Konu Başlığı: Zekâtın Tahakkuku Gönderen: Sümeyye üzerinde 26 Ağustos 2012, 15:14:01 33. Zekâtın Tahakkuku: Vergi miktarının hesaplanmasından ve mükellefe tebliğ edilmesinden sonra verginin tahakkuk etmesi, ödenmesi gereken bir duruma gelmesi demektir. Tarh ve tebliğ, verginin ödenmesinin ilk koşullarıdır; fakat verginin tahsil edilebilmesi için, itiraz süresinin itirazsız geçmiş olması veya itiraz edilmişse, ilgili mercilerin bu konuda karar vermiş bulunması gerekir. Gerçekten bir mükellefe, tarh ve tebliğ edilen verginin hesabında veya mükellefin şahsında hata edilmiş, muaflık veya istisna hallerine aykırı düşen işler yapılmış, ya da çifte vergileme sözkonusu olabilir. Böyle bir durumda, hemen tahsile girişmek doğru olmaz. Mükellefin kendisi hakkında yapılan idarî işleme itiraz yapılmışsa, bunun sonucunun alınmnsından sonra verginin tahsiline geçilebilir; başka bir deyişle vergi gerçekleşmiş olur. Bütün bu genel esaslara rağmen, tahakkuk zamanı vergilerin çeşitli tarh usullerine göre değişmektedir. Verginin tahakkuku, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesidir. Vergilerin tahakkuk etmesi, bunların kesinleşmiş olmasını ifade etmez. Bu vergi tahsil edilse dahi, bununla ilgili olarak diğer yüksek vergi kazası mercilerine başvurulabilir. Vergilerin tahakkukundan sonra tahsile geçilmesi, mükelleflerin dava mercilerine başvurup tahsili geciktirmek yoluna sapmalarını önlemek amacına dayanır. [527] Belirtildiği üzere, klasik devirde zekât tahsildarı tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerini birlikte yerine getirirdi. Yeni bir çalışma olan Libya Zekât Kanunu Uygulama Talimatnamesi, zekâtın tahakkukunu şöylece düzenlemiştir: “Mükellef, zekât idaresi tarafından tarh edilen zekât miktarını kabullendiği ve belirtilen süre içinde itiraz etmediği takdirde, tarh edilen zekât miktarı kesinleşmiş olur. Bu durumda, itiraz süresinin sona ermesinden itibaren, otuz gün içinde zekâtın ödenmesi gerekir. Mükellef, Zekât İdaresi Genel Müdürlüğü'nün tarh işlemine itiraz ettiği takdirde, ödenecek zekât miktarı, idarece takdir, edilen miktarın mükellefçe kabullenilen kısmıdır. Bu, itirazı bir sonuca bağlamak içindir. Bu durumda zekât, sözü edilen şekilde itiraz tarihinden itibaren, otuz gün içinde ödenir.” (m. 11) Osman Huseyn Abdullah'ın hazırladığı zekât kanunu tasarısına (m. 69) göre, zekât kuruluşunun yaptığı incelemeler sonunda, beyanda bulunmayan mükellefe zekâtın farz olduğu veya farz olan zekâtı ödemediği anlaşılırsa, ödeyeceği zekât miktarı tarh ve tahakkuk ettirilir ve karar mükellefe bildirilir. [527] Erginay, age, s. 84-87; Nadaroğlu, age, s. 236. |