๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Müntehab Ehadis => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 28 Ekim 2010, 16:25:02



Konu Başlığı: ALLAH'ın rızası için amel yapmak
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 28 Ekim 2010, 16:25:02
ALLAHU TEÂLÂ’NIN RIZÂSI İÇİN, O’NUN VAADLERİNE YAKÎNEN İNANARAK, ECİR VE MÜKÂFAT ARZUSU İLE AMEL YAPMAK

Hadisi Şerifler
 

25) Hz. Abdullah bin Amr radıyallahu anhuma’dan rivayet edilmiştir: Rasülullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Kırk tane haslet vardır ki, bunların en yüksek derecelisi kendi keçisini sütünden faydalanması için birine ödünç vermektir. Sonra kim sevabını umarak ve Allahu Teâlâ’nın onunla ilgili vaadini tasdik ederek bu has­letlerden biriyle amel ederse Allahu Teâlâ buna karşılık onu Cennet’e koyar.”  [1510]

İzah: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in kırk tane hasleti açıklamaması­nın sebebi şudur; İnsan her iyiliği yaparken

“Belki de bu iyilik, hadiste zikredilen kırk tane iyiliğe dahildir” diye düşünmelidir. [1511]

Hadisten maksat şudur: insan her amelini, iman ve ihtisab sıfatı ile yapma­lıdır. Yani bu amelle ilgili Allahu Teâlâ’nın vaadlerine inanarak ve o amelle ilgili anlatılan faziletleri göz önünde bulundurarak amel yapmalıdır.

26) Hz. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Kim Allahu Teâlâ’nın vaadlerine yakînen inanarak ve ecir ve mükâfatını arzu ederek bir müslümanın cenazesine katılır, cenaze namazı kılınıp defnedilinceye kadar cenaze ile beraber olursa, iki kırat sevab alarak döner. Her bir kırat Uhud dağı kadardır... Kim de sadece cenaze namazını kıldıktan sonra dönerse, (defin işi bitene kadar kalmazsa,) o bir kırat sevab alarak döner.” [1512]

İzah: Kırat, dirhemin on ikide birine (1/12’sine) eşittir. O devirde işçilere çalışma ücreti kırat hesabına göre veriliyordu. Bundan dolayı Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem de bu durumda kırat lafzını kullanmıştır. Bir de bunun dünyada kul­lanılan kırat olmadığını, aksine bu sevabın ahiret kıratına göre olacağını beyan etmiştir. Ahiret kıratı, dünya kıratının karşısında Uhud dağı kadar büyük ve muaz­zamdır. [1513]

27) Hz. Ebû Derdâ radıyallahu anh diyor ki: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu işittim; “Allahu Teâlâ, Hz. İsa aleyhîsselam’a,

“Ey İsâ! Ben, sen­den sonra öyle bir ümmet göndereceğim ki, onlara sevdikleri bir şey (nimet ve rahatlık) ulaştığında ALLAH’a hamd ederler. Hoşlanmadıkları bir şey (musibet ve sıkıntı) ulaştığında Allahu Teâlâ’nın tahammül etmeye karşılık vaad ettiği sevabı ümid ederler ve sabrederler. Onlarda ne hilim (yani yumuşaklık) ne de ilim vardır.” Hz. İsa aleyhisselam,

“Ey Rabbim! Onlarda hilim ve ilim olmadığına göre onların sabretmesi ve sevabı ümid etmeleri nasıl olur?” deyince Allahu Teâlâ,

“Ben onlara Kendi hilmimden hilim ve Kendi ilmimden ilim veririm” buyurdu. [1514]

28 ) Hz. Ebû Umâme radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasûiullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle bir hadisi kudsi beyan etti;

“Allahu Teâlâ buyuruyor ki:

“Ey Ademoğlu! Eğer sen (bir şeyin elinden gitmesi üzerine) sarsıldığın ilk anda sab­reder ve sevabını ümid edersen, Ben senin için Cennet’ten daha az bir mükâfata razı olmam.”                                                                                                  

29) Hz. Ebû Mes’ûd radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Bir kimse sevabını ümid ederek ev halkına harcarsa, (bu harcamasından dolayı) ona sadaka sevabı verilir.” [1515]                                  

30) Hz. Sa’d bin Ebî vakkas radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu;

“Sen Allahu Teâlâ’yı razı etmek için ne har­carsan onun sevabı sana verilecektir Hatta hanımının ağzına koyduğun lokma­dan dolayı (sana sevab verilecektir.)” [1516]                                                                  

31) Hz. Üsâme radıyallahu anh diyor ki: Ben, Sa’d, Übeyy bin Ka’b ve Muâz radıyallahu anhum Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in yanındaydık. O esnada Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in kızlarından birinin elçisi gelerek onun çocuğunun vefat etmek üzere olduğunu haber verdi. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem kızına şöyle bir haber gönderdi;

“Aldığı şey ALLAH’ındır. Verdiği şeyler de ALLAH’ındır. Allahu Teâlâ indinde her şeyin vakti kararlaştırılmıştır. O sabretsin ve (bu sarsıntı ve sabır karşılığında Allahu Teâlâ’nın vaadlerini) ümid etsin.” [1517]  

32) Hz. Ebû Hûreyre radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem ensardan olan kadınlara,

“Sizden birinizin üç çocuğu ölür, buna kar­şılık Allahu Teâlâ’dan sevab beklerse, o mutlaka Cennet’e girecektir” buyurdu. Onlardan bir kadın,

“Yâ Rasûlallah eğer iki çocuğu ölürse?” deyince Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“İki çocuğu ölse de aynı sevab verilecektir” buyurdu. [1518]

33) Hz. Abdullah bin Amr bin Âs radıyallahu anhumaöan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu;

“Allahu Teâlâ mü’min kulunun sev sevdiği bir kişiyi alır da, o buna sabreder ve sevabını bekler, bununla beraber emrolunanı yaparsa, (mesela İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn (derse,) Allahu Teâlâ onun için Cennet’ten daha az bir mükâfata razı olmaz.” [1519]              

34) Hz. Abdullah bin Amr radıyallahu anhuma diyor ki: Ben

“Yâ Rasûlallah ba­na cihad ve gazveyi anlatır mısınız?” dedim. Buyurdu ki;

“Ey Abdullah bin Amr! Eğer sen sabrederek ve sevabını bekleyerek savaşırsan, Allahu Teâlâ kıyamet günü seni sabreden ve sevab ümid eden biri olarak diriltecektir. Eğer sen gösteriş yapmak ve çok ganimet malı almak için savaşırsan, Allahu Teâlâ kıyamet günü seni gösteriş yapmak ve çok ganimet malı almak için savaşan biri olarak dirilte­cektir. (Yani mahşer meydanında

“Bu şahıs gösteriş için ve fazla mal elde etmek için savaşmıştı” diye ilan edilecektir.) Ey Abdullah! Hangi hâl (ve niyet) üzere savaşırsan veya öldürülürsen, Allahu Teâlâ kıyamet günü seni o hâl (ve niyet) üzere diriltecektir.” [1520]


[1510] Buhâri.

[1511] Feth'ul Bârî

[1512] Buhâri

[1513] Maarif’ül Hadis.

[1514] Müstedrek'i Hâkim

[1515] Buhâri

[1516] Buhâri

[1517] Buhâri

[1518] Müslim;

[1519] Neseî

[1520] Ebû Dâvûd





Konu Başlığı: Ynt: Allah'ın rızası için amel yapmak
Gönderen: Damla üzerinde 08 Mayıs 2016, 14:21:00
#Esselamu aleykum..Yapılan her amel Allah a.c. rızası için yapılmalıdır..Rabbim bizi hayırlı ameller işleyen kullarından eylesin inşAllah..Rabbim razı olsun..#


Konu Başlığı: Ynt: Allah'ın rızası için amel yapmak
Gönderen: Ceren üzerinde 21 Eylül 2016, 18:49:02
Aleykumselam.Allahin emri dairesinde yasayan ve onun rizasi icin ibadet edip amel kazanan ve kurtuluşa eren kullardan olalim inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Allah'ın rızası için amel yapmak
Gönderen: Ruhane üzerinde 21 Eylül 2016, 19:25:46
Rabbim her an senin rizani kazanmak adına yaşamamızı nasip eyle .Rizani kazanmış kullarindan olalım Mevlam ..Gafletten uyandir bizleri Allahim ..


Konu Başlığı: Ynt: Allah'ın rızası için amel yapmak
Gönderen: Ramazan. üzerinde 21 Eylül 2016, 23:11:23
Ve Aleykum Selam . Allah cc rızası duydu mu musluman o işe önem ververmeli kalbinde bir mutluluk olmalı . Cunku tek ve en onemli amacimiz Rabb'imizin rızasını kazanmaktir .
Rabb'im bizleri sevdiği kullari listesinde eylesin .
Allah cc razi olsun


Konu Başlığı: Ynt: Allah'ın rızası için amel yapmak
Gönderen: Sefil üzerinde 21 Eylül 2016, 23:57:06
Esselamu aleykum ; İnşaallah her halimizi senin rızana amel etmeye her daim rızan için hizmet etmeye çalışan hayırlı kullarından olmak duasıyla...

Allah razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Allah'ın rızası için amel yapmak
Gönderen: Sevgi. üzerinde 22 Eylül 2016, 06:23:10
  Aleyna Ve Aleykümüsselăm. Her yapılan iyilik Allah'ın Rızasını kazanmayı umarak yapılırsa bir anlam ifade eder.  Mevlam bizleri herdaim Rızasını umarak hayırlı ameller işliyen kullarından olabilmeyi nasip etsin inşaAllah. Amin