๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mükayeseli İbadetler İlmihali => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 27 Ağustos 2012, 14:13:31



Konu Başlığı: Zekât Borcunda Teselsül
Gönderen: Sümeyye üzerinde 27 Ağustos 2012, 14:13:31
22. Zekât Borcunda Teselsül:

 
Özel hukukta borçların teselsülü, alacaklının alacağını, bir­den fazla borçlunun her birinden talep edebilmesi halidir. Bu ya iradî veya kanunî olur. Ya birden fazla borçlu alacaklıya karşı aynı bir borcun borçlusu olduğunu kabul eder veya haksız fiilde olabileceği gibi, aynı fiilden dolayı birkaç kişi kanun tarafından müteselsilen borçlu tutulabilir. [347]

Bu durum, vergi hukukunda da bulunmaktadır. Vergi huku­kundaki müteselsil sorumluluk, kanundan doğar. Diğer bir deyişle, vergi kanunu, belirli bir vergi için birden fazla mükellefi müteselsiîen sorumlu tutabilir. Buna karşılık, birkaç kişi aynı bir mükellefiyet dolayısıyla kendi iradelerine dayanarak müteselsilen borçlu olduklarını vergi alacaklısına karşı taahhüt etmek isteseler dahi bu, vergi alacaklısı olan devlet veya diğer kamu kuruluşları bakımından bir anlam taşımaz. Vergi alacaklısı için kanunla belirtilen haller dışında, tek bir alacak ve tek bir mükellef mevcuttur. Ancak, vergi borcunun teminata bağlanmasında şahsî kefalet alınabilir.

Vergi borcunda teselsülün mahiyetine gelince, bu, kanun ko­yucunun belirttiği vergi mevzuu dolayısıyla birden fazla kimse adına aynı bir vergi borcunun doğumu halinde ortaya çıkar. Ortada tek bir mevzu ve bundan doğan tek bir vergi bulunmaktadır; fakat bu borcun mükellefi birden fazladır.

Bu bakımdan, aralarında az veya çok bağlılık bulunmakla beraber, vergi hukuku noktasında ayrı mahiyette olduğu kabul edi­len fiilî hal ve şartlar veya mevzulardan birkaç vergi borcu mey­dana gelmesi halinde teselsül yoktur.

Vergi borcu ndaki teselsül, yalnız verginin ödenmesi bakımından olmayıp, vergi borcuyla ilgili bütün şeklî muameleleri do kapsar. Her müteselsil vergi borçlusu, verginin tahakkukuyla ilgili beyanname ve bilgi verme gibi bütün şeklî ödevleri yapmakla yükümlüdür. Ancak, vergi cezaları, teselsül bakımından nazara alınmayıp şahsî ve ferdî kalır. [348]

Zekât borcunda teselsül konusu, hal ve şartlara göre, bu esas­lar çerçevesinde ele alınabilir. Ancak belirtmeliyiz ki, uygula­mada böyle bir hüküm tespit edebilmiş değiliz. Yalnızca buna yakın bir kavram olarak, hukukçuların müşterek mülkiyetle ilgili görüşleri gözden geçirilebilir: [349]

Hanefî Mezhebine göre, müşterek mülkiyet halinde, malikler yalnız kendi hisseleri oranında zekâttan sorumlu olur. Ancak eş-Şafi'î ve Malik'e göre, -ilkine göre ortaklar için nisap aranmaz, ikinciye göre aranır- zekât ferdî mülkiyet esaslarına göre ödenir. İbn Rüşd de bu görüşü benimsemektedir.




[347] Borçlar Kanunu, m. 41.

[348] Erginay, Vergi Hukuku, s. 68-69. İslâm hukukunda müteselsil sorumluluk için bkz. Karaman, Mukayeseli İslâm Hukuku, c. II, s. 590-594.

[349] İbn Rüşd, BM, c. I, s. 236; Kardavî, FZ, c. I, s. 218-221; Kâsânî, BS, c. II, s. 16-8. Ayrıca bkz. aşağıda 25.1,4 ve 53.2.1.1.