๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mükayeseli İbadetler İlmihali => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 05 Ekim 2012, 15:11:53



Konu Başlığı: Hükmü ve Delili
Gönderen: Sümeyye üzerinde 05 Ekim 2012, 15:11:53
Hükmü ve Delili:

 

Namazın kılınmasının hükmü, çeşidine göre değişir:

Beş vakit namazın kılınmasının akıllı ve buluğa ermiş bir müslümana farz olduğu kitap, sünnet ve icmâ-i ümmetle sabittir.

"Namazı kılın, zekâtı verin, kendiniz için önceden gönderdiğiniz herhayrı Allah katında bulacaksınız."[99]

Buna benzer âyetler müslümanların özelliklerinden bahsederken namaz kıldıklarını belirten âyetler Kur'ân-ı Kerîm'de çoktur.[100] "İslâm Dini beş temel üzerine kurulmuştur:

1) Kelime-i Şehadet,

2) Namaz kılmak,

3) Zekât vermek,

4) Haccetmek,

5) Oruç tutmak.[101]

Namazın farz kılınmasından beri müslümanlar namaz kılmışlar ve bütün âlimlerce namazın farz olduğu kabul edilmiştir. Bu ise bir icmâı ümmettir.

Mekke'de hicretten birbuçuk yıl önce miraç gecesinde farz kılman namaz, zarurat-ı dîniyedendir. Bunun için vakit namazın, hem farz oldu­ğuna inanmak, hem de onu yerine getirmek farzdır. Namaz kılan, dünya­da borcunu ödemiş ve âhirette de sevaba nail olmaya hak kazanmış olur. Namazı terk eden müslüman hatalı ve günahkârdır, inkâr eden ise kâfir olur.

"Geniş vakitli farz" olan namazın farz oluş[102] vakti ihtilaflıdır.

a) Namaz, Hanefî Mezhebine göre, geniş vakitli olduğundan, vak­tin sonunda farz olur: Irak'lı hanefîlerin çoğunluğuna göre, vucûb, vaktin başında değil, sonunda sabit olur. Hanefîlerin çoğunluğu ise şöyle diyor: Şayet vâcib (=farz) geniş vakitli olursa, vaktin bütünü edaya elverişli olur. Eda edildiği takdirde vaktin başı bunun için sebep olarak gerçekle­şir. Eğer eda edilmezse, sebep oluş sonrasına doğru uzanır, nihayet vak­tin son parçasıyla birlikte sebep oluş da belirginleşir.

b) Şafiî Mezhebine göre, "geniş zamanlı vâcib", ilk vakitle geniş olarak gerçekleşir. Eğer zaman ibadet miktarından daha genişse, ilk vakitte geniş vakitli olarak eda edilmesi gerekir. Gazâlî, Nevevî ve hukuk­çuların çoğu, ertelemenin caiz olması için ikinci durumda yapma azmini şart koşar.




[99] Bakara: 2/110.

[100] Örnek olarak Bakara: 2/3, Tevbe: 9/71, Nur: 24/56 ve Enfal: 8/3'ü verebiliriz.

[101] Buharı: İman, 37; Müslim: İman, 1.

[102] Serahsî, Usûl, c. I, s. 30-33; Gazali, Mustesfa, c. I, s. 70-76.