Konu Başlığı: Rey Taraftarları Gönderen: Sümeyye üzerinde 20 Ekim 2012, 15:08:56 B. Re'y Taraftarları (Ehlu'r-Rey, Ashâbu'r-Rey).[41] Re'y taraftarlarının da bir kısmı mutedil, bir kısmı da müfrittir. a) Mutedil Re'ycüer: i) Önemli Simaları: Sahabeden Hz. Ömer, Abdullah b. Mes'ud ve Hz. Ali ile tâbi'ûndan Aîkame, en-Neha'i gibi zevatı rehber edinen bir kısım fukahadır. Daha önce de re'yi yeren âsârda, ashâbu'r-re'y ve ehlu'r-re'y tabirleri kullanılmışsa da, ilk defa ehl-i hadis tarafından, bilhassa Irak'lı fukaha için ıstılah olarak söylenmiştir. Bazı meşhur mutedil re'yciler şunlardır: İbn Ebi Leyla, Ebu Hanife, Rebi'atu'r-Re'y, Züfer, el-Evza'i, es-Sufyan es-Sevri, Malik b. Enes, Ebu Yusuf, Muhammed b. el-Hasen eş-Şeybanî, Osman el-Bettî. ii) Özellikleri: 1)Daha önce de geçtiği gibi re'y ile fetva veren yalnız bu grup değildir. Ancak hadisçilerden farklı olarak bunlar problem vazetmek ve fetva vermekten çekinmez, bilakis hadis rivayetinden çekinir ve bu mevzuda çok sıkı davranırlar. Bu davranışlarının dayandığı sebepler bulunmaktadır: a) Resulullah ve ashabının, kitap ve sünnette meselenin açık cevabı bulunmadığı zaman re'y içtihadına başvurulması hakkındaki söz ve tatbikatı bu nevi içtihadın meşru olduğuna delalet etmektedir. b) Resuluîlah ile onun Hz. Ömer, İbn Mes'ud, Ali gibi ashabı hadis rivayetinde ifratı menetmiş, az rivayet etmeye teşvik etmiş, bununla Hz. Peygamber namına söz söyleyerek Şâri'e ait olmayan bir hükmün ona izafe edilmesine mâni olmak istemişlerdir. Bu sebeple, hadise dayanan bir hükmün, onu benimsemiş veya rivayet etmiş bulunan sahabî veya tâbi'e izafesi -Şâri'e nispetine göre- daha ihtiyatlı bir hareket olur. c) Ashab devrinin sonlarına doğru, Medine dışındaki bölgelerde Haruriyye, Şi'a, Kaderiye, Cehmiyye gibi bid'at fırkalar ortaya çıkmış, buna bağlı olarak da bilhassa Küfe civarında hadis uydurma hareketi başlamıştır. Bütün bunlar hadislerin sıhhatini tespit konusunda büyük bir titizliği gerekli kılmaktadır. d) Hadisçilere nispetle re'ycilerde hadis ve âsâr miktarı daha azdır. Buna mukabil, re'ycilerin ekseriyetinin yaşadığı Irak bölgesinin, diğer millet ve kültürlerle teması daha sıkı, iktisadî ve içtimaî problemleri daha yoğun ve kapsamlıdır. 2)Re'yciler, hadisçilerin aksine, henüz vuku bulmamış dinî problemleri tasavvur ederek, bunlara vukuundan önce cevaplar hazırlamak ve bu cevapları münakaşa etmekten çekinmezler. 3)Kıyas, istihsan, ıstıslah gibi şer'i nassların yalnız elfazına (sözlerine) değil, ruh, mânâ ve teşrî hikmetine dayanan istidlal yollarını kullanmaları da re'ycileri, bunları ya hiç kullanmayan veya ancak zaruret halinde kabul eden esercilerden ayıran vasıflardan biridir. iii) Re'ycilerin Usûlü: Özelliklerinden bahsederken temas edilenler dışında burada iki noktaya işaret etmek gerekir: 1) Masalların tefsiri ve sıhhatlerinin tesbitinde bazı farklar olmakla raber, re'ydlerin de başta gelen iki kaynağı, kitap ile sünnettir. Bilhassa ilim edindikleri sahabe fetvaları da onlar için hüküm ve fetva kaynağıdır. Ancak tek şahabının bütün fetvalarına bağlılık bahis mevzuu değildir. Sıra tâbi'ûna gelince, Ebu Hanife'nin, "Onlar ictihad ettiler, ben de ictihad ederim" sözü re'ycilerin bir düsturu mahiyetindedir. 2)Re'ycilerin usûlünde kaydedilecek ikinci önemli unsur, tahrîctir .Bunun tatbiki şöyle olmaktadır: Re'yci fakih, itimad ve intisap ettiği bir üstadın kitabını ezberler ve meselelerin istinad ettiği illeti, gerekçeyi belirler, kendisine bir mesele geldiğinde üstadlarının açık bir cevabı varsa onu nakleder, yoksa umumî prensiplerine, sözlerinin îma ve iktizasına, gerekçeye göre cevap ve hükmü kendisi çıkarır. b) Müfrit Re'yciler: Müfrit re'ycilerden maksat, ya Kur'ân-ı Kerîm'den başka naklî delil kabul etmeyen veya çok sıkı şartlar altında, pek az miktarda hadisle amel ederek daha ziyade re'y ve kıyasla hükmedenlerdir: i) Birinci Gruptaki Müfrit Re'yciler: eş-Şafiî'nin nakline göre, kendi asrında, gerek haber-i vahidi ve gerekse mütevatir haberi kabul etmeyen bir zümre vardı. Kimler olduğunu açıklamadan kendileriyle yaptığı münazarayı el-Umm'de nakleden eş-Şafıî, bunların dayandığı delilleri de vermiştir. Basra'h Mutezile veya Haricîler'den olmaları muhtemel bulunan bu grubun delillerini şöyle özetleyebiliriz: "Kur'ân-ı Kerîm her şeyi açıklamak için gelmiştir. Hadisler yeni bir hüküm getirirlerse, bu sübutu zannî olanın, sübutu kat'î olana (Kur'ân-ı Kerîm'e) aykırı olur. Halbuki zannî, kafiye karşı duramaz. Hadisler yeni bir hüküm getirmemekle beraber, âyetleri teyid ederse, onlara değil Kur'ân-ı Kerîm'e uyulur. Mücmel âyetleri açıklarsa, zannî olan kat'î olanı açıklamış olur ki bu da caiz değildir. Hadisler -mütevatir de olsa- kat'iyet ifade etmez; çünkü onları rivayet edenlerin -teker teker- yanılma, şaşırma, yalan söyleme ve unutma ihtimalleri vardır." ii) İkinci Gruptaki Müfrit Re’yciler: Müfrit re'ycilerin ikinci grubu hadis ve âsân toptan reddetmemekle beraber, zayıf ihtimallerle sahih haberlere muhalefet eden, haberlere yeteri kadar önem vermeyen, bazı vasıfları hükme illet olarak tespit edip bazılarını atarken ifrata düşen, zayıf benzetme, zan ve istihsan prensipleriyle hükme varan fukahadır. Bu nevi davranışın mümessilleri belli bir zümreyi teşkil etmemektedir. Çünkü bunların re'y ve kıyasta ileri gitmeleri, âsâr aleyhine bir tutum olmaktan ziyade, bulundukları zaman ve mekanın icab ve zaruretiyle, ellerinde yeterli miktarda âsârın bulunmamasından doğuyor ve sağlam nass buldukları zaman derhal ona ittiba ediyorlar. Bu sebeple olmalıdır ki, İbnu'l-Kayyım, İbn Abdilber gibi zevat, müfrit re'ycilerin davranışlarını zikretmiş, fakat bu davranışı muayyen şahıs ve gruplara mâletmemişlerdir. Ehl-i re'y grubunda onbeş kadar mezhep meydana gelmiştir. C. Orta Yolu Tutanlar: Tâbi'ûn devrinde re'yciler ile eserciler arasında orta bir yol tutan ve bunu tavsiye eden müctehidler de bulunmaktadır. el-Hasenu'l-Basrî'nin şu sözleri bunun güzel bir örneğidir: "İnsan müfrit ile donmuş arasında bir yol izlemelidir. Hadisçiler ihtiyar ve tercih ettikleri hükümleri, tâbi'ûn ile daha sonraki müctehidlerin re'yine arzetmeli; re'y ve tahrîc ehli ise sahih bir hadise muhalefet etmeyecek kadar sünnet elde etmeli, mümkün olduğu kadar hadis bulunan sahada re'yi ile hükmetmekten sakınmalıdır. Her iki grup da kendi üstadlarının koydukları kaidelere birer nass gibi sarılmamah, onların bile yadırgayacakları ifratlara sapmamalıdırlar." [41] Re'y taraftarları konusunda bkz. M. Esad Kılıçer, İslâm Fıkhında Re'y Taraftarları, Ankara, 1975. |