> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Mükayeseli İbadetler İlmihali > Ziraî Ürünlerin Zekât Statüsü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ziraî Ürünlerin Zekât Statüsü  (Okunma Sayısı 557 defa)
18 Ağustos 2012, 08:55:45
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 18 Ağustos 2012, 08:55:45 »



B. Ziraî Ürünlerin Zekât Statüsü:


1) Muhammed Ebu Zehra, Abdulvehhab Hallaf ve Abdurrah-man Hasen'e göre, bu gibi mallar -tıpkı zirai ürünler gibi- zekâta tâbidir; safi geliri tespit edebilmek mümkünse bundan % 10 mümkün değilse tümü üzerinden % 5 oranında zekât ödenir. [1133] Arap Bir­liği Teşkilatı'nca Dımaşk (Şam)'da Aralık 1952'de düzenlenen bir toplantıya M. Ebu Zehra, A. Hallaf ve Abdurrahman Hasen tarafın­dan sunulan raporda, başlıca şu görüşlere yer verilmektedir:

“Mallar zekâta tâbi olup olmamak açısından üç kategoride ele alınır:

a) Sahiplerinin oturması için edinilen evler, malikinin ih­tiyacını gidermek üzere  iddihar edilen  azıklar gibi şahsî ihti­yaçların giderilmesi için elde bulunan mallar, -artıcılık özelli­ğine sahip olmadıklarından- zekâta tâbi olmazlar.

b) Kendi özelliği dolayısıyla (iddihar edilip iktisadî hayat­tan çekilseler bile) veya kendisi aracılığıyla kazanç sağlamak üzere edinilen mallar ittifakla zekâta tâbidir. Hz. Peygamber'in de kendilerinden zekât tahsil ettiği mallar bunlardır. Aynı za­manda, başka mallar da bunlara kıyas edilirler.

c) Artma ve şahsî ihtiyacı giderme arasında bulunan mal­ların (zînet eşyası, çalıştırma ve nema için tutulan hayvanla­rın) zekâta tâbi olması hukukçular arasında ihtilaflıdır. Bu sı­nıflamayı günümüzdeki uyguladığımızda,  fıkhî istinbatın ya­pıldığı çağda bilinmeyip, çağımızda fiilen artıcı-gelir getirici özellikteki bazı malları da zekâta tâbi tutmak gerektiği sonu­cuna ulaşırız. Bunlara başlıca iki tür malı sokabiliriz:

aa) Sınaî Aletler: Bunlar, sahibine gelir sağlamak için sermaye kabul edilir. Msl., büyük bir fabrika sahibi, bunun idaresi için işçiler kiralamak suretiyle, bizzat bu âlet­lerle gelir sağlar. Sermayesi yine bizzat bunlardır, öyleyse, onlar birer namî mal sayılırlar, Bunlar mesleki ihtiyaç için kullanılan âletlere de benzemez. Eskiden kullanılan sanat ve meslek âletleri iptidaî âletlerdir. Bu yüzden, işyerlerindeki üretim, tamamen kendi atelyesinde bizzat çalışan sanat ve meslek sahiplerinin maharetine bağlıydı. Oysa bugün üretim işini, fabrikalar yapmakta ve fabrikaların da sermayesini bu sanat âletleri meydana getirmektedir. Fabrikalardaki üretim, gelir itibariyle iki amile dayanır: Çalışan el ve planlayan fi­kir; fabrikanın sermayesi. Birincisindeki gelir işe, ikincisindeki gelir fabrika kuran ve imkânlarını hazırlayan ser­mayeye aittir. İşte bu sebeplerden dolayı, sermayeye mahsus, olan mala zekât düşer. Çünkü bu tür mallarda artık zekâtın farz olmasının sebebi gerçekleşmiştir. Aslında, fabrikalara zekâtın düştüğüne dair hüküm verirken, klasik hukukçuların görüşlerine aykırı açıklamada bulunulmuş olmaz. Öncelikle, klasik hukukçular böyle bir meseleyle karşılaşmadılar. Bu sebeple de, konuyla ilgili açıklamada bulunamazlardı. Bu mallar, dün gelir getirmezken, bugün gelir getiren mallardan biri haline gelmiştir. Fabrikanın kendi üretim araçları, zekâ­tın dışında tutulmalıdır.

bb) Gelir Getiren Akar (Taşınmazlar): Bunlar da şahsî ihtiyacı gidermek üzerre değil, gelir sağlamak üzere edinildiklerinden, artıcı mal sayılır ve zekâta tâbi olurlar. Evler iki kısımda incelenebilir:

a) Malikinin Oturması İçin Edinilenler: Bun­lar -klasik hukukçuların kararlaştırdıkları üzere- zekâta konu olmazlar.

b) Gelir İçin Edinilenler: Bu çeşit evler, zekâta tâbidir. Bu hükmü vermekle, klasik hukukçuların görüşle­rine  aykırı düşmüş olmayız. Zira onlar devrinde evler, genellikle şahsî oturma için kullanılır, nadiren gelir için edinilirdi. Gelir getirmelerinin nadir oluşuna bakarak konuyla yeterince ilgilenmediler.   Fakat çağımızda binalar, yalnızca şahsî ihtiyaç için değil, büyük kazançlar için de edinilmektedir. Şu halde, onlar zekâta tâbi olmalıdırlar. Bu hükmü, onları zira araziye kıyasla elde etmekteyiz. Yine, bunda da klasik hukukçuların görüşlerine ve gerekçelerine dayanmaktayız. Hz. Peygamber'in, menkul mal­larda sermayenin % 2.5, artıcı sabit mallarda yalnızca ge­lirin % 10'unun zekâta tâbi tuttuğunu görmekteyiz.  Onun sabit ve menkul mallar arasında, zekâta tâbi  kısım ve oran yönünden yaptığı bu ayırımı, çağımızdaki gelir geti­ren ve üretimde bulunan mallarda da uygulayarak menkul malları sermaye üzerinden % 2.5, sabit malları gelir ve ar­tış üzerinden % 5 veya % 10 oranında zekâta tâbi tutarız. Be­nimsediğimiz bu esasa göre, gelir getiren mallar ve sabit sınaî âletlerden zekât % 5 veya % 10 oranında ve gelir üze­rinden ödenir.  Maliyet unsurları çıkarıldıktan sonra safi gelir -sınaî şirketlerde olduğu gibi- % 10, safî gelirleri tespit edebilmek mümkün değilse -çeşitli binalarda olduğu gibi- % 5 üzerinden zekât ödenmelidir;”

2) Yusuf Kardavî de, prensip olarak, sahih kıyasa dayanan bu görüşü benimsemektedir; ancak, yaptıkları kıyasa çeşitli noktalar­dan itirazda bulunarak biraz farklı düşünür: [1134]

“a) Bu görüş, fabrika ve gelir getiren binaları zekâta tâbi tutmakla birlikte, onlar için genel bir kural koymamaktadır. Böyle bir genel kuralla, onlara benzeyip gelir getiren diğer ser­maye de zekâta tâbi tutulabilir. Çağımızda sığır ve tavuk için edinilen toprakların önemli bir hayvanı gelir sağladığı şüphe­sizdir. Otobüs, nakil araçları, ticarî gemi ve uçaklar, tören vb. sebeplerle kiraya verilen âletlerin bulunduğu binalar da böyle­dir. İşte bu gibi yeni ortaya çıkan mallar için, “Müstegallât” (Gelir Getiren Mallar) kaidesini koymakla, büyük bir kolaylık elde ederiz. Gelir sağlama, -bina ve otobüslerdeki gibi- ister ma­lın kiraya verilip ücretinden istifade, isterse -fabrikalarda ol­duğu gibi- üretim ve onun satımı, piyasa için üretim yoluyla ol­sun; gelirin kaynağı ister -ürettiklerini bala kıyas ettiğimiz ta­vukta ve süt ineklerinde olduğu gibi- hayvan, isterse diğer eşya olsun; gelir sağlayan ister - bina ve fabrika gibi- akar, isterse -otobüs ve âletler gibi- menkul olsun sonuç değişmez. Şu halde, sabit ve menkul şeklinde bir ayırıma gitmeye gerek yoktur. Sabit malı % 10, menkulü % 5 oranında zekâta tâbi tutmayı esas alan bu görüş, arının ürettiği menkul mallardan olan balın % 10 ora­nında zekâta tâbi tutulması karşısında tutarsız kalmaktadır.

b) Kiraya verilen ev vb.nin, zirai topraklara kıyas edilme­si de tutarsızdır:

“Toprağından gelir elde eden toprak sahibiyle, binasından gelir elde eden arasında bir fark yoktur.” Zirai ürünlerde zekât, zirai toprağın mülkiyetine değil, ziraat yapma fiiline bağlı olduğundan,  Cumhur'a göre kiracı bile olsa zekât bizzat ziraat yapan tarafından ödenir. [1135] Burada makisun aleyh (büyük önerme), toprağını kiraya verip, icar şeklinde bir bedel alan toprak sahibi olmalıdır. İşte bu toprak sahibi, burasını ki­raya verip, gelir elde edene benzer. Şu halde, -daha önce maliki tahsil edince zirai arazi icarının zekâtının ödenmesi şeklindeki tercihimize uygun olarak [1136] burada da aynı esası benimsemeli­yiz.

c) Binalar ile zirai toprakların kıyası, şu açıdan da tutar­sızlık gösterebilir: Zirai topraklar daimî bir gelir kaynağıdır, zaman geçmesiyle yıpranma ve eskime sözkonusu olmaz. Oysa fabrikalar ve binalar, geçici birer kaynaktır, uzun veya kısa va­dede ömrünü tamamlar, artık bir daha bu amaçla kullanılamaz olur. İşte bu noktaları gözönünde tutarak, yapılan kıyası doğru kabul edebiliriz.”

Kısacası, Yusuf Kardavî,  sanayi tesisleri ve gelir getiren fakat hakkında nas bulunmayan tesislerin ürünlerinden, ürün değeri belirliyse % 10, belirli değilse % 5 oranında zekât alınması gerektiğini kabul etmektedir. Ancak, kıyasın şekline ve matrah tespit usulüne itiraz ederek, bugünkü vergi memurlarının matrah hesaplamalarının daha sağlam olduğunu, binaenaleyh zekâtların bu usule göre tespit edilmesi gerektiğini savunur.

Çağdaş hukukçulardan Mustafa Ahmed ez-Zerka da bu gö­rüşe katılmakta, bu mallara, kiraya verilen uçak, gemi, otobüs, taksi vb. ulaşım araçları ile müteahhitlik firmalarına veya baş­kalarına kiraya verilen inşaat ve hafriyat araçlarını, suyu satı­lan veya kiraya verilen artezyenleri ve yapı taşı çıkaran işlet­meleri de katmaktadır[1137].

1986 tarihli Sudan Zekât Kanunu (m. 29) ile 1983-4 tarihli Mısır zekât kanunu tasarısı, sanayi ürünlerinin zekâta tâbi oluşu konusunu ele almamıştır. 1984 tarihli Sudan Zekât Kanunu (m. 58) ise, bu konuyu ele almış ve onları zekât konusu yapmış­tır. Osman Huseyn Abdullah'ın hazırladığı zekât kanunu tasarı­sına (m. 18) göre, taşıma, otel, seyahat, sigorta, banka, komisyon, sözleşme, av vb. ticarî faaliyetler için, safi gelirden % 10, bu bilinmiyorsa toplam gelirin % 5'i üzerinden zekât ödenir. [1138]




[1133] Kardavî, -FZ, c.I, s. 476-479.

[1134] Kardavî, FZ, c. I, s. 476-479.

[1135] Bkz. yukarıda 81 2 113.

[1136] Bkz. yukarıda 81 2 113.

[1137] ez-Zerka, M. A.: "Cevânib mine'z-Zekât Tahtâcu ilâ Nazarin Fıkhıyyin Cedîd", Mecelletu' Ebhâsi'l-İktisadi'l-îslâmi, cild: I, sayı: 2 (1984), s. 83-93, özellikle s. 92.

[1138] Abdullah, age, s. 83, 227.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ziraî Ürünlerin Zekât Statüsü
« Posted on: 25 Nisan 2024, 19:56:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ziraî Ürünlerin Zekât Statüsü rüya tabiri,Ziraî Ürünlerin Zekât Statüsü mekke canlı, Ziraî Ürünlerin Zekât Statüsü kabe canlı yayın, Ziraî Ürünlerin Zekât Statüsü Üç boyutlu kuran oku Ziraî Ürünlerin Zekât Statüsü kuran ı kerim, Ziraî Ürünlerin Zekât Statüsü peygamber kıssaları,Ziraî Ürünlerin Zekât Statüsü ilitam ders soruları, Ziraî Ürünlerin Zekât Statüsüönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes