Konu Başlığı: Zekâtın Devlet Memurları Tarafından Tahsili Gönderen: Sümeyye üzerinde 25 Ağustos 2012, 16:00:12 44. Zekâtın Devlet Memurları Tarafından Tahsili Hz. Peygamber, doğrudan doğruya kendisinin tayin ettiği memurlar veyahutta vazifelendirdiği mahallî memurlar vasıtasıyla zekât olarak, devlet reisi sıfatiyie müslümanlara vazettiği vergileri, merkezî hükümet namına tahsil etmiştir. Sonraki halifeler devri ve daha ilerki devirlerde tahsil bakımından muhtelif usuller meselâ iltizam (kabâla-locatio) sistemi, tesebbüb, havale gibi yeni usuller de kullanılmıştır. [592] Kur'ân'da gerek mekkî, gerekse medenî olan âyetler arasında, Hz. Peygamber'e vergi alma selahiyeti veren müteaddit âyetler bulunmaktadır. [593] Bunlardan aldığı selahiyetle Hz. Peygamber, ilk devirler kendisine getirilen sadakaları kabul ediyor ve ayrıca fertleri malî mükellefiyetleri yerine getirmeye daima teşvik ediyordu. Bilhassa Medine siyasî organizasyonu içinde hususî memurlar tarafından vergiler toplamaya başladığından itibaren tarh, tahakkuk ve tahsil usulleri de buna paralel olarak vazedilmeye başlandı. Devlet kurucusu olarak Peygamber, çevresindeki insanlar arasında herkesi kendi kabiliyet ve temayülleri istikametinde muayyen vazife ve mevzularda yetiştirirdi. Bilhassa fetihten sonra Hz. Peygamber'in tayin etmiş olduğu vergi memurlarına, tahsil edilecek vergi mevzuu olan şeyi bizzat gidip o şeyin bulunduğu yerde tahsil etmelerini emretmesine bakılacak olursa, fetihten evvel gönderilen tahsil memurlarına vergiyi bizzat mükellefin getirdiğini, fakat bu son kaidenin vazından sonra memurun mükellefin ayağına, yani vergi mevzuu şeyin bulunduğu mahalle kadar gittiğini anlıyoruz, bununla mükellefin vergiyi sevk borcu kaldırılıyordu. Vergi memuru mükellefe tahsil için geldiği zaman, mükellef kendisine bütün kolaylığı göstermeye mecburdur. Keza aynı şekilde vergi memuru da ona ödeme hususunda kolaylaştırıcı tekliflerde bulunacaktır. [594] Vergi memuru vergi olarak alacağını tahsil ettikten sonra mükellefe “salât” duası okumak mecburiyetindedir; mükellefin de Ödemeden sonra dua etmesi uygundur. [595] Tevbe: 9/103 âyeti “Ey Muhammed! Mallarının bir kısmını, kendilerini temizleyip arıtacak sadaka olarak al, onlara dua et; senin duan onlar için bir güvendir. Allah işitir ve bilir.” şeklinde zekâtın ödenmesinden sonra, zekât memurunca dua edilmesini gerektirmektedir. Nitekim Hz. Peygamber de, kendisine zekât ödeyen bir topluluğa, bu ödemeden sonra “Allah'ım! Onlara salât et” diyerek dua etmiştir. Böylece mükelleflere, tahsil edenin ve ödeyenin kardeşlik şuuru aşılanır, müslümanlar diğer din ve hukuk sistemlerinden ayrılmış olur [592] Tuğ, age, s. 73. [593] Araf: 7/199; Furkan: 25/67; Bakara: 2/219. [594] Tuğ, age, s. 72-73; Kettani, Teratibu'l-îdariyye, c. I, s. 399-400; Şafiî, Umm, c. II, s. 56, 60. [595] Kardavî, FZ, c. II, s. 843-845; Nevevî, el-Ezkâr, s. 85; Şafiî, Umm, c. II, s. 60; Tuğ, age, s. 72. |