Konu Başlığı: Toplu Paralar Gönderen: Sümeyye üzerinde 27 Ağustos 2012, 13:48:09 Toplu Paralar (Emekli İkramiyeleri Vb.): [410] Günümüzde devlet memurlarının ve işçilerin emekli olduklarında ve diğer sebeplerle aldıkları ikramiyeler, halk arasındaki adıyla toplu paralar, çalışma hayatında aylıklardan kesilen paralardır. Yusuf Kardavî'ye göre, bu konuya, sözü edilen malların, sahiplerinin dilediği zaman kullanabilecek şekilde tam mülkiyetinde sayılıp sayılmaması veya hakları mı, yoksa devletin bir ikramiyesi mi olduğu göz önünde tutularak bir çözüm getirilebilir: 1) Son durumdaki gibi, devletin bir ikramiyesi ve bağışı olduklarında, mülkiyet ancak onların ele geçmesiyle tam olabilir. 2) Devlet veya kurumun ortadan kaldıramayacağı şekilde memurun bir hakkı olur ve dilediği zaman harcayabilirse, tam mülkiyetle elde bulunmuş olur, aynen tahsili umulan alacağa benzerler. Bu durumda, gerekli şartları taşıyınca, her yıl için zekâtlarının ödenmesi gerekir. Mal-i Zımar: [411] Mülkiyet hakkı bulunmakla birlikte, fiilen kendisinden faydalanma imkânı bulunmayan mallar zekâta tâbi olmazlar. Meselâ, kaçan veya kayıp köle, denize düşen mal veya devletçe müsadere edilen mallar, inkâr edilen senedsiz alacaklar senedli ve delilli olanlarda zekât ödenir ve ödenmez diye her iki görüş de bulunmaktadır; evde değil açık arazide gömülüp izi kaybolan mallar, bu tür malların örneğidir. İşte bu gibi mallar, hukuk dilinde Mal-i Zımar veya Telef Mal adını alır. Evde gömülüp yeri kaybedilen mal, zekâta tâbidir. Bağ ve büyük evlere gömülenler ise ihtilaflıdır, ancak tâbi olup ödemenin bulunma zamanına geciktirilmesi gerekir. Bu tür mallar, ele geçince, diğer şartları da taşırlarsa, zekâta tâbi olur: Hanefî Mezhebine göre, geçmiş yılları için zekât ödenmez. Maliki Mezhebine göre telef mal, altın veya gümüş ise, sadece bir yıllık zekâtları ödenir, fakat sürü ise bütün geçmiş yıllar için zekât ödemek gerekir. Oysa Şafiî Mezhebi ile Züfer'e göre, -mülkiyet bulunduğundan- bu gibi malların geçmiş bütün seneleri için zekât ödenmesi gerekir. Debusi'ye göre, ilk görüş tercih edilmelidir. [410] Kardavi, FZ, c. I, s. 138-1.39. [411] Debusî, Esrar, c. I, v. 103; Kardavî, FZ, c. I, s. 138; Kâsânî, BS, c. II, s. 9; Mergınânî, age, c. I, s. 97, 113; Serahsî, age, c. II, s. 171, 209; Şeybanî, Asl, c. II, s. 111; Sıddıki, age, s. 43-44; Yavuz, s. 448. |