๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mükayeseli İbadetler İlmihali => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 27 Ağustos 2012, 13:35:58



Konu Başlığı: Nema Kavramı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 27 Ağustos 2012, 13:35:58
Nema Kavramı:

 

Zekâtın ifade ettiği mana, büyümek ve artmaktır. Mal, artıcı gelir ve kazanç sağlayıcı özellik taşımaması halinde zekâta tâbi olmaz. Çünkü zekât, servet üretimi için gerekli sermaye malları üzerine konur, büyüme kabiliyeti olmayan servet üzerine konmaz. Bakara: 2/219 âyetindeki “Afv” (fazlalık) tabiri de buna işaret et­mektedir.

Bu şart, Rasul-i Ekrem'in sözlü ve fiilî sünneti, halifelerinin ve ashabının uygulamasıyla sabittir. Hz. Peygamber, şahsî ihtiyaç­lar için edinilen malları zekâta tâbi tutmamıştır.

Fiilen (hakikî) artma yanında, takdirî (farazi, hükmen, po­tansiyel) artma da nema için yeterli görülmüştür:               

1) Hakikaten Artıcılık (Fiilen/Gerçek Artıcılık): Ticaret malları ile üreyerek artan hayvanların bu artışı,  hakikî olarak, ani fiilen meydana gelmektedir.

2) Hükmen Artıcılık (Takdirî/Farazî Artıcılık): Altın, gümüş ve paraların artışı gerçekten değil,  hükmen olur.  Çünkü bunların artıcılık imkân, kabiliyet ve istidadı esasında mevcuttur.

Malın artıcı olması, hukuk dilinde Nâmîlik veya Nema kav­ramlarıyla karşılanır. Nema deyimi, hem gerçek, hem de farazî üretkenlik özelliklerini içine alır. Dikkat edilirse hakikaten artış, malm ticarî gayeye yönelik olması, hükmen artış ise malın deği­şime konu olmasıyla gerçekleşir. Şurası muhakkak ki, her iki ar­tış tarzı da malı zekâta tâbi kılma yönünden eşit durumdadır. Msl., artıcılık vasfı taşıyan mallara sahip olanlar, onları nemalanmaları için kulanmadıklari takdirde, bu hareket tarzı, o maldaki ze­kât hakkını ortadan kaldırmaz.

Malın nemalandırılmaması iki şekilde olur:

1) Mal Yönünden:  Gasbedilip malikinin bir delili bulunma­yan mal, tahsili umulmayan alacak, gömülüp yeri unutulan mal sahibinin tasarrufundan çıkar. Bu yüzden, ele geçmedikçe zekâta tâbi olmaz. Mal-i zımâr, hem nema, hem de tam mülkiyet şartlarını taşımaz.

2) Malik Yönünden: Az önce de sözedildiği gibi, malikin ma­lını arttırma ve ondan kazanç sağlama yolunu seçmemesi, zekât mükellefliğine engel olmaz. Hatta böyleleri, malın arttırılmasını isteyen dinî emre aykırı davranışları dolayısıyla kınanır.

Nema şartı dolayısıyla ziraî ürünlerin zekâtı, -msl., evde depo edilirse- yalnızca bir kere ödenir, öşrün ödenmesinden sonra ürün­ler yeniden zekâta konu olmaz

Nema şartının uygulanmasıyla, asırlar boyunca artıcılık vasfı taşımayan binek hayvanları, oturulan evler, meslek ve sanat âletleri, ev eşyası zekâttan istisna edilmişlerdir.

Bu şartın uygulanması açısından, Maliki Mezhebinin görüşü, en geniştir. Onlar başkasmdaki malları -msl., gasbedilen ve gömü­len malları- yalnızca tahsil edilen yıl için zekâta tâbi tutar. Bu­nunla birlikte onların binek ve çift hayvanlarını zekâta tâbi tut­ması makul değildir. [449]

 
5- Havelân-ı Havi (Zekâtın Bir Takvim Yılı İçin Ödenmesi):

Bazıları dışında zekât mevzuu mallar, bir kamerî takvim yıh içinde, yalnızca bir kere zekâta tâbi olur. Bu açıdan zekât mevzu malları, havelân-ı havle tâbi olup olmayışı açısından incelemek gerekir.



[449] Bkz. aşağıda 53.2.2.1.