๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mükayeseli İbadetler İlmihali => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 05 Ekim 2012, 14:55:11



Konu Başlığı: Namaz Borcunun İntikali
Gönderen: Sümeyye üzerinde 05 Ekim 2012, 14:55:11
Namaz Borcunun İntikali veya Namaz Borcuna Halefiyet:

 
Namaz Borcunun İntikali:

Namaz borcunun intikali veya namaz borcuna halef olma, namaz nükellefinin ölümü halinde ortaya çıkabilir:

a) Sünnî fukahanın ittifakına göre, birer bedenî ibadet olan namaz le oruç borcu başkasına intikal etmez, başkasının bu ibadetleri yerine getirmesiyle bu borçlar düşmez, mükellefin şahsî sorumluluğu devam eder. Bununla birlikte, İslâm bilginlerinin cumhuru, sevabını ölüye ba­ğışlamak niyetiyle yapılan ibadetlerin sahîh olduğuna ve başka âlemdekilerin bundan îstifade edeceklerine hükmetmiştir.[141] Bir hadiste belirtildiğine göre, ölmüş bulunan ana-baba için namaz kılmak, onlara itaat ve 'efa borcunu yerine getirme çerçevesinde düşünülür. Ölüm hastalığında iken veya yaşlı bir kimsenin güçsüz halinde, namaz için fidye vermesi câiz değildir. Başıyla dahi îmaya gücü yetmeyen kimsenin, kendisi ölünce, namazları için fidye verilmesini vasiyet etmesi gerekmez. Kılmaya gücü yettiği bir namazı kılmadan ölen kimsenin namaz hakkında fidye verilmesini vasiyet etmesi veya mirasçıların onun adına teberruda bulunması, -biraz sonra- ıskat ve devir konularında ele alınacaktır.

b) Caferî mezhebine göre, bazı durumlarda "velî", babasının namaz borcuna halef olur. Velî, en büyük oğuldur. Velînin, vefat eden babasının uyku veya unutma gibi mazeretlerle kılamadığı namazlarını kaza etmesi gerekir. Daha kuvvetli (akva) görüşte, kasten terketme ile diğerleri arasında bir ayrım yapılmaz; daha ihtiyatlı (ahvat) olan, mevlâsına isyanolarak terkettiğini kaza etmesidir. Zahir olar, fâsid namazlarının da kaza edilmesidir. Büyük oğul babasından sonra ölünce, kaza borcu daha küçük yaştaki kardeşlerine geçmez. Velînin, babasının ölümü sırasında âkıl-bâliğ olması şart değildir. Borç, çocuk baliğ olunca, deli iyileşince gerekli olur. Müteveffa babanın aynı yaşta iki oğlu olursa, kaza borcu eşit olarak dağıtılır, küsuratı ise ikisine de farz-ı kifâye olur. Velînin, kaza namazını bizzat kılması gerekmez, ücretle birini de tutabilir (=isti'câr). Ecîr (tutu­lan kişi), niyet ederken, velî değil, müteveffa adına niyet eder.[142]




[141] bkz. Aşağıda Bölüm 22 (98.2)

[142] Humeynî, Zubdetu'l-Ahkâm, s. 74 (10-12).