine bereket indir.” [896]                                                                                           

158 ) Hz. Ebû Hûreyre radıyallahu anh’dan rivayete göre Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Bizim ehli beytimize salavât getirdiğinde sevabının büyük bir ölçekle ölçülmesini isteyen kimse şu salavâtı okusun: Allahümme salli alâ Muhammedinin nebiyyi ve ezvâcihi ümmehâtil mü’minîne ve zürriyyetihi ve ehli beytini kemâ salleyte alâ âli İbrâhime inneke hamîdün mecîd, Allah’ım! Nebî Muhammed sallallahu aleyhi vesellem üzerine ve mü’minlerin anneleri olan hanımları üzerine, o’nun nesli üzerine ve o’nun ehli beyti üzerine rahmet in­dir. Şüphesiz Sen hamde layıksın ve çok yücesin.” [897]                                   

159) Hz. Ruveyfî bin Sabit radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Kim Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’e şu şe­kilde salavât okursa ona şefaatim vacib olur:

Allahümme enzilhu’l mek’ade’l mukarrebe indeke yevme’l kıyameti Allah’ım! Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’e kıyamet günü yanındaki mukarreb makamda yer ver.” [898]

160) Hz. Ebû Zerr radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Allahu Teâlâ buyurdu ki: “Ey kulum! Sen Bana ibadet ettiğin ve Ben’den (mağfiret) beklediğin müddetçe ne kadar günahın olursa olsun seni affedeceğim. Ey kulum! Sen Bana kimseyi ortak koşmadan yeryüzü dolusu günahla da gelsen seni mağfiret ile karşılarım. (Yani bol bol bağışlarım.)” [899]

161) Hz. Enes bin Mâlik radıyallahu anh diyor ki: Ben Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu işittim;

“Allahu Teâlâ buyuruyor ki: “Ey Ademoğlu! Şüphesiz sen Bana dua ettiğin ve Benden (mağfiret) ümidi beslediğin sürece ne kadar günahın olursa olsun seni affederim ve buna aldırmam. (Yani sen ne kadar büyük günahkâr olsan da seni affetmek Benim için çok büyük bir şey değildir.) Ey Ademoğlu! Senin günahların göğün derinliklerine kadar ulaşsa sonra sen Ben­den bağışlanmasını dilersen Ben seni bağışlarım ve buna aldırmam.” [900]     

162) Hz. Ebû Hûreyre radıyallahu anh diyor ki: Ben Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu işittim;

“Bir kul günah işler, sonra (pişman olarak) “Rabbim! Ben günah işledim, beni bağışla” derse Allahu Teâlâ (meleklerine) şöyle buyurur

“Kulum günahları bağışlayan ve günahlardan dolayı cezalandırabilen rabbi olduğunu bildi mi? (İyi dinleyin!) Ben kulumu bağışladım...” Sonra o kul Allah’ın dilediği kadar günahlardan uzak durur ve sonra kendisinden bir günah sadır olur (ve pişman olarak)

“Ya Rabbi ben yine bir günah işledim. Sen onu da affet” der. Bunun üzerine Allahu Teâlâ (meleklere),

“KuIum günahlarını bağışla­yacak veya cezalandıracak rabbi olduğunu bildi mi? (İyi dinleyin!) Ben kulumu bağışladım.” O kişi Allah’ın dilediği kadar günahlardan uzak durur. Ondan sonra tekrar bir günah işler (ve pişman olarak)

“Ey Rabbim! Ben bir günah daha işledim, Sen onu da affet” der. Allahu Teâlâ (meleklere),

“Kulum günahını bağışlayacak ve cezalandırabilecek rabbi olduğunu bildi mi? (İyi dinleyin!) Ben kulumu bağış­ladım. Kulum ne isterse yapsın. (Yani her günahtan sonra tevbe ederse, onun tevbesini kabul ederim.)” [901]                                                                                       

163) Hz. Ümmü İsmet el-Avsiyye radıyallahu anha’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Bir müslüman günah işlediğinde günah­ları yazmakla görevli melek, o günahı yazmadan üç saat bekler. (Yani bir müd­det bekler.) Eğer o üç saatlik zaman içinde günahından dolayı Aiiahu Teâlâ’dan af dilerse, melek ahiret günü o kişiye günahını hatırlatmaz. Kıyamet günü (o gü­nahtan dolayı) ona azab edilmez.” [902]                                                       

164) Hz. Ebû Umâme radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah aleyhi vesellem şöyle buyurdu; “Muhakkak sol taraftaki melek kalemini, günahkâr müslümandan altı saat (bir süre)liğine kaldırır (günah yazmaz.) Sonra o günahkâr kul, pişman olup günahından af dilerse, melek onun günahını yazmaz. Aksi tak­dirde bir günah yazar.” [903]                                                             

165) Hz. Ebû Hûreyre radıyallahu anh’dan rivayete göre Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:

“Şüphesiz bir kul günah işlediğinde kalbine siyah bir nokta konulur. Sonra eğer o günahı terkeder ve Allahu Teâlâ’dan af diler ve tevbe ederse, (siyah nokta yok olur ve) kalbi tertemiz olur. Eğer o günahtan sonra tevbe ve istiğfar etmek yerine daha fazla günah işlerse, kalbinin siyahlığı daha da artar. Nihayet siyahlık kalbi kaplar”. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“İşte bu Allahu Teâlâ’nın şu ayette buyurduğu pastır.”

“Hayır! Bilakis onların işlemekte oldukları (kötülükler) kalplerini paslandırmıştır.” [904]

166) Hz. Ebû Bekr Sıddık radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Kim günahlarına istiğfar etmeye devam ederse, o gü­naha ısrar edenlerden sayılmaz. Her gün yetmiş defa günah işlese de.” [905]

İzah: Yukarıdaki hadisten şu anlaşılmaktadır: Bir günahtan sonra pişman­lık duyulur ve ileride o günahtan sakınmaya sağlam karar verilirse, o günah affe­dilmeye layıktır. O günah tekrarlansa da hüküm aynıdır. [906]

167) Hz. İbni Abbas radıyallahu anhuma’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu;

“Kim istiğfara devam ederse, Allahu Teâlâ ona her darlıktan bir çıkış yolu, her üzüntüden bir kurtuluş nasib eder. Bir de hiç umma­dığı yerden ona rızık verir.” [907]

168 ) Hz. Zübeyr radıyallahu anh’dan rivayete göre Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur; “Kim (kıyamet günü) amel defterinin kendisini sevin­dirmesini isterse, (günahlarına) bol bol istiğfar etsin.” [908]       

169) Hz. Abdullah bin Büsr radıyallahu anh diyor ki: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Kıyamet günü amel defterinde çok fazla istiğfar bulan kimse­ye müjdeler olsun.” [909]                                                                                     

170) Hz. Ebu Zerr radıyallahu anh diyor ki:  Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu;

“Allahu Teâlâ buyuruyor ki: “Kullarım! Hepiniz günahkârsınız, Benim koruduklarım müstesna... O halde Benden mağfiret isteyin, Ben sizi bağış­layayım. Sizden kim Benim bağışlamaya kadir olduğumu bilerek, Benden affını isterse onu affederim.

Hepiniz yolunuzu şaşırmışsınız, ancak Benim hidayet verdiğim kimse müs­tesna... O halde Benden hidayet isteyin, size hidayet vereyim.

Siz hepiniz fakirsiniz, ancak Benim zengin kıldığım kimse müstesna... O halde Benden isteyin size rızık vereyim.

Eğer sizin dirileriniz, ölüleriniz, öncekileriniz, sonradan gelenleriniz, bitkile­riniz, cansız varlıklarınız (insan olup) bir araya toplansa ve bunların hepsi Allah’tan en çok korkan kullarımdan biri gibi olsalar, bu durum Benim mülkümden sivri­sineğin kanadı kadar dahi bir şey arttıramaz... Bunların hepsi bir araya toplanıp kullarımdan en günahkar biri gibi olsalar, bu da Benim mülkümden sivrisineğin kanadı kadar bir şey eksiltemez. Eğer sizin dirileriniz, ölüleriniz, önce geçenleriniz, sonradan gelenleriniz, bitkileriniz ve cansız varlıklarınız (insan olup) bir araya toplansalar ve onlardan her biri kendi arzusunun ulaşabildiği son sınıra kadar Benden istese, Benim hazinemden, sizden birinin denizin kenarında yürürken denize bir iğne...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

22 Eylül 2016, 22:08:57
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 22 Eylül 2016, 22:08:57 »

Esselamu aleykum.Rabbim bizleri onun yolunda giden ve onu her aninda zikir edip faziletine erip kurtuluşa eren kullardan eylesin bizleri inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes