Konu Başlığı: Zekât Suçlarında İştirak Ve Tekerrür Gönderen: Sümeyye üzerinde 25 Ağustos 2012, 16:22:50 3- Zekât Suçlarında İştirak Ve Tekerrür: Ceza kanunlarında bulunan, suçlarda iştirak, suçlarda tekerrür ve birleşme hallerini de vergi suçlarında gözönüne almak gerekir. Vergi suçuna iştirak, birden fazla kişinin, ayrı ayrı menfaat gözetmek şartıyla kaçakçılık sayılan fiilleri birlikte yaptıkları hallerde meydana gelir ve bu suçları işleyenlerin her biri için aynı miktarda cezaya hükmolunur. Tekerrür, ceza gören bir kimsenin, aynı neviden bir fiili, cezanın kesinleştiğini takip eden yılın başından itibaren belli sürelerde tekrar işlemesi halinde ortaya çıkar. Bu kimsenin cezası, suçuna göre belli oranlarda arttırılır. [557] Zekât suçlarında iştirak durumuna yakın bir konu olarak, zekâtın farz olduğunu inkâr etmediği halde ödemeyen asiler konusunda hukukçular şu görüşleri belirtirler: [558] a) Hz. Ebu Bekir'e göre, böylelerine mürted hükümleri uygulanır; kendileriyle savaşılır ve nesilleri esir alınır. b) Hz. Ömer'in görüşünü benimseyen Cumhur'a göre, böyleleriyle savaşılır, fakat nesilleri esir alınmaz. Malı bulunursa, zekât ödemeye çağırılır ve tevbe ettirilir, eğer tevbe edip zekâtı öderse serbest bırakılır, ödemezse öldürülür, fakat küfrüne hükmedilmez. Maliki Mezhebine göre, zekâtım ödemeyenden zekât borcu sadece savaşla tahsil edilebilirse savaşılır, ancak öldürme maksadı taşınmaz. Ona karşı savaşanlardan birini öldürürse, kısas uygulanarak o da öldürülür. Başkası kendisini öldürürse, heder olur gider. Hanbelî Mezhebine göre, farz olduğuna inanarak, zekâtı ödemezse ve devlet de kendini yakalamışsa, zekât borcu tahsil edilir ve ta'zir cezası uygulanır. Malını gizlemesi ve kaçırması halinde de bu hükümler uygulanır. Devlete başkaldırırsa kendisiyle savaşılır. Galip gelinir ve malı da elde edilirse, bu malından yalnızca zekât borcu tahsil edilir. Hem kendisi ve hem de nesli esir edilmez. Kendisine galip gelinir, fakat malı bulunmazsa, ödemeye ve üç defa tevbe etmeye çağırılır. Tevbe etmez ve ödemezse öldürülür, küfrüne hükmedilmez. İbn Hanbel'den, kendisine savaş açmakla küfrüne hükmedileceği görüşü rivayet edilir. c) Bir gruba göre, dinî farzlardan birinin farz olduğunu inkâr etmeyip yerine getirmeyen kafir olur: 1) İbn Hanbel'e göre, farz olduğunu inkâr etmediği halde zekât ödemeyen kâfir olur. 2) Meymun b Mihran'a göre, bunlar mirasçı olamadığı gibi, cenaze namazları da kılınmaz. 3) İbn Mes'ud'a göre de zekâtını ödemeyen kimse müslüman değildir. İslam devletler umumî hukukunda meşru görülen harplerden biri de “cezalandırmak maksadıyla” zekâtın veya herhangi bir dinî vazifenin mecburi olmadığını iddia edenlere karşı yapılan savaştır. Devlet bunları itaat altına aldıktan sonra mal bulursa borcu kadarını cebren alır, bulamazsa kendilerini zekât ödemeye çağırır ve üç defa tevbe ettirir, tevbe ederse serbest bırakılır, etmezse öldürülür. [559] Zekât suçlarında tekerrür ise, ta'zir türünden cezaların kapsamına girer. [557] Erginay, age, s. 10.3-104. [558] İbn Rüşd, BM, c. I, s. 230; Kardavî, FZ, c. I, s. 78-84; Maverdî, el-Ahkâmu's-Sultanıyye, s. 222-223; Yavuz, İZM, s. 85-86. [559] Hamidullah, İslâm'da Devlet İdaresi, s. 135; Kardavî, FZ, c. I, s. 79. Kardavî ve Hamidullah, Hz. Ebu Bekr'in zekât ödemeyenlere karşı, savaşını destekleyen hadisler bulunduğunu belirtirler: Hamidullah, İslâmda Devlet İdaresi, s. 135; Kardavî, FZ, c. I, s. 79. Krş. Zebîdî, Tecrld-i Sarih, c. I, s. 19, H. No: 689. |