> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Mina
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mina  (Okunma Sayısı 892 defa)
18 Nisan 2011, 16:54:00
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 18 Nisan 2011, 16:54:00 »



Mina

Zilhicce ayının onuncu günüydü; vaktin girişiyle birlikte sabah namazını da Müzdelife'de kılan Habib-i Zişan Hazretleri, Meş'ari'l­Haram'a gelip kıbleye dönmüş, dua ve tazarru ile Rabbine iltica ile gerilmiş, dua, tekbir, tehlil ve zikirle meşguldü.

Güneş doğmadan önce yeniden Kasva'ya binecek ve Mina'ya ge­lecekti; bu sefer arkasına Fadl İbn Abbas'ı almıştı. Bu sırada İbn Ab­bas'a emretmiş, şeytan taşlamada kullanacağı taşlan toplatıyordu. Muhassir vadisine geldiğinde devesini daha da hızlandırmıştı; zira burası, fil ashabının helak edildiği yerdi!

382 Maide, S/3

Derken Mina'ya geldi; güneş yeni doğmuştu ve Akabe cemresi­nin yanına gelip devesinin üstünde iken şeytan taşlamaya başladı.

Daha sonra yeniden ashabına dönen Efendiler Efendisi, daha önceki hutbenin bir yönüyle tamamlayıcısı mahiyetinde şunları söy­lemeye başladı:

- Şüphe yok ki bugün itibariyle zaman, semavat ve arzı Allah'­ın ilk yarattığı andaki yörüngesine gelip oturdu; bir yıl, on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır; üçü, peşi peşine gelir: Zilkade, Zil­hicce ve Muharrem. Öbürü de, Şaban ile Cemaziyelevvel arasında kalan Receb ayıdır.

Şeytan, sizin bu beldenizde artık kendisine kullukta bulunma ümi­dini yitirmiştir. Ancak, sizin çok küçümsediğiniz birçok işinizde onun dediğini yapıp da bunların, şeytanı razı edeceği de bir gerçektir.

Hac vazifesiyle ilgili menasikinizi bugün benden alın; zira Ben, bu yıldan sonra hac vazifesi yapamayacağımı sanıyorum!

Ashabına bunları söyleyen Allah Resı1lü (sallallahu aleyhi ve sellern), bundan sonra üslı1bunu da değiştirecek ve şimdi hangi ayda olduk­lannı ve hangi günü yaşadıklarını soracaktı. Ashab:

- En doğrusunu Allah ve Resı1lü bilir, diye mukabelede bulu­nuyordu. Zira bu ay ve güne başka bir isim vereceğini sanmışlardı! Bunun üzerine:

- Zilhicce ayı değil mi, diye sordu onlara.

- Evet, diyorlardı. Bu sefer de, mekanla ilgili bir soru soruyor-

du:

- Bu belde neresi?

Başka bir isimle tesmiye edeceğini düşünen ashab yine:

- En doğrusunu Allah ve Resı1lü bilir, diye cevaplamıştı. Onla-

ra:

- Burası, belde-i haram değil mi, diye sordu. Yine:

- Evet, demişlerdi. Arkasından şunları söyledi:

- Şüphesiz ki Rabbinize kavuşacağınız güne kadar kanlarınız,

mallarınız ve ırzınız; bugününüzün, bu ayınızın ve bu beldenizin haram olduğu gibi size haramdır!

Her cümlesinde bir veda busesi gizliydi. Yirmi üç yıllık birikimi siyah gözleriyle süzüyor ve cemaatini, kendisinden sonraki günlere hazır hale getirmek istiyordu.

Az önceki sorulan üst üste niçin sorduğunu şimdi daha iyi anlı­yorlardı; bir taraftan ashabıyla vedalaşırken, diğer yandan da onları rahle-i tedrisine almış irfan ufkuna seyahate çıkarıyordul Arkasın­dan, dikkatlerini çekip onlara bir soru daha sordu:

- Vazifemi tebliğ ettim mi?

Dizinin dibinde yetiştirdiği ashabına, kendine ait vazifeyi eda edip etmediğini soruyordu; çaresiz ashab yine:

- Evet, diye haykırmıştı. Bunun üzerine yeniden Rabbine yö­neldi ve önce:

- Allah'ım! Sen şahit ol, diye nida etti. Ardından ashabına şu nasihatte bulundu:

- Bunları, bugün burada bulunanlar, bulunmayanlara ulaştır­sın; zira kendisine tebliğ edilen nice insan, dinleyenden daha kav­rayıcıdır! Ve sakın ola ki Benden sonra, birbirinizin boynunu vuran kafider gibi olmayın!

Ashabına bu nasihatleri yaptıktan sonra sıra kurbanını kesme­ye gelmişti; o gün Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), yaşı kadar kurban kesecek ve geri kalan otuz yedi tanesini kesmesi için Hz. Ali'yi görevlendirecekti. Sonra yanına, ashabından birisini çağırıp saçını kestirdi. Mübarek saç tellerini yere düşürmernek için avuç­larını açmış, bu arada yere düşenleri de teker teker alıp yüzlerine gözlerine sürüp gözyaşı döküyorlardıl Bu sırada Hz. Ebu Bekir gibi bazı sahabiler, ayrılık öncesi bir kenara çekilmiş, uzun uzun O'nu seyrediyorlardı!

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mina
« Posted on: 25 Nisan 2024, 20:48:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mina rüya tabiri,Mina mekke canlı, Mina kabe canlı yayın, Mina Üç boyutlu kuran oku Mina kuran ı kerim, Mina peygamber kıssaları,Mina ilitam ders soruları, Minaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes