๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mükayeseli İbadetler İlmihali => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 06 Eylül 2012, 16:59:32



Konu Başlığı: Hükmü Mükellefi Ve Delili
Gönderen: Sümeyye üzerinde 06 Eylül 2012, 16:59:32
1- Hükmü, Mükellefi Ve Delili: [363]

 

(a) Hanefî Mezhebine  göre,  bayram  namazlarının kılınması vaciptir.

(b) Şafiî Mezhebine ve Zeyd b. Ali’ye göre, bayram namazları sünneti aynı müekkededir. Namazla mükellef olan herkes kılabi­lir.   Haçta olmayanların  cemaatle,  hacıların  tek  başına  kılması sünnettir.

(c) Maliki Mezhebine göre,  bayram namazları sünneti  aynı müekkededir.  Cuma namazıyla mükellef olanlara, cemaatle bay­ram namazı kılmak gerekir. Meş’ar-i Haram’da vakfede olacakla­rından,  hacıların bayram namazı kılması gerekmez.  Hacılar  dı­şındaki Minalıların teker teker kılması gerekir.

(d) Hanbelî Mezhebine göre, cuma farz olan mükelleflere, bayram namazı kılmak farz-ı kifaye, hutbe sünnettir.

(e) Caferî Mezhebine göre, imamın bulunması ve hâkimiye­tini kurmasıyla, farz olur. îmamın bulunmaması (gaybeti) halinde müstehaptır.

Böylece, bayram namazlarının hükmü konusunda, Şafiî ve Malikî Mezhebi birleşiyor sünnet-i ayn-ı müekkede diyor, Hanefi Mezhebi vacip, Hanbelî Mezhebi ise farz-ı kifaye hükmünü veriyor; kimlerin mükellef olduğu konusundaysa, ÜM birleşirken, Şafiî Mezhebi mükellefi iği daha yaygın tutarak her namaz mükellefinin bayram namazı kılabileceğini benimsiyor.

Bayram namazları hicretin birinci yılında meşru kılınmıştır.

Vacip olduğu, şu hadise dayanır: “Hz. Peygamber (sav), dine’ye hicret edince, onların iki gün bayram yaptıklarını gördü ve bu iki günün mânâsını sordu. Medineliler, cahiliye çağından beri bu günleri kutladıklarını söylediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav),

“Yüce Allah bu iki günü onlardan daha hayırlı ve manâlısıy­la değiştirdi: Bunlar Kurban ve Ramazan bayramlarıdır” buyurdu. [364]

Bayramın cuma gününe rastlaması halinde, bayram  nama­zını kılmakla cuma mükellefliği düşer mi? [365]

(a) Atâ, -bir rivayette- Abdullah İbnu’z-Zübeyr ve Hz. Ali’yle göre, cuma namazı bu durumda düşer, sadece ikindi namazı kılı­nır.

(b) -Bir rivayette- Hz. Osman ile Ömer b. Abdilaziz ve eş-Şafiî’ye göre, sadece köylülerden, yani cuma  kılınması  gerekmeyen yerleşim merkezinde oturanlardan bayram namazı düşer.

(c) Ebu Hanife ve Malik’e göre, kişi şartlarını taşıyınca her ikisiyle de mükelleftir, biri diğerinin yerine geçmez.

(d) Şevkânî’ye göre, mükellef serbesttir; ister kılar, isterse kılmaz.

 
2- Şartları: [366]                       

 
Genel Olarak:

 

Az önce de belirtildiği gibi, bayram namazıyla mükellef olmak için, ÜM’e göre cuma namazının şartlarını, Şafiî Mezhebine göre, namazla mükellef olma şartlarını taşımak gerekir. Cuma namazının sahih olma şartları da, hemen hemen aynen bayraizzn namazı için de geçerlidir. Bu sebeple, cuma namazı farz olan kimselere, bayram namazı kılmak vaciptir. Cuma ile bayram, hutbe ve cemaatlerinin hükmü konusunda farklılık vardır: Cuma için hutbe okumak şartken bayram için sünnettir. Bayram namazı hutbesi, namazdan önce okunmayıp namazdan sonra okunma konusunda da cuma hutbesinden ayrılır. Hutbe konuları yönünden Ramazan bayramında zekât ve fitre; kurban bayramında ise kurban ve teşrrik tekbirleri özel olarak işlenir. Cuma hutbesi ise, genel konulard an seçilir. Cemaat bayram namazında vaciptir, sayısı da imam dışında da bir mükellefin bulunmasıdır. Halbuki cuma namazı için dışında en az üç mükellefin bulunması gerekir.

 
Özel Olarak:

 
Yolcu Olmamak: [367]

 

ez-Zührî’ye göre, yolcular bayram namazı kılmakla mükellef değildir; eş-Şafiî ve el-Hasenu’1-Basri’ye göre, yolcular da bayram namazı kılabilir. Hatta eş-Şafiî’ye göre kadınlar evlerinde bayram namazı  kılabilirler.

 
Cemaatle Kılmak: [368]

 

(a) Hanefî ve  Hanbelî Mezheplerine göre,  cuma namazında olduğu gibi bayram namazında da cemaat şarttır

(b) Şafiî Mezhebine göre, hacı olmayanlar için, bayram na­mazını cemaatle kılmak sünnettir.

(c) Maliki Mezhebine göre, cemaatle kılınması sünnet olma­sının şartıdır.

(d) Caferi Mezhebine göre, bu asırda ihtiyat, tek tek kılınışı­dır. Cemaatle kılınmasında bir sakınca yoktur.




[363] Şafiî, Umm, c. I, s. 240; Serahsî, age, c. 2, s. 37; Kâsânî, BS, c. I, s. 275; İbn Kudâme, Mugnî, c. II, s. 367-368; Cezîrî, Fame, c. I, s. 344-345; Humeynî, age, s. 75.

[364] Ebu Davud.

[365] Şeybânî, el-Câmiu's-Sagîr, s. 113; Şafiî, Umm, c. I, s. 239; Ahmed, Mesâil,  130 (482); İbn Rüşd, BM, c. I, s. 173; İbn Kudâme, age, c. II, s. 358-359; Şevkâni es-Sumûtu'z-Zehebiyye, s. 79-80.

[366] Şeybânî, Asl, c. I, s. 335; Şafiî, Umm, c. I, s 235, 238-239; Serahsî, age, c. II, İbn Rüşd, BM, c. I, s. 172-173; Kâsânî, BS, c. I, s. 276; Mergınânî, Hidâye, c s. 85;

[367] İbn Rüşd, BM, c. I, s. 172-173.

[368] Cezîrî, Fame, c. I, s. 349; Humeynî, age, s. 75.