Konu Başlığı: Vergi Zekât Yerine Geçer Gönderen: Sümeyye üzerinde 28 Ağustos 2012, 14:40:00 Vergi Zekât Yerine Geçer; Bazı kitaplarda, çeşitli zamanlarda Ahmed b. Hanbel, Nevevî ve İbn Teymiyye'nin verdikleri fetvaların, dış görünüşleri itibarıyla, verginin zekât yerine geçmesi görüşünü savundukları nakledilir: 1) Hanbelî hukukçuların kitaplarında, Ahmed b. Hanbel'den -az sonra ele alınacak olan Nevevî'nin görüşü gibi- şu görüş nakledilir: “Sulh yoluyla alınan toprakların yarı gelirini devlet başkanının tahsil etmesinin hükmü” sorulunca, Ahmed b. Hanbel “Onun buna hakkkı yoktur, çünkü bu zulümdür” cevabını verdi. “Toprak sahibi elinde kalan için zekât öder mi?” diye sorduklarında, cevabı “Mükellef zekâta niyet ettiğinde, devlet başkanının tahsil ettiği, zekât yerine geçer” şeklinde oldu. [177] 2) Nevevî de, şu şekilde bir fetva vermiştir. “Şafiî hukukçular, zulmen alınan haracın öşür yerine geçmediği konusunda ittifak etmişlerdir. Devlet başkanı, haracı, öşür yerine geçsin diye tahsil ederse, onunla farzın düşmesi konusunda ihtilaf vardır. Sahih olan, düştüğü görüşüdür. Buna göre, tahsil edilen haraç, öşür miktarını bulmazsa eksik kısım tamamlanır.” [178] “Öşür toprağından haraç tahsil edilmesi, öşür yerine geçer” şeklindeki görüşten, “Zekât farz olan maldan vergi tahsili de onun yerine geçer” sonucunun doğması gerekir. Zira haraç ve vergi umumî menfaatlere harcanır. Buna, şöyle bir itiraz yapılabilir: Vergi tahsil eden hükümetler, onu, zekât yerine geçsin diye tahsil etmezler. Bunun için vergi, -müslüman olsun olmasın- her vatandaştan tahsil olunur. Vergiler ise -bazıları zekâtın harcama yeri olmayan- amme menfaatlerine harcanır. 3) Muhammed el-Menqur, eî-Fevâkihu'l-Adîde fi'l-Mesa'ili'l-Mufide [179] adlı eserde, İbn Teymiyye'den, “Devlet başkanının vergi (meks) adıyla tahsil ettiğini, zekât niyetiyle ödemek caizdir. Her ne kadar zekâtın vasıf ve özelliklerini taşımasa da, böylelikle zekât düşer” görüşünü nakletmiştir. Bu naklin yanında, İbn Teymiyye'nin kendisine ait Mecmu-'u'l-Fetâvâ [180] adlı kitabında, “Devlet başkanlarının zekât adıyla tahsil etmediği vergiler, zekat yerine geçmez” şeklinde yukarıdakine aykırı görüşü bulunmaktadır. Bu durumda, hangi naklin ona ait olduğu, her ikisi de ona aitse hangisinin en son görüşü olduğu konusunun açıklığa kavuşması gerekir. Bu fetvalar, zulüm altındaki müslümanlara bir kolaylık olmak üzere, zekât niyeti bulunması şartıyla vergilerinin zekât yerine geçmesi için verilmiş olabilir. Müslümanlara yüklenen ve ödenmesi mecburî olan âdil vergilerin zekât yerine geçmesi savunulmamış, aksine zekât yanında başka vergiler konulabileceğini ileri sürenler bile, bu vergilerin zekât yerine geçmediğini, bilakis her ikisinin de birlikte ödeneceğini belirtmişlerdir. [177] Şerhu Gayeü'l-Munteha, c. II, s. 133'ten Kardavî, FZ, c. II, s. 1112. [178] Nevevî, el-Mecmu, c. 5, s. 541-543; Kardavî, FZ, c. II, s. 1111. [179] c. I, s. 154, 5. B. [180] c. XXV, s. 92, Riyad. |