Konu Başlığı: İkinci ayırım cuma namazı Gönderen: Sümeyye üzerinde 10 Eylül 2012, 14:57:52 İKİNCİ AYIRIM CUMA NAMAZI 79. Cuma Ve Cuma Namazı Kavramları: 1- Tanımı: Türkçemizde cuma denince, hem cuma günü, hem de cuma namazı anlaşılır. Arapça’da bu kelime, “cum’a, cumu’a, cume’a” şeklinde de söylenebilir, ancak yaygın olan şekli cumu’a olanıdır. Cuma namazı, cuma günü öğle vaktinde ve cemaatle iki rekât olarak, şartlarını taşıyan her mükellefin kılması farz olan özel bir namazdır. 2- Tarihçesi: [264] Cahiliye devrinde cuma gününe “arûbe” denirdi. Sonradan toplamak veya içinde toplanılan mânâsında “cum’a” denmiştir. Bu ismin takılmasını Ka’b. b. Lüey veya Kusay zamanına kadar götürenler vardır. Rivayete göre bu iki zat, halkı arûbe gününde, toplar, Harem’e saygı göstermelerini söyler, öğüt verir ve yakında içlerinden bir peygamber geleceğini bildirirlerdi. Daha kuvvetli olan iki rivayete göre, Hz. Âdem’in yaratılmasının bugün toparlanması veya halkın namaz için toplanmaları sebebiyle bu isim takılmıştır. Taberanî’nin bir rivayetine göre, cuma namazı, hicretten önce farz kılınmış olmakla beraber, müşriklerin baskısı yüzünden, Mekke’de kılınmamıştır. Sahabeden bir kısmı hicret edince, Hz. Peygamber, onların da arzularını gözonüne alarak, kılmalarını emretmiş, Bahreyn’in Cuvâsâ adlı yerleşim merkezinde Abdulkays Mescidinde Es’ad b. Zurâre tarafından ilk cuma kıldırılmıştır. Kendisi hicret sırasında Küba’ya gelince burada pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri kalmış, en yakınlarıyla beraber bizzat çalışarak Küba Mescidini yapmıştır. Aynı zamanda, bu mescid, ilk mesciddir. Sonra cuma günü yola çıkmışlar, cuma namazı vaktinde Medine’ye bağlı olan Salim b. Avf yurduna gelmişler ve Rânûna vadisindeki namazgahta ilk cumayı kaldırmışlardır. Bu uygulamaya bakarak, cuma namazının, hicretin ilk yılında farz kılındığı ifade edilmiştir. [264] Karaman, İslâm'ın Işığında Günün Meseleleri, s. 30-31; Y. V. Yavuz, Cuma Namazı, s. 14-24 |