๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mükayeseli İbadetler İlmihali => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 07 Eylül 2012, 14:24:34



Konu Başlığı: Şehir Hükmündeki Yerin Tanımı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 07 Eylül 2012, 14:24:34
Şehir Hükmündeki Yerin Tanımı:

 

Bir grup hukukçuya göre,  şehir dışında bulunanlara cuma farz değildir, bir gruba göre farzdır. [319]

Cuma namazının şehir dışındakilere de farz olduğunu be­nimseyenler arasında görüş ayrılığı bulunmaktadır:

(a) Bir gruba göre, ezanın duyulduğu yer şehir hükmündedir:

(1) Malik’e göre, bu uzaklık üç mildir.

(2) Ebu Yusufa göre, ezanın  duyulabileceği  uzaklıktaki yerdir.

(3) eş-Şafiî’ye göre, bir köyde kırktan az mükellef bulunur ve ezanı duyarlarsa, şehre cuma kılmaya gitmeleri gerekir.

(b) Bir gruba göre, cuma kılınan yerle arası bir gün uzaklıktaki (mesiratü yevm) yerdir. İbn Rüşd, bunun şâzz bir görüş olduğunu belirtir.

(c) -Bir nakilde- Ebu Yusuf’a göre, şehir çevresine bitişik yer­lerdir.

(d) Bazılarına göre, şehir binalarının bittiği yere kadar olan yerdir.

(e) -Bir başka nakilde- Ebu Yusuf’a göre, bir mil veya üç fer­sah uzaklıktaki yerdir.

(f) Bazılarına göre, bir veya iki mil uzaklıktaki yerdir.

(g) Çeşitli hukukçulara göre, altı mil uzaklıktaki yerlerdir.

(h) el-Hasenu’1-Basrî’ye göre, dört fersah uzaklıktaki yerdir.

(i) Bazılarına göre, cuma için şehre gelerek hiçbir zorluğa katlanmadan ailesiyle burada geceleyebilecek yerdeki mükellefle­rin ikametgâhıdır. Kâsânî bunu “güzel” olarak değerlendirir.

İlk cuma ile ilgili hadisler, cumanın köylerde de kılınabile­ceğini göstermektedir. Nitekim, Diyanet İşleri Başkanlığı bu konudaki bir izin talebine, 06. 02. 1933 tarihinde şu cevabı vermiştir:

“Cuma namazı farz ve bunun farziyeti Kitap, Sünnet ve îcmâ ile sabittir. Bütün mezhep imamlannca kat’i olan cihet, onun farz ve şeriat-i İslâmiyeden olmasıdır. Cuma’nın sıhhat-i edası için serdedilen şerait-i sâirenin edillesi kat’i olmadığından, onlar müctehidler arasında muhtelefun fihtir. Mısır (şehir) ve izn-i hakim gibi şartların vücud ve adem-i vücudu, farz olan cumanın cevazına haiz-i tesir değildir. Binaenaleyh, ufak bir köyde bile bu farzı eda edecek cemaat bulunur ve müsaade için müracaat vukubulursa onlara izin verilmesi iktiza edeceği...” [320] Kâsânî, hac mevsiminde Mina ve Arafat’ta cuma kılınmasının da, aynı tartışma sebebiyle bu konu içinde ele alınması gerektiğini belirtir.




[319] İbn Rüşd, BM, c. I, s. 129; İbn Kudâme, age, c. 2, s. 337-338.

[320] Ahmet Hamdi Akseki, İslam Dini, s.172.