๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mükayeseli İbadetler İlmihali => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 16 Ağustos 2012, 07:45:36



Konu Başlığı: Senelik İhtiyacını Giderecek Kadar Ödemek
Gönderen: Sümeyye üzerinde 16 Ağustos 2012, 07:45:36
Senelik İhtiyacını Giderecek Kadar Ödemek:

Maliki Mezhebine, hanbelî hukukçuların çoğunluğuna ve di­ğer bazı hukukçulara -msl., Gazalî'ye- göre, fakir ve miskine, hem kendilerinin, hem de nafakası kendisine ait olanların tam bir yıl­lık ihtiyacını giderecek kadar zekât ödemek gerekir! Yıllık ihtiyaç, her çevre ve mükellefe göre değiştiğinden, belli bir rakamla sınır­lanamaz. Nisaptan çok bile olsa, ödeme buna göre yapılır.

İmam Millik, eş-Şafiî ve Ahmed b. Hanbel'e göre, fakirlere ödenecek zekât miktarı, kesin bir rakama bağlı olmayıp, zamanın şartlarına ve fakirlerin durumuna bağlı olarak, bunun tespit edil­mesi, devlet ve ilgililerin içtihadına, yani araştırmaya ve kanaat­lerine bağlıdır. [108]

İslâm'da zekâtın hedefinin -zanaat bilmeyen ve iş yapmaya gücü yetmeyen fakire nispetle- kendisine ve ailesine uygun geçim seviyesinin teminat altına alınması ve tam bir sene yetecek mikarın ödenmesi, diğer hak sahiplerine nispetle bu sınıfa daimî ve muntazam bir yardım niteliğini taşır.

Yusuf Kardavî, bu iki görüşten her birinin, çağımızda uygu­lama alanı bulduğunu belirtir: “Tüccar, çiftçi vb. sanatkâr ve mes­lek sahibi ve çalışarak geçimini sağlayabilecek kimse olup, meslek ve sanat âleti veya sermayesi olmayanlara -tek başına veya ortak olarak- bir daha muhtaç olmamak üzere, ömrü boyunca yetecek miktarda zekât ödenebilir. Çalışmaya gücü yeten fakirlere mal edinmek üzere, zekât malından fabrika ve atelye kurmak yoluyla bu çağda bunu tatbik etmek mümkündür. Sanatkâr, tüccar ve çiftçi vb. olup, kazanmaya ve kendisini geçindirmeye gücü yeten, fakat sanat âletleri, ticarî sermayesi veya tarlası, sürme ve sulama araç­ları eksik bu birinci çeşit fakirler yanında, kor, kötürüm, ihtiyar, dul, çocuk vb. çalışmaktan âciz fakirler de vardır. İşte bu gibi çalı­şıp geçimini sağlama imkânından mahrum olanlara, yıllık ihti­yacını giderecek kadar ödemede bulunulur. Bu son durumdakiler için, malları fuzuli yerlere harcamalarından korkulursa, ödeme aylara taksim edilebilir; nitekim, çağımızda memur maaşları bu şekilde ödenmektedir. Bunun yanısıra, ödeme defaten de yapılabi­lir.” [109]




[108] İbn Rüşd, BM, c. I, s. 252; Yavuz, İZM, s. 411.

[109] Kardavî, Fakirlik Problemi, s. 134; Kardavî, FZ, c. II, s. 571.