Konu Başlığı: Zekâtın Terkini Gönderen: Sümeyye üzerinde 25 Ağustos 2012, 15:27:34 47. Zekâtın Terkini Olağanüstü bazı hallerde, mükellefin içine düştüğü müşkül durumlar sebebiyle, vergi borçlarının terkini (silinmesi) kabul edilmiştir. Nitekim Vergi Usul Kanunumuzun 115. maddesine göre: “Yangın, yer sarsıntısı, su basması, don, muzır hayvan ve haşerat istilası ve bunlara benzer afetler yüzünden; 1) Varlıklarının en az üçte birini kaybeden mükelleflerin, bu âfetlerin zarar verdiği kaynakları ile ilgili bulunan vergi borçları ve cezaları, 2) Mahsullerinin en az üçte birini kaybeden mükelleflerin..., tahakkuk eden arazi vergisi borçları ve cezaları; Maliye Bakanlığınca zararla mütenasip olmak üzere kısmen veya tamamen terkin olunur.” [637] Zekât farz olduktan sonra malın telef ve itlafı halinde zekât borcunun da düşmesi sözkonusudur: Hanefi Mezhebine göre, konuyu şu şekilde ele almak mümkündür: [638] a) Bütün Malın Helak Olması: Nisap miktarına ulaşan bir malı ödeme imkânından sonra üzerinden bir yıl geçer de zekâtı henüz ödenmeden yok olursa, -mal ister sâime, ister ticaret malı olsun- zekât borcu da düşer. Zira zekât zimmetle değil, malla ilgilidir. Yine Hanefi Mezhebine göre, ödeme imkânından önce helak olan mala zekât farz olmaz. Zekât memurunun ödeme talebinden sonra, mükellef zekâtını henüz ödemez veya ödemekten kaçınır ve bu sırada da mal helak olursa, Irak'lı hanefîlere (msl., el-Kerhi'ye) göre tazmin edilir, çoğunluğu oluşturan Maveraunnehr'li hukukçulara göre tazmin edilmez; Kâsânî bu görüşün sahih olduğunu belirtir. Zekât mevzuu, mükellef tarafından bağış, başka mülkün alınması vb, yollarla istihlak edilirse, zekât borcu düşmez, ödemek farz olur. b) Malın Kısmen Helaki: Bu durumda, konuyu malın sâime olup olmamasına, ya da malda nisap ve afv bulunup bulunmamasına göre ele almak gerekir: ba) Sâime Dışındaki Mallar: Sâime dışında kalıp kendileri için bir afv'tan sözedilmeyen [639] malların kısmen telefi halinde, malın nisaptan artan fazlalığı yoksa, kalan malın hissesinde zekât ödenir. Burada, öşrün özel durumunu da hatırlayalım: [640]:Ürün kısmen helak olursa Ebu Hanife'ye göre -az veya çok olsa da- kalanın öşrü ödenir; Ebu Yusuf ve Muhammed'e göre, helak olanla kalan nisap hesabında birlikte gözönünde tutulur, nisabı doldururlarsa zekât ödenir; ancak Ebu Yusuf'tan bir rivayete göre helak olan gözönünde tutulmaksızın kalan nisabı doldurursa zekât ödenir. bb) Saimîler: Zekâtı belirli rakamlara göre ödenip, zekât miktarının artması için iki sayı arasında kalan “afv” sözkonusu olan sâimelerde kural “Ebu Hanife ve Ebu Yusuf’a göre, zekât yalnızca nisapta; Muhammed ve Züfer'e göre, hem nisap, hem de afv (veya vakas)'da farz olur” şeklindedir. Bunun için, avf helak, olur, nisap kalırsa Ebu Hanife ve Ebu Yusuf’a göre, zekât bütünüyle ödenirken, Muhamed ve Züfer'e göre, bu oranda düşer. Örnekler: 1) 80 koyunu olan bir mükellefin, 40 koyunu helak olursa, Ebu Hanife ve Ebu Yusuf’a göre bir koyun, Muhammed ve Züfer'e göre 1/2 (yarım) koyun zekât ödenir. Yine bu 80 koyundan 20'si yok olur, 60 tanesi kalırsa, ilk görüşe göre bir, ikinci görüşe göre 3/4 (dörtte üç) koyun ödenir. 2) Mükellefin dokuz devesi bulunur, bunların dördü helak olursa, Ebu Hanife ve Ebu Yusuf’a göre bir koyun ödenirken, Muhammed ve Züfer'e göre 5/9 koyun ödenir. Öyleyse, bu kuralın manası şudur: “Ebu Hanife ve Ebu Yusuf’a göre, helak önce afv'a yüklenerek mülkiyette yokmuş, sadece nisap varmış gibi ele alınır; Muhammed ve Züfer'e göre bütününe yüklenir.” Zekât olarak ödemek üzere ayrılan malın kaybolması mükellefliği düşürmez. Fakat zekât için ayrılan mal, daha ödenmeden mükellef ölürse, malı mirasçılara kalır. [641] Zekât memurunun talebinden sonra helak olan malın tazmini konusunda iki görüş de vardır: Kerhî'ye göre öder, çoğunluğa göre ödemez. b) Malik'e göre, havelân-ı havi dolduktan sonra, altın ve gümüş, sahibinin kusuru olmaksızın telef olursa, bu malların zekâtını ödemek farz olmaz. Yiyecek maddeleri, zekât içindir diyerek ayrıldıktan sonra telef olursa, onların da zekâtını ödemek gerekmez, ancak mal sahibi bu şekilde bir ayırma yapmayıp, hepsini evine koyduktan sonra telef olan mal için zekât ödemek farz olur. [642] c) Zahirî Mezhebi, eş-Şafii, Sevrî, Ahmed b. Hanbel ve Evzaî'ye göre, telef ve itlaf olan mal için zekâtın düşrrîesi sözkonusu değildir. Çünkü zekât, malla değil, zimmetle ilgilidir. Bu yüzden, bir malın zekâtı, başka bir inaldan ödenir. Malın kısmen veya tamamen telef olması halinde, zekât ödeme imkânı varken, zekât borcu düşmez, ödenir. Aynı şekilde, bir malın sahibi, zekâtını fukaraya veya memura ödemek üzere ayırmış ve mal kısmen veya tamamen zayi olmuşsa, zekâtın yeniden ödenmesi gerekir. [643] İbn Rüşd, malın telef ve itlafının, üç açıdan ele alınması gerektiğini belirtir: [644] 1) Ayrılan Zekât Malının Zayi Olması: Ayrıldığı halde, çalınma ve yangın gibi sebeplerle zayi olan zekât malı için borcun düşüp düşmemesi hukukçularca şu şekilde düzenlenmektedir: a) Bir gruba (Hanefî Mezhebi ve el-Hasenu'1-Basrî'ye) göre, tazmin ederek yeniden ödeme yapılmaz. b) Bir guruba (Sevrî, Ahmed b. Hanbel ve Evzaî'ye) göre, tazmin ederek yeniden ödeme yapmak şarttır. c) Bir gruba göre, kusur halinde yeniden ödeme yapılır; Malik'in meşhur görüşüne göre, bunun düzenlenmesi, ödeme imkânının, bulunmasına göre olur: İlk farz olma ve ödeme imkânı ânında yeniden ödeme yapılmaz, zaman geçince ödemeyi yeniden yapmak gerekir. d) eş-Şafıî ve Ebu Sevr'e göre, kusur halinde kesinlikle yeniden ödeme yapılır, kusur olmayınca kalan maldan zekât borcu ödenir. e) Bir gruba göre, geriye kalan mal, mükellefle hak sahibi arasında hisselerine göre ortaktır. 2) Zekâtın Farz Olmasından Sonra Malın Telefi: a) Bir gruba göre, kalanın zekâtını öder. b) Bir gruba göre, hak sahipleri ve mükellef, kalan malda hisseleri oranında ortaktır. 3) Farz Olduktan ve Ödeme İmkânından Sonra Malın Telefi: a) Cumhur'a göre, bütün inallarda mükellefin zekât borcu asla düşmez. b) Sadece Malik'e göre, hayvanların zekâtında, zekât memurunun yıl sonunda tahsile çıkması, onlara zekâtın farz olması için şart koşulduğundan, borç zimmette kalmayıp, düşer; diğer malLarda ise, zekât borcu düşmez. Osman Huseyn Abdullah'ın hazırladığı zekât kanunu tasarısına (m.77/2) göre, ödeme imkânı bulunur da mükellef zekâtını ödemez ve kusurlu davranarak zekât malı telef olursa, zekât borcu zimmetinde devam eder, malın telefiyle düşmez. [637] Erginay, age, s. 130. [638] Bilmen, HFK, c. IV, s. 115; İbnu'l-Munzir, Kitabu’l-İcma, s. 31-32; Kâsânî, BS, c. II, s. 22-25; Mavsılî, İhtiyar, c. I, s. 102; Mergınânî, age, c. I, s. 102; Sıddıki, age, s. 47-48. [639] Bkz. aşağıda 54 1 (sonu). [640] Kâsânî, BS, c. II, s. 65. [641] Bilmen, HFK, c. IV, s. 115; Debusî, Esrar, c. I, v. 116-a; Kâsânî, BS, c. II, s. 22-23, 24-25, 53; Mavsılî, age, c. I, s. 102; Mergınânî, age, c. I, s. 103. [642] Bilmen, HFK, c. IV, s. 116. [643] Ahmed b. Hanbel, Mesâil, s. 155, no: 576; Bilmen, HFK, c. IV, s. 116; Debusî, age, c. I, v. 119-a; Kâsânî, BS, c II, s. 22; Mergınânî, age, c. I, s. 103; Şafiî, Umm, c. II, s. 52. [644] İbn Rüşd, BM, c. I, s. 228-229; Kardavî, FZ, c. II, s. 830-832. Ayrıca bkz. Bilmen, HFK, c. IV, s. 115-116; Kâsânî, BS, c. II, s. 22; Mavsılî, age, c. I, s. 103; Mergınânî, age, c. I, s. 103 |