Kur’an Ayetleri
 

“Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzünüzü ve ellerinizi dirsekleri­nizle beraber yıkayınız. Başınızı meshedin ve ayaklarınızı da (topuklarınızla be­raber) yıkayın.” [567]                                                                                           

“Allah çok temizlenenleri sever.”

“Namaz kılan kimsenin yüzü kıyamet günü, kıldığı namazdan dolayı parlak olacak­tır. Dünyada da namaz kılan kimsenin yüzünde bir tazelik ve canlılık olur. Üçüncü bir mana da şöyledir; Namaz, kabir ve kıyamet karanlıklarında bir ışıktır.”

“Sadakanın delil olmasının manası şudur; İnsan, malı sevmektedir. Malını Allah yolunda harcayınca ve tasadduk edince, onun bu davranışı, iman konu­sunda doğru ve samimi olduğuna alâmet ve delildir.”

“Sabrın ışık olmasının manası şudur; Sabreden, yani Allah’ın emrini yerine getirip, O’na karşı gelmekten sakınan ve sıkıntılara tahammül eden kimse kendi için de hidayet nûrununu barındırmaktadır.” [568]

 

Hadisi Şerifler
 

243) Hz. Ebû Hûreyre radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu işittim;

“Kıyamet günü mü’minin süsü, abdest suyunun ulaştığı yere kadar ulaşır. (Yani abdest suyu vücud azalarından nereye kadar ulaşırsa, oraya kadar süs ve ziynet giydirilecektir.)” [569]                           

244) Hz. Ebû Mâlik Eşarî radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu;

“Abdesî almak, imanın yarısıdır. Elhamdülillah demek amellerin tartılacağı mîzanı (sevabla) doldurur. Sübhanallah ve Elhamdü­lillah kelimeleri yerle gök arasındaki boşluğu (sevabla) doldururlar. Namaz nurdur. Sadaka delildir. Sabır ışıktır. Kur’an ise senin lehine veya aleyhine hüccettir. (Yani eğer onu okuduysan ve onunla amel ettiysen, o, senin kurtuluşuna sebep olur. Yoksa senin azaba uğramana sebep olur.)”  [570]                                               

İzah: Yukarıdaki hadisi şerifte abdeste imanın yarısı denilmesi şundandır; İmanla kalpteki küfür ve şirk pisliği yok olur. Abdestle de vücud azalarındaki (maddi ve mânevi) kirlilik yok olur.

Namazın nûr olmasının bir manası da şudur; Nurun karanlığı uzaklaştırdığı gibi, namaz da insanı günahtan ve hayasız işlerden alıkoyan ikinci bir mânâ da şudur;

245) Hz. Ebû Hûreyre radıyallahu anh diyor ki: Ben Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu işittim;

“Muhakkak ümmetim, abdest alırken yıka­dıklarından dolayı, kıyamet günü, elleri, ayakları ve yüzleri aydınlık ve parlak olduk­ları halde çağırılacaklardır. O halde sizden kim parlaklığını arttırabilirse arttırsın.” [571]

İzah: Hadisten çıkan mânâ şudur: Azalarda hiçbir kuru yer kalmayacak şekilde özenerek abdest alınmalıdır. [572]

246) Hz. Osman bin Affan radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasûluüah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Kim abdest alır, abdestini güzel yaparsa, (yani abdestin sünnetlerine, adabına ve müstehabına dikkat ederse,) onun günahları bedeninden çıkar. Hatta tırnaklarının altından bile çıkar gider.” [573]                   

İzah: Alimlerin araştırmasına göre abdest, namaz vs. gibi ibadetlerle sa­dece küçük günahlar affolunur. Büyük günahlar ise tevbesiz affolunmazlar. O halde abdest, namaz gibi ibadetlerin yanında tevbe ve istiğfara ihtimam gösterilmelidir. Elbette Allahu Teâlâ kendi fazlı ile herhangi bir kimsenin büyük günahını da affe­derse ayrı bir şeydir. [574]

247) Hz. Osman bin Affan radıyallahu anh diyor ki: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu işittim;

“Bir kul mükemmel bir şekilde abdest alırsa, (yani her uzvunu güzel bir şekilde üç defa yıkarsa,) Allahu Teâlâ onun geçmiş ve gelecek bütün günahlarını affeder.” [575]   

248 ) Hz. Ömer bin Hattab radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Sizden biri (müstehab ve âdabına riayet ede­rek) güzelce abdest alır, sonra Eşhedü enlâ ilahe illallah ve enne muhammeden abduhû ve rasûluhü derse, mu­hakkak onun için Cennet’in sekiz kapısı da açılır, dilediğinden içeri girer.” Hz. Ukbe bin Amr Cühenî radıyallahu anh’in rivayet ettiği bir hadiste, Eşhedü enlâ ilahe illallahu vahdehu la şerike lehu ve eşhedu enne muhammeden abduhû ve rasûluhü kelimeleri zikredilmiştir. [576]                                                       

Hz. Enes bin Malik radıyallahu anh’ın rivayetinde bu kelimelerin üç defa okun­ması zikredilmiştir. [577]                                                                                           

Ukbe bin Âmir radıyallahu anh’dan rivayet edilen başka bir hadiste ise abdestten sonra gözler göğe doğru çevrilerek bu kelimelerin okunması zikredilmiştir. [578]

Hz. Ömer radıyallahu anh’dan rivayet edilen başka bir hadiste şu kelimelerin söylenmesi gerektiği nakledilmiştir:[579]                                                                   

“Eşhedü enlâ ilahe illallahu vahdehu lâ şerike leh ve eşhedü enne muhammeden abduhû ve rasûluh, Allahümmec’alnî minet tevvâbîne vec’alnî minel mütetahhirîn”

“Ben şahidlik ederim ki, Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O Tek’dir. O’nun hiç bir ortağı yoktur. Yine ben şahidlik ederim ki, Muhammed sallallahu aleyhi vesellem O’nun kulu ve Rasûlü’dür. Allah’ım! Beni tevbe edenlerden ve temizlenenlerden eyle!” [580]

249) Hz. Ebû Said Hudri radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Kim abdest alır ve Subhanekallahümme vebi hamdike lâ ilahe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk derse, bu kelimeler bir kağıda yazılır, üzeri mühürlenir ve kıyamete kadar açılmaz. (Yani onun sevabı ahiret azığı olarak saklanır.)” [581]                   

250) Hz. Abdullah İbni Ömer radıyallahu anhuma’dan rivayet edilmiştir: Pey­gamber sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Kim abdest alırken her azayı birer defa yıkarsa, bu abdestin farz derecesidir. Kim her azayı ikişer defa yıkarsa, ona iki kat ecir verilir. Kim de abdest alırken her azasını üç defa yıkarsa, işte o benim ve benden önce geçen peygamberlerin abdestidir.” [582]   

251) Hz. Abdullah Sunâbihî radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Mü’min bir kul abdest alır ve bu esnada mazmaza yaparsa, (ağzına su verirse,) ağzıyla işlemiş olduğu bütün günahlar temiz­lenir, çıkar. Burnuna su verip temizlediğinde burnuyla işlediği bütün günahlar çıkar. Yüzünü yıkadığı zaman yüzü ile işlemiş olduğu günahlar yıkanmış olur. Hatta günahlar göz kapaklarının diplerinden çıkar, gider. Ellerini (kolları ile bir­likte) yıkadığı zaman elleriyle işlemiş olduğu günahlar yıkanır. Hatta günahlar tırnaklarının altından çıkar, gider. Başını meshettiği zaman başıyla işlediği gü­nahlar temizlenir. Hatta kulaklardan çıkar, gider. Ayaklarını yıkadığı zaman, ayak­ların günahları temizlenmiş olur. Hatta ayak tırnaklarının altından çıkar, gider. Son­ra o kişinin mescide gitmesi ve namaz kılması kendisi için ilave olarak (fazilete sebeb)olur.” [583]                       

 Bir başka rivayette Hz. Amr bin Abese Sülemî radıyallahu anh diyor ki: Eğer o kişi abdest aldıktan sonra kalkıp namaz kılarsa ve namazda Allahu Teâlâ’nın şânına yakışır şekilde Allahu Teâlâ’ya hamdu sena eder ve kalbini (bütün düşün­celerden) boşaltarak Allahu Teâlâ’ya yöneltirse, namazını bitirdiğinde annesin­den doğduğu gündeki gibi günahlarından tertemiz olur. [584]                               

İzah: Yukarıda geçen birinci rivayetin manasını alimler şöyle açıklamış­lardır: Abdest almakla bedenin günahları bağışlanır. Namaz kılmakla bütün bâtınî (kalbi) günahlar affolunur. [585]

252) Hz. Ebû Umâme radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Herhangi bir kişi namaz kılmak niyetiyle abdest almak için kalkar ve iki elini (bileklerine) kadar yıkarsa, elleriyle işlemiş olduğu günahlar, suyun ilk damlasıyla dökülür. Sonra ağzına ve burnuna su verir ve burnunu temiz­lerse, diliyle ve dudaklarıyla işlemiş olduğu günahlar, suyun ilk damlasıyla dökü­lür. Yüzünü yıkadığı zaman, kulak ve gözleriyle işlemiş olduğu günahlar, suyun ilk damlasıyla dökülür. Ellerini dirseğine kadar, ayaklarını da topuklarına kadar yiayınca işlemiş olduğu her günah ve hatasından, anasından doğduğu günkü gibi emızlenır. Sonra namaz kılmak için kalkınca Allahu Teâlâ, onun bu namazından olayı derecesini yükseltir. (Namazla meşgul olmaz da) oturursa, günahlardan temizlenmiş olarak oturur.” [586]                                                                 

253) Abdullah İbni Ömer radıyallahu anhuma diyor ki: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Kim abdesti varken bir daha abdest alırsa, ona on iyilik yazılır.” [587]

İzah: Alimlerin yazdığına göre abdest üzerine abdest almanın şartı, ilk abdestle herhangi bir ibadetin yapılmış olmasıdır. [588]

254) Hz. Ebû Hûreyre radıyallahu anh’dan rivayete göre Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu; “Eğer ümmetime ağır geleceğinden korkmasaydım, onlara her namaz vakti misvak kullanmalarını emrederdim.” [589]                       

255) Hz. Ebû Eyyûb radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu; “Dört şey peygamberlerin sünnetlerindendir:

1- Hayâlı olmak,

2- Güzel koku sürünmek,

3- Misvak kullanmak,

4- Evlenmek.” [590]           

256) Hz. Aişe radıyallahu anha’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu;

“On şey peygamberlerin sünnetlerindendir:

1- Bıyıkları kı­saltmak,

2- Sakalları uzatmak,

3- Dişleri misvaklamak,

4- Buruna su verip, temizle­mek,

5- Tırnakları kesmek,

6- Parmakların eklem yerlerini (ve aynı şekilde vücuda kir toplanabilecek her yeri meselâ kulak ve burun deliklerini, koltuk’altları vs.’yi) özenerek yıkamak,

7- Koltuk altındaki kılları yolmak,

8- Etek altını tıraş etmek,

9- Su ile taharet almak.” Hadisin râvisi olan Hz. Mus’ab rahmetullahi aleyh diyor ki:

“Ben onuncu şeyi unuttum. Ancak ağzı yıkamak olacağını zannediyorum.” [591]

257) Hz. Aişe radıyallahu anha’dan rivayete göre Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur; “Misvak, ağzı temizleyicidir ve Allahu Teâlâ’nın hoş­nutluğuna sebeptir.”  [592]                                                                                       

258 ) Hz. Ebû Umâme radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Cebrail aleyhisselam benim yanıma her gelişinde mutlaka bana misvak kullanmamı ısrarla söylerdi. Hatta fazla misvak kullanmaktan dolayı diş etlerimi sıyıracağımdan korktum.” [593]

259) Hz. Aişe radıyallahu anhaöan rivayet edilmiştir: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem gece veya gündüz ne zaman uyursa, uyandıktan sonra abdest almadan önce mutlaka dişlerini misvaklardı.”   [594]                                                       

260) Hz. Ali radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Kul, misvak kullandıktan sonra namaza durunca, melek de onun arkasında durur. Onun Kur’an okumasını dikkatlice dinler. Sonra ona o kadar yaklaşır ki, ağzını onun ağzına koyar. Namaz kılan kişinin ağzından çıkan Kur’an’ın her kelimesi doğruca o meleğin karnına ulaşır. (Böylece o kişi meleklerin sevgilisi olur) O halde sizler ağzınızı Kur’an okumak için temiz tutun. (Yani misvak kul­lanmaya özen gösterin.)” [595]                                                     

261) Hz. Aişe radıyallahu anha’dan rivayet edilmiştir: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Misvak kullandıktan sonra kılınan iki rek’at namaz, misvak kullanmadan kılınan yetmiş rek’attan daha üstündür.” [596]       

262) Hz. Huzeyfe radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir:

“Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem Teheccüd namazı için kalktığında ağzını misvakla iyice ovuşturarak temizlerdi.” [597]

263) Hz. Şüreyh rahmetullahi aleyh diyor ki: Ben mü’minlerin annesi Hz. Aişe radıyallahu anha’ya,

“Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem eve geldiği zaman ilk önce han­gi işi yapardı?” diye sordum. Buyurdu ki; “İlk önce dişlerini misvaklardı.” [598]

264) Hz. Zeyd bin Halid Cühenî radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir:

“Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem herhangi bir namaz için evinden çıkacağı zaman mis­vak kullanmadan çıkmazdı.” [599]                                                     

265) Hz. Ebû Hayra Subahî radıyallahu anh diyor ki: Ben Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’ın hizmeti için gelen heyetteydim. Bize azık olarak (dişlerimizi) misvaklamak için Erak ağacı verdi. Biz,

“Yâ Rasûlallah! Bizim yanımızda (misvak için) hurma ağacının dalları var, ancak biz sizin ikram ve bağışınızı kabul ediyoruz” [600]

[567] Mâide: 5/6.

[568] Nevevi, Mirkât

[569] Müslim

[570] Müslim

[571] Buhâri

[572] Mezâhir'i Hakk

[573] Müslim

[574] Nevevî

[575] Bezzar, Mecma'uz-Zevâid

[576] Müslim

[577] İbni Mâce

[578] Ebû Dâvûd

[579] Tirmizi

[580] Müslim, Ebû Dâvûd, İbni Mâce, Tirmizi

[581] Müstedreki Hakim

[582] Müsned'i Ahmed

[583] Neseî

[584] Müslim

[585] Keşfül Muğatta

[586] Müsned'i Ahmed

[587] Ebû Dâvûd

[588] Bezlül Mechûd

[589] Müslim

[590] Tirmizi

[591] Müslim.

[592] Neseî

[593] Müsned'i Ahmed

[594] Ebû Dâvûd

[595] Bezzar, Mecma'uz-Zevâid

[596] Bezzar, Mecma'uz-Zevâid

[597] Müslim

[598] Müslim

[599] Taberâni, Mecma'uz- Zevâid

[600] Taberâni, Mecma'uz Zevâid

Esselamu Aleykum ve rahmetullahi ve berekatuh , Allah c.c razı olsun. Ayrıntılı bir yazı. Abdestle mahşer yerindeki Nur'umuzu artıralım inşallah.

ve aleykümüsselam ve rahmetullah.
çok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık. Allah (c.c.) razı olsun. teşekkür ederim.

Aleykümselam.Her namaz vaktinde abdest almak sünnettir.Rabbim hakkıyla abdest almayı ve faziletine ermeyi nasip etsin bizlere inşallah...

Aleykum selam ..Rabbim bizleri her daimsana killauk eden senin rizani kazanmaya çalışan kullarindan eyle ..Amin..

Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah.  Rabbim bizleri abdesti dosdoğru alıp namazı daaynı şekilde ddosdoğru kılanlardan eylesin.

Namaz kılan kimsenin yüzü kıyamet günü, kıldığı namazdan dolayı parlak olacak­tır. Dünyada da namaz kılan kimsenin yüzünde bir tazelik ve canlılık olur. Üçüncü bir mana da şöyledir; Namaz, kabir ve kıyamet karanlıklarında bir ışıktır.İnşaallah bu ışığa vesile olacak ibadetin temeli olan abdesti güzelce alır ibadetimizi sağlam bir temele dayandırıp kıyameteki bu lutüflara mazhar oluruz.Allah razı olsun

  Esselâmü Aleyküm Ve Rahmetüllah.  Abdest alan bir Müslüman, maddî kirlerden temizlendiği gibi, manevî kirlerden de arınmış ve temizlenmiş olur. Her yıkadığı abdest azası ile birlikte günahları dökülüp gittiği gibi, mahşer gününde abdest azalarının her birinin ayrı ayrı parlayacağı müjdelenmiştir. Mevlam bizleri bu müjdeye erişenlerden eylesin inşaAllah. Amin