> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Mükayeseli İbadetler İlmihali > Servet-Sermaye Üzerinden Alınan Vergiler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Servet-Sermaye Üzerinden Alınan Vergiler  (Okunma Sayısı 5309 defa)
29 Ağustos 2012, 14:44:29
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 29 Ağustos 2012, 14:44:29 »



Servet-Sermaye Üzerinden Alınan Vergiler:

Kişilerin vergi ödeme gücü, şüphesiz mal ve servetleri ile öl­çülür. Mal ve servet kavramları, çok çeşitli manalara gelmekte­dir[150].

Çeşitli vergi sistemlerinde servet, patrimuan ve sermaye ver­gileri terimleri, birbirinden ayırd edilmeksizin kullanılmaktadır. Fakat iktisadî anlamda, bu terimler birbirinden ayrılır. Gerçek­ten, servet denilince, belirli bir anda, bir kişiye ait bütün menkul ve gayrimenkul malların iktisadî değer toplamı anlaşılır. Servete, her çeşit menkul ve gayrimenkul mallar, para ve alacaklar dahildir. Patrimuan (veya mamelek) ise, serveti, bir kişiye bağlayan hukukî ilişkidir. Böylece servet, iktisadî, patrimuan hukukî bir kavram olarak birbirinden şeklen ayrılır. Servet ile patrimuanın miktar­ları birbirine eşittir, fakat servet denilince, varsa borçlar dışarıda tutulur; oysa patrimuan denilince, varsa borçlar da kavrama girer.

Sermaye, bir iktisat terimi olup, servet ve patrimuandan, üre­timde kullanılmak için ayrılan kısımdır. Bu halde, sermaye, ser­vetin bir parçası olduğuna göre, ondan küçüktür. Sermayenin üre­tim işlerinde kullanılmasından meydana gelen değere, iktisat di­linde hasıla (verim veya randıman) adı verilir. Hasıla sermaye, sahibi bakımından değil, sermayenin bağlı olduğu işletme veya teşebbüs bakımından meydana gelen değerdir. Bir hasılanın, işletmede üretime katılan üretim faktörleri arasında, bunların üre­time katılmaları derecelerinde dağıtılmasında, bu faktörlerden her birisinin “gelir”i doğar. Buna göre, hasıladan emek faktörüne düşen paya ücret, sermayeye düşen paya faiz, müteşebbise düşen paya kazanç ve işletmede başkasına ait menkul ve gayrimenkul malların kiralık olarak kullanılmasından, bu malların sahibine ödenen paya, irat denir.

Şu halde mal, üretimde kullanılıyorsa “Sermaye” adını alır. Sahibine türlü gelir sağlayan ve üretimde kullanılmayan mallar da “Servet” kavramına girer. Sermaye, bir şahsın kendi teşebbüsünde kullandığı para ve menkul veya gayrimenkul mal­lara verilen bir isimdir. Bir kimsenin, başkasına 100.000 lira veya bir gayrimenkul vermiş olması halinde, bu değerler o kimse için sermaye değil, servettir. Buna karşılık, bu değerleri kendi teşebbüsünde kullanan borçlu için bunlar, servet değil, sermaye­dir[151].

İktisat ilminde, bir üretim unsuru olarak sermaye, tabiat ve emekten sonra üçüncü sırada yer alır. Bu unsurun, çeşitli ilim di­siplinlerinde, değişik tanımları ve anlamları vardır. Diğer taraf­tan, ekonomi ilminde de, sermaye unsurunun tam ve yeterli bir tanımı yapılamamıştır

Halk dilinde kullanılan sermaye ile çeşitli ilim dallarında yer alan sermaye arasında da anlam yönünden büyük farklar vardır. Genellikle halk dilinde sermaye, sahibine faiz, kira veya kâr şeklinde gelir sağlayan para veya her türlü varlık anlamına gelmektedir. Bu tanıma göre, para, tarla, maden ocağı, fabrika ve apartman gibi her çeşit gayrimenkul, hisse senedi, tahvil, bono, altın ve gümüş gibi her çeşit menkul kıymetler sermaye sayılmaktadır.

İşletme ekonomisinde sermaye, “Bir teşebbüse vaz ve tahsis edilmiş bulunan bütün kıymetlerin para ile ifadesidir” şeklinde tanımlanmaktadır.

Muhasebe ilminde ise, sermayenin, “Şirketlerde sermaye, hisse senetlerinin nominal değerlerini temsil eder; şahıs vasfını haiz işletmelerde ise, sermaye net aktife tekabül eder” şeklinde bir tanımı vardır.

Ekonomide çeşitli ekonomistler tarafından yapılan değişik tanımlara rağmen, sermayeyi, “Emek unsuruna yardımcı olan ve onun verimini yükselten üretilmiş ve üretime katılmış üretim vasıtaları” şeklinde tanımlamak genellikle benimsenmiştir.

Görüldüğü gibi, bu tanımda esas amaç, araçların “hem üre­tilmiş” olması, hem de “üretime tahsis edilmesi” keyfiyetidir. Bun­dan dolayıdır ki, makine, bina, ham ve yan mamul mal gibi üre­tilmiş ve üretime tahsis olunmuş her madde sermaye olmaktadır. Bu tanıma göre, toprağın da sermaye olarak kabul edilmesi gere­kir. Zaten, bazı ekonomistler, üretim amacıyla kullanılan toprağı sermaye olarak kabul ederler. Fakat bir kısım ekonomistler ise, toprağı, sermaye olarak kabul etmezler. Bunlara göre toprak, sınırlı ve belli olup çoğaltılması imkânsızdır. Bu sebeple de, toprağı ser­maye sayabilmek mümkün değildir.

Ekonomistler arasında sermaye olup olmadığı hususunda tartışma konusu olan diğer bir değer de paradır. Genellikle bütün ekonomistlere göre para, eğer kendisi bir üretim vasıtası olarak kullanılıyorsa, o takdirde sermaye anlamının kapsamına girmek­tedir. Meselâ kredi işlemlerine aracı olduğu için, bankacılıkta para, bir sermaye niteliğindedir. Eğer, para kendiliğinden bir üre­tim aracı olarak kullanılmıyorsa, bu takdirde paranın üretici bir özellik taşıyabilmesi ve dolayısıyla sermaye olabilmesi mümkün değildir. Bununla beraber, genel bir benimseyişe göre para, serma­yenin para ile ölçüldüğü ve paranın sahibine gelir sağladığı za­manımızda sermaye sayılmaktadır. [152]

Üretimde kullanılan mallar, yani sermaye üzerinden alındığı takdirde, her yıl alınan miktar kadar sermaye azalmış ve giderek bir süre sonra tükenmiş olacağı gerekçesiyle, vergi, genel­likle gelir üzerinden alınmakta, yani verginin konusu gelir ol­maktadır. Bununla birlikte bazan vergi, sermayeden de alınmaktadır.

Mevzuu servet olan vergilere Servet Vergileri denir. Vergi ödeme gücünün bir göstergesi olması bakımından, servetlerin de, çeşitli ülkelerde eskiden beri vergilendirme konusu oldukları görü­lür. Günümüzde, bu vergilerden elde edilen gelirlerin, bütün kamu gelirleri içindeki oranı düşük olmakla beraber, vergi adaleti, eko­nomik ve sosyal koşullar, başlıca vergi kaynakları olan gelir ve giderlerin yanında, bu kaynakların da vergilendirilmesini gerektirmektedir.

Servet vergisini, gerçek veya tüzel kişilere ait menkul ve gay­rimenkul malların -tamamını veya bir kısmını vergilendirerek-mülkiyet veya transferleri sebebiyle değerleri üzerinden alman vergiler olarak tanımlayabiliriz. Yurdumuzda, bina ve arazi vergi­leri (emlâk vergisi) ve motorlu taşıtlar vergisi, mülkiyet bakımından; veraset ve intikal vergisi, emlak alım vergisi ve taşıt alım vergisi de servet transferi bakımından alınan servet vergile­ridir. [153]                                   

Bu vergilerin belirgin niteliği, konusuna giren her çeşit mal­ların değerleri üzerinden veya sayısına göre hesaplanmasıdır.

Servet vergilerini doğuran olay, servetlerin gerek patrimuanda bulunması, gerekse başkalarına transfer edilmesi olay­larıdır. Buna göre, bir gayrimenkulden elde edilen kira veya faize verilen paranın getirdiği faiz, servet vergileri konusuna girmez. Bunun gibi, servetten ayrılan bir kısım değerin sermaye olarak kullanılması sonucunda elde edilen kazanç veya servetin bir kısmını, tüketim için kullanılması dolayısıyla yapılan gider de, servet vergilerinin konusu dışında kalır.

Servet vergileri, yapıları aynı olmakla beraber, ülkeden ül­keye, bazı isim değişiklikleri göstermektedir.

Servet vergileri, genellikle zaman, gaye ve matrah ve trans­fere göre çeşitlere ayrılır:

1) Zaman Bakımından: Servet vergileri, her şeyden önce de­vamlı (periyodik) servet vergileri ve geçici (arızî)   servet vergileri olmak üzere iki gruba ayrılır. Birinci grupta olanlar, belirli zaman aralarında yapılan servet değerlendirmelerine göre alınır. Geçici servet vergileri (veya olağanüstü servet vergileri) ise, genel olarak mülkiyetin değişmesi veya sosyal,  iktisadî ve malî amaçlar dolayısıyla alınır.

2) Gaye Bakımından:  Servet vergileriyle ya bunların irat­larından vergi alınması veya servetin bir kısmının vergi olarak alınması gayesi güdülür; Servetlerin iratlarından vergi alınması gayesiyle konulan vergilerin matrahı, servetin değeridir ve oran­ları küçüktür. Bunlara itibarî (nominal) servet vergileri veya şeklî servet vergileri denir. Buna karşılık, oranları yüksek tutarak, ser­vetlerin bir kısmını vergi olarak almak gayesini güden vergilere, gerçek servet vergileri denilmektedir. Veraset vergileri ikinci­lerin örneğidir.

3) Matrah Bakımından: Servet vergileri ya mükelleflerin bü­tün servetleri üzerinden, ya da servete dahil   malların bir kısmından alınırlar.  Buna göre, genel servet vergileri ve özel servet vergileri çeşitlen meydana gelir.

4) Transfer Bakımından: Servet vergileri, gerçek ve tüzel kişilerin patrimuanlarındaki menkul ve gayrimenkul   mal ve eşyadan,  mülkiyet vergisi olarak alınabildiği gibi veraset,  bağış veya alış -veriş işlemleri bakımından malların başkalarına devre­dilmesi dolayısıyla da alınabilir. Birinci halde vergiyi doğuran olay, malların mülkiyette bulunması, ikinci halde ise malların şu veya bu şekilde başkalarına devredilmesidir. İşte bu ölçüye göre servet vergileri, servetten alınan vergiler veya servet trans­ferinden alınan vergiler olmak üzere ikiye ayrılır.

Verginin servet veya gelirden alınması meselesi, özellikle 19. yy.'dan beri bazı tartışmalara yer vermiştir. Vergide adaletin daha iyi gerçekleşmesi bakımından verginin gelir üzerinden alınması, klasik iktisat düşüncelerine de uymaktaydı. Çünkü mülkiyet, bu devirlerde siyasi hayatın temeli olarak düşünüldüğü gibi, serma­yenin korunmasını sağlayacak olan tasarrufun da büyük fazileti olduğu kabul ediliyordu. Bu sebeple, servet veya sermaye vergileri­nin sermayeyi azaltacağı ve dolayısıyla üretimi baltalayacağı kuşkusu vardı. Bu hal özellikle vergi tekniği bakımından, gelir vergisi üzerindeki uygulama ve denemelerin daha fazla gelişmesini ve buna karşılık genellikle servet veya sermayenin be­lirlenmesi ve tespit edilmesi problemlerinin ikinci derecede kal­masını gerektirdi.

Servet ve sermaye üzerinden vergi alınmasını savunanlar (ki bunların çoğunluğunu sosyalis...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Servet-Sermaye Üzerinden Alınan Vergiler
« Posted on: 25 Nisan 2024, 02:18:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Servet-Sermaye Üzerinden Alınan Vergiler rüya tabiri,Servet-Sermaye Üzerinden Alınan Vergiler mekke canlı, Servet-Sermaye Üzerinden Alınan Vergiler kabe canlı yayın, Servet-Sermaye Üzerinden Alınan Vergiler Üç boyutlu kuran oku Servet-Sermaye Üzerinden Alınan Vergiler kuran ı kerim, Servet-Sermaye Üzerinden Alınan Vergiler peygamber kıssaları,Servet-Sermaye Üzerinden Alınan Vergiler ilitam ders soruları, Servet-Sermaye Üzerinden Alınan Vergilerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes