Konu Başlığı: Kişi Üzerinden Alınan Vergiler Gönderen: Sümeyye üzerinde 29 Ağustos 2012, 14:37:53 Kişi Üzerinden Alınan Vergiler: [159] Kişi Vergileri, zengin veya yoksul olmasını göz önüne almayarak doğrudan insanların vergiye konu olmasından ortaya çıkar. Herkesten alındığı için kişi vergilerine Baş Vergisi de denir. Kişi vergileri, kadın-erkek, yaşlı-çocuk ayrımı yapılmaksızın herkesten alındığı gibi, kendilerinde bazı şartlar meselâ siyasî ehliyet- bulunanlardan veya ülkedeki azınlık ya da yabancılardan da alınabilir. Baş vergileri, maliye idaresini, vergiye tâbi unsurları tespit etmenin zorluğundan kurtarır. Ayrıca, herkes -genellik prensibi uyarınca- vergiye konu olacağından, gelirde de bir artış görülür. Bununla birlikte vergi yükü ve vergi ödeme gücü prensipleriyle baş vergileri çatışmaktadır. Ayrıca, gelir ve servetleri farklılık gösterse de herkesten aynı miktarda alınma sakıncası da vardır. Sakıncaları yüzünden, modern devletler, kişi vergilerinden genellikle vazgeçerek mallardan alman vergilere yönelmişlerdir. Bununla birlikte, bazı modern devletler kimi özel amaçların gerçekleştirilmesi için, kişiler üzerinden vergi almaya devam etmektedirler. Meselâ, kamuoyunun oluşmasını sağlamak ve arttırmak, kamu giderlerini hep birlikte yüklendikleri bilincini uyandırmak, tabiiyetinde olduğu devletin siyasî ve mahallî işleriyle daha yakından ilgilenmesini sağlamak, bu amaçların başlıcalarındandır. Nitekim, ABD'nin bazı eyaletlerinde gelir; eğitim-öğretim, sosyal yardım, çevre güzelleştirmesi vb. özel amaçlara tahsis edilerek kişilerden vergi alınmaktadır. Aynı şekilde, Fransa'da da benzer uygulamaya Taşlanmaktadır. İslâm'ın Ramazan orucunun bitmesi ve bayramın gelmesi dolayısıyla her yıl bir defa farz kıldığı fitreyi göz önüne aldığımız takdirde, farz kılınmasında ve tahsilindeki kolaylık, herkesin mükellef kılınmasındaki genellik gibi prensipleriyle kişi üzerinden alınan vergilerin iyi taraflarına sahip olduğunu görürüz. Fitrenin oranı, çok düşüktür. Bu yüzden de, gönüllü ödenmesi kolayca mümkün ve muhtemeldir. Çünkü o, farz bir ibadetle, mukaddes gayelerle ve ruhî-ahlâkî hedeflerle yakından ilgilidir. Ödeme gücü olmayan, icma ile fitre mükellefi olmaz. İslâm, kadın-erkek, küçük-büyük, zengin-fakir tüm müslümanlara yıllık olarak fitreyi farz kılmakla, özellikle sevindirici bir sebeple onların genişlikte ve darlıkta eli açmaya, sevinçte ve acıda mal harcamaya, başkalarıyla ilgilenmeye alıştırmayı amaçlamaktadır. Bu bakımdan, onu almaya hakkı da olsa, kişinin fitre ödemesini engellememiştir. Malının zekâtını vermekte ihmalkâr da davransalar, yeryüzünün çeşitli bölgelerindeki hemen tüm müslümanlarca fitrenin ödenmesine büyük bir özen gösterilmektedir. Böylelikle, oruçlarında doğan günah ve hatalar affedilme imkânı bulacaktır. [159] Kardavi, FZ, c. II, s. 1035-1037. Ayrıca bkz. aşağıda 106-112. |