๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mükayeseli İbadetler İlmihali => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 09 Ağustos 2012, 10:08:18



Konu Başlığı: Kokulu Maddeler Vb. ni Kullanmak
Gönderen: Sümeyye üzerinde 09 Ağustos 2012, 10:08:18
Kokulu Maddeler Vb. ni Kullanmak:

a) Vücudun bir organının tamamına koku süren, dem keser ve kokuyu giderir. Koku ayrı ayrı yerlere sürülmüşse, her defa için ayrı bir ceza gerekir. [594] eş-Şafiî'ye göre, kokulu madde sürülen yerin tam bir organ olmasına bakılmaksızın, azında da, çoğunda da dem gerekir. [595]

b) İhram elbisesine bir karıştan fazla koku süren mükellef, bu şekilde bir gündüz veya gece durmuşsa, dem keser. [596]

c) Yukarıdaki maddede açıklandığı şekilde koku sürülen yer bir karıştan az olur, ya da bir gündüz veya geceden az bir süre böy­lece durursa, sadaka ödenir. [597]

Sadaka miktarı, Ebu Hanife ve Ebu Yusuf’a göre fitre mikta­rıdır; eş-Şeybanî'ye göre koyuna kıyaslanır. Msl., organın dörtte bi­rine kokulu madde sürüldüyse, sadakanın miktarı da, koyunun dörtte biri kadardır. [598]

d) Başına veya sakalına kına yakan mükellef, dem keser. [599] Eline kına yakan kadın, tamamına yaktıysa dem,  keser azına yaktıysa sadaka cezasını öder. [600]

e) Çeşitli konular: [601]

(1) Çeşitli organlara koku sürüldüğünde, koku sürülen yer­ler bir bütün olarak düşünülür: Bütünü bir organ miktarı olursa dem, daha az olursa sadaka gerekir.

(2) Bütün organlara kokulu madde sürüldüğünde, sürme iş­lemi aynı yerde olursa -suçun cinsi aynı olacağından- yalnızca bir dem gerekir. Fakat ayrı ayrı yerlerde sürüldüyse Ebu Hanife ve Ebu Yusuf’a göre, her yer için ayrı keffaret gerekirken, eş-Şeybanî'ye göre birinci için keffaret ödendiyse bir keffaret daha gerekir, ödenmediyse yalnızca bir dem kesilir.

f) Kokulu maddeleri koklayınca, Hanefi Mezhebine göre hiç­bir ceza gerekmez; eş-Şafiî'ye göre, fidye gerekir. [602]

Hanefi Mezhebine göre, kokulu maddeleri kullanan mükelle­fin bunu bilerek veya bilmeyerek, isteyerek veya istemeyerek kullanması cezaya tesir etmez; eş-Şafiî'ye göre unutma ve ikrah halle­rinde ceza gerekmez. [603]




[594] Mergınânî, age, c. I, s. 160; Serahsî, age, c. IV, s. 122; Şafiî, Umm, c. II, s. 147; Şeybânî, Asl, c. II, s. 397; Tahâvî, Muhtasar, s. 70.

[595] Kâsânî, BS, c. II, s. 189; Şafiî, Umm, c. II, s. 152.

[596] Kâsânî, BS, c. II, s. 189.

[597] Mergınânî, age, c. 1, s. 160; Serahsî, age, c. IV, s. 122; Şeybânî, Asl, c. II, s. 400.

[598] Kâsânî, BS, c. II, s. 189.

[599] Mergınânî, age, c. I, s. 160; Kâsânî, BS, c. II, s. 191; Şeybânî, Asl, c. II, s. 399-400.

[600] Kâsânî, BS, c. II, s. 192; Serahsî, age, c. IV, s. 125; Şeybânî, Asl, c. II, s, 399-400.

[601] Kâsânî, BS, c. II, s. 190; Serahsî, age, c. IV, s. 122.

[602] İbn Kudame, age, c III, s. 323; Kâsânî, BS, c. II, s. 191; Serahsî, age, c. IV, s. 123.

[603] Kâsânî, BS, c. II, s. 192.