Konu Başlığı: Nisabın Miktarı Gönderen: Sümeyye üzerinde 23 Ağustos 2012, 15:30:57 Nisabın Miktarı: [807] 1) İçlerinde DM'in de bulunduğu Cumhur'a göre, -birbirini teyid eden hadisler, iktisadî teamül ve sahabe tatbikatına bakarak-altının nisabı yirmi miskaldir. Ömer b. Abdilaziz devrinden sonra bu konuda ihtilaf olmamış ve böylelikle amelî icma meydana gelmiştir. 2) el-Hasenu'1-Basrî ve Davud b. Ali'ye göre, altının nisabı kırk miskaldir; ancak el-Basrî'nin Cumhur'a katıldığı da nakledilmektedir. 3) Bazı hukukçulara göre, altının değerinin ikiyüz dirhemi bulmasıyla, bu miktar tespit edilir. Tavus, Atâ, Kadı İyad, Zuhrî, Süleyman b. Harb ve Eyyub es-Sahtiyanî'nin, bu görüşü savunduğu rivayet edilir. Mübadelede daha ziyade dirhem (gümüş para) kullanıldığı için nisap ve zekât miktarı ile ilgili açıklamalarda daha ziyade gümüş geçmektedir. “Beş okiyyeden az olan gümüşte zekât yoktur.” [808] Hadisi gümüşün nisabını 200 dirhem olarak tespit etmiştir. Gümüşün nisabı ihtilafsız böyledir. [809] Altın ve gümüşün nisapları dinar ve dirhem olarak belli olmakla birlikte, bunların bugünkü ölçülerle karşılığı açıkta kalmaktadır. Arkeolojik bulgulardan yapılan tespitlere göre, 1 dinar 4.25, bir dirhem 2,975 gr. olmakta, böylece altının nisabı 20x4, 25=85 [810] gümüşün nisabı ise 200x2, 975=595 gr.'dır neticesine varılmaktadır[811]. Günümüzün altın nisabı hakkında, bazı ilim adamlarının ileri sürdükleri görüşleri belirtmekte yarar bulunmaktadır: [812] 1) İbn Habîb el-Endelûsi'ye göre, her memleketin ahalisi nisabı kendi paylarının değerine göre ayarlamalıdır. 2) İbn Abdilber'e göre, Endülüs dirhemlerine nispetle diğer memleketlerin dirhemleri arasında tartı ve değer bakımından fark bulunmaktadır. 3) Fetavay-ı Fadli'de şöyle bir kayıt vardır: “Nisapta her memleketin dirhem ve dinarları (yani paraları) itibar edilmelidir.” 4) Bir görüşe göre de, bazı ilim adamları nisabı ağırlık olarak değil de sayıya göre ele almışlardır. Bu görüşler, altın ve gümüş nisabında da bir kıymet itibar etmeye ve eşyaya göre bugünkü değerlerini tespit ederek neticeye varmaya zorluyor. [813] [807] Bilmen, HFK, c. IV, s. 112; İbn Rüşd, BM, c. I, s. 234; İbnu'l-Munzir, Kitabu'l İcma, s. 32; Kardavî, FZ, c. I, s. 147; Kâsânî, BS, c. II, s. 18; Malik: Zekât, 7. Tahâvî, age, s. 47; Yavuz, İZM, s. 171, 228. [808] Buharı: Zekât, 32; Tirmizî: Zekât, 3; Kardavî, FZ, c. 1, s. 247: Yavuz, İZM, s. 228 [809] LZK, m. 4. [810] LZK, m. 4. [811] Karaman, age, c. II, s. 76-77; Kardavî, FZ, c. I, s. 264. bkz. yukarıda 25 2 1 [812] Abdu'r-Rahman el-Bennâ, Fethu'r-Rabbânî, c. 8, s. 242'den Yavuz, İZM, s. 226-7. [813] Bkz. yukarıda 25 2 3. |