๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mükayeseli İbadetler İlmihali => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 05 Eylül 2012, 15:24:10



Konu Başlığı: Hüsûf Namazı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 05 Eylül 2012, 15:24:10
Hüsûf (Ay Tutulması) Namazı (Salâtu’l-Husûf): [426]


I. Tanımı Ve Hükmü:

Ay tutulması dolayısıyla, yine bu en büyük nimetlerden birini veren Allah’a (cc) olan bağlılığını göstermek için kılınan namaza Hüsûf Namazı adı verilir:

(a) Hanefî ve Malikî Mezheplerine göre, hüsûf namazı men­duptur ve cemaatle değil, yalnız başına kılınır. Malikî Mezhebine göre,   tutulmasının   sona  ermesine,   ayın   batmasına  veya  fecrin doğmasına kadar tekrar edilmesi menduptur.

(b) Şafiî ve Hanbelî Mezheplerine göre, hüsûf namazı sünneti müekkededir. Her iki mezhebe ve Davud ez-Zahirî’ye göre, cemaatle kılınır.

 
II. Kılınması:
 
A. Vakti:

 

Küsûf namazında olduğu gibi, hüsûf namazında da vakit, tu­tulmanın başlamasından sona ermesine kadar sürer:

(a) Şafiî Mezhebine göre, vakit güneşin tutulmuş olarak batmasıyla sona ererken, hüsûf namazında ay bu şekilde batsa bile güneş doğana kadar kıhnabilir.

(b) Malikî Mezhebine göre, hüsûf namazı, menhiyyun anh vakitlerde kılınmaz.

(c) Hanbelî Mezhebine göre, ay tutulmuş olarak batarsa, hüsûf namazı yeniden kılınır.

 
B. Şekli:

 

(a) Hanefî Mezhebine göre, küsûf. namazı gibi kılınır, bu na­mazda cemaat meşru değildir, cami ve mescidlerde cemaatle kılınmayıp evlerde tek başına kılınır; hutbesi yoktur.

(b) Şafiî Mezhebine göre, hüsûf namazı, küsûf namazı gibi ve cemaaatle kılınır. Farklı olarak, hüsûf namazında kıraaat  açık, küsûfta gizlidir.

(c) Maliki Mezhebine göre, hüsûf namazı, diğer nafileler gibi kılınır, kıraatin açık yapılması menduptur,  camide   kılınması mekruhtur.

(d) Hanbelî Mezhebine göre, hüsûf namazı, küsûf namazı gibi kılınır.

(e) Zahirî Mezhebine göre, ay, akşam ile yatsı arasında tutu­lursa, akşam gibi üç, yatsıdan sonraysa dört rekât kılınır.




[426] Şeybânî, Asi, c. I, s. 395; İbn Rüşd, BM, c. I, s. 169; Serahsî, age, c. II, s. 75-76; Kâsânî, BS, c. I, s. 282; Cezîrî, Fame, c I, s. 367; Mergınânî, Hidâye, c. I, s. 88.