๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mükayeseli İbadetler İlmihali => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 29 Ağustos 2012, 14:55:51



Konu Başlığı: Zekât Yaptırım Zoruna Dayanır
Gönderen: Sümeyye üzerinde 29 Ağustos 2012, 14:55:51
3- Zekât Yaptırım Zoruna Dayanır:


Mükellefler isteğe bağlı olarak değil, âyet ve hadisler ile bun­ların gösterdiği yaptırımlar mecbur ettiği için zekât öderler. Bu an­lamda, zekât, İslâm'ın beş esasında olduğu kadar, zenginlerin fa­kirlere ödemek zorunda olduğu bir borçtur. Bu yüzden de ödeyen, ödenen kimsenin başına kakma hakkına sahip olamaz. Zekât, mü­kelleflerin vicdanlarına bırakılmadığı için, bir takım müeyyide­lerle güçlendirilmiştir. [115] Ancak, devlet, zekâtın organizesini üstlenemezse, artık mükellef, bu borcunu bizzat ödemek zorundadır, yani “Sultan istemese de, İman ve Kur'ân bunu istemektedir.”

Vergi, zora dayanan kesin bir ödemedir. Vergi, devletin ver­gilendirme yetkisine dayanılarak kanunla alınır.  Kanun, vergilerin şartlarını belirtir. Durumları bu şartlara uyan kimseler, ver­giyi vermek zorundadırlar. Bu anlamda, verinin verilip verilme­mesinde mükelleflerin rızası göz önüne alınmaz. Vergisini vermek istemeyenlere karşı, gerektiğinde zora başvurulur. Öte yandan vergi, kesin bir ödemedir. Bir karşılık veya ileride geri verme söz-konusu olmaz. Oysa bazen zora dayanan devlet borçlanmalarında bile, borç, süre dolunca geri verilir.

Verginin zora dayanması temel bir kural olmakla birlikte, kanunla alınması demokratik ülkelerde nihayet milletin izni olduğu anlamına gelir. Kanunlar, milleti temsil eden meclislerce yapıldığına göre, vergi konulması dolaylı olarak fertlerin önceden verilmiş iznine dayanmaktadır; bu bakımdan vergide rızanın bu­lunduğu söylenebilir.

 
4- Zekât Ancak Belli Sınıflara Harcanır:

 

Mükellefler kadar, zekât alacaklısı olan devlet de, zekâtı har­cama açısından Kur'ân'a göre hareket etmek zorundadır. Zekât; ruhî, ahlâkî, sosyal ve siyasî bir takım maksatlarla Kur'ân ta­rafından tespit edilen alan ve sınıflara harcanır. Fakirlerden alınıp zenginlere harcanması sözkonusu olmaz. [116]

Oysa vergiler, devlet tarafından genel hizmetlere harcanarak zekâttan ayrılırlar.

 
5- Zekât Tek Taraflı Olarak Alınır:

 

Zekâtın ödenmesi âyet ve hadisler ile belirtildiği şekilde olur. Mükellefler, -genellikle- devletle yapacakları herhangi bir anlaşmaya göre zekât ödeyemezler. [117]

 
6- Zekât Müslüman Toplumun Üyesi Olmak Sıfatıyla Ödenir:

 

Bu anlamda zekât, yalnızca -gerçek veya tüzel kişi olabüen-müslümanlar için sözkonusudur. Gayrimüslimler vergi açısından ayrı bir statüye sahiptir. [118]

Bu özellikleriyle zekât, önceki dinlerde bulunan zekâttan apayrı bir yapıdadır, mükemmel bir vaziyettedir. Ayrıca, gerek ta­rihteki, gerekse, günümüzdeki vergilerden, mükellefiyet ve har­cama açısından -onlara örnek olacak şekilde- olumlu ve ileri ma­nada farklılıklar gösterir.




[115] Bkz. aşağıda 36. 1. 9.

[116] Bkz. aşağıda 113-119.

[117] Bkz. aşağıda 17.1. 2.

[118] Bkz. aşağıda 17.1. 2.