> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Mükayeseli İbadetler İlmihali > Genel Manada Fi Sebîlillah
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Genel Manada Fi Sebîlillah  (Okunma Sayısı 475 defa)
15 Ağustos 2012, 08:01:58
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 15 Ağustos 2012, 08:01:58 »



Genel Manada Fi Sebîlillah: Bütün Hayır İşleri:


Enes b. Malik, el-Hasenu'1-Basrî, Kâsânî, İmamiye ve Zeydiye Mezhebleri,  Sıddık Hasen Han, Cemaluddin  Kasımı, Reşid Rıza,Mahmud Şeltut Muhammed Hamidullah, M. Haseneyn Mahluf ve Elmalılı'ya göre, Allah rızası için yapılan bütün hayır işleri, bu ta­birin içine girer. [247]

Bu tabir, uygulamada, dul kadınlara ve yetimlere yapılan ba­ğışlar, hastane ve camilere verilen hediyeler, mektep ve mektebe gidenlere yapılan bağışlar, iyilik ve hayırlar, silahlandırma, memleket topraklarının savunulması için yapılan tesisler vb. din ve devletin yaşamasını sürdüren her türlü iyilik ve hayrat işlerini ve İslâm'ın müdafasını ihtiva etmiştir.

Reşid Rıza ve Mahmud Şeltut'a göre, bahis konumuz olan Al­lah yolunda sınıfı için “yalnız şunlardır, şunlar değildir” şeklinde mütala yürütmek yüzde yüz isabet kaydeden bir görüş olmaktan uzaktır. Müctehid ve müfessirlerin bu sınıfa verdikleri hususî ve kayıtlı manalar da bu hükme girmekle beraber, bu sınıf yalnız bunlardan ibaret değildir. Allah yolunda sınıfının tayini husu­sunda Yüce Allah'ın beyanından ileri gitmeyerek, onu geniş ma­nası ile ele almak, daha isabetli olacaktır. Allah yolunda sınıfına, Allah yolunda olan her şey girmelidir. Yalnız, zamanın şartlarını gözönünde tutarak, Allah yolunda yapılacak hizmetlerin derecele­rine göre, bir değerlendirme yapmak daha uygundur. İslâm dini­nin yücelmesi için yapılacak bütün savaşlar, İslâm inancının za­yıf olduğu devirlerde diğerlerine göre öncelik taşır. Gaziler, müca­hitler, hacılar ve hac yolu, ilim tahsil edenler, ilmî araştırma ya­panlar, ilmî araştırma müesseseleri hep bu sınıfa girer; fakat bu sınıf yalnızca bunlardan ibaret değildir. Harpler, cereyan ettikleri devirlere göre, değişme istidadı gösterirler. Bunun yanında, yapı­lan savaşlar, Allah rızasından başka hedeflere de yönelebilir veya uzun zaman meydan savaşları yapılmayabilir. İşte, fî sebîlillah ta­biri, geniş manasıyla uygulamaya konmalı, msl., çağın fikir sava­şından İslâm galip çıkarılmaya çalışılmalıdır, onun hukukî, ikti­sadî, içtimaî, ahlakî vb. bütün cemiyeti kucaklayan ilkelerini gün-yüzüne çıkarmak gerekir; bütün dillerde İslâm'ı tanıtıcı yayın yapmak da bu tür faaliyetlerdendir. [248]

Mahmud Şeltut, cami yapımına zekât ödenmesi için, gerçek­ten yapıma ihtiyaç bulunması gerektiğini belirtir; bu olmazsa, başka yere ödemek evladır. [249]

Mahmud Ahmed'in değerlendirmesine göre, fî sebîlillah, “paraya ihtiyaç duyulan kutsî sebepler” dir. Bu, anî ihtiyaçlarda yedek akçe manasına gelmeli ve normal zamanlarda İslâm'ın teb­liği kabul edilmelidir. [250]

Elmalılı M. Hamdi Yazır, konuyu şöyle açıklar:

“Yukarıdan beri sayılan sınıflara yapılan ödemeler, Allah yolunda olacağın­dan, fî sebîlillah tabirini de Allah yolunda yapılan bütün işler ola­rak anlarsak durum “fisebîlillah fî sebîlillah” olacaktır. Bu tabir, Allah için özel bir ibadette bulunanların vasfını anlatır. Sadaka kavramının üç unsurundan biri olan fakirlik ve ihtiyaç unsuruyla da bunların fakirleri, ödeme yeri olur. Fî sebîlillah tabirinden an­laşılan aslî ve kesin mana, i'lây-ı kelimetullah yolundaki mücahidlerdir, diğer hayır işleri ancak bir ihtimali manadır. Bununla birlikte, bu tabirden, önce cihad, sonra hac, üçüncü olarak da Allah için ilim tahsili de anlaşılabilir.” [251]

Yusuf Kardavî ise, fî sebîlillah tabirinin diğer konularda, ge­niş bir mana ifade edeceğini ve fakat zekâtın ödeme yeri olarak, böyle bir manayı ifade etmeyip, Cumhur'un görüşünün günümüz­deki tefsirinin bütün şekil ve metodlarıyla cihad olduğu, msl., işgal altındaki müslüman toprakların hürriyete kavuşması, İslâm'ın yeniden bütün yönleriyle ve kurumlarıyla tanıtılması olduğu ka­naatini taşır. [252]

Zeydiye Mezhebine göre, -fakire diğer gelirlerden harcandığı gibi sekiz sınıfın artan gelirlerine benzer şekilde- bu sınıfın pa­yından artan gelir kamu yararı için harcanır; ancak bu durumda muhtaç fakirlerin bulunmaması gerekir. Kimi zeydî hukukçular, bu hareket tarzının mecburi değil, müstehap olduğu görüşündedir. [253]

Libya Bakanlar Kurulu, fî sebîlillah payının, kalpleri kaza­nılacak ve İbnu's-sebîl paylarıyla birlikte, toplam gelirin % 30'u olacağını ve harcamanın İslâm Davet Teşkilatı'nca yapılacağını, onun için zekât idaresinin her yıl bu payı ilgili kuruluşa göndere­ceğini, fî sebîlillah'ın da “bütün çeşitleriyle cihad ve müslümanlara umumî yarar sağlayan herşey” manasına geleceğini kararlaş­tırmıştır. [254]

Gerek özel, gerekse genel anlamda fî sebîlillah kavramıyla ilgili bu açıklamalar ışığında, imkân ve önceliklere göre, hayatî öneme sahip bu hizmetlerin tamamının veya bazılarının zekât geliriyle karşılanması konusunda, şu faaliyet ve projeler gerçekleştiri­lebilir: [255]

a) İslâm dünyasını savunma hazırlığı: Bu çerçevede olmak üzere, dünyanın çeşitli bölgelerindeki müslüman ülke ve topluluk­ların gayri müslim yönetimlerden kurtarılması düşünülebilir.

b) İslâm dinini tanıtıcı ve yayıcı faaliyetler: Bu maksatla, davetçi ve tebliğci yetiştirilir, bunların yetiştiği eğitim, öğretim ve diğer faaliyetleri yürüten İslâmî merkezler kurulur.

c) İletişim (medya) faaliyetleri; Gazete, dergi, kitap basım-yayımı ve televizyon-sinema-video faaliyetleri bu çerçevede ele alına­bilir. Çeşitli kitaplar yabancı dillere, bazı yabancı dillerdeki ya­yımlar da müslüman ülkelerin dillerine çevirilebilir.

d) İslâm'ın yüceliğini, prensiplerini ve medeniyetini tanıtıcı faaliyetler: İslâm karşıtı ideoloji ve fikirlerle mücadele ve İslâmî prensiplerin yaşatılmasını sağlayıcı faaliyetler bu çerçevede ele alınır.

e) Müslümanların açlık,  kuraklık,  sel,  bulaşıcı hastalıklar, savaş yıkıntıları ve geri kalmışlıktan kurtarılması.

f) Sağlık hizmetleri: Hastane, ilaç fabrikaları, eczane vb. ku­ruluşlar ile koruyucu sağlık hizmetleri ve sağlık bilincinin yerleş­tirilmesi faaliyetleri bu çerçevede düşünülebilir.

g) Kimsesiz çocuk ve yaşlıların barındığı konut ve kuruluşla­rın yapılması ve işletilmesi.

h) Mesken hizmetleri: Evsizlere mesken temini ve çeşitli et­kenlerle ortaya çıkan göç hareketleri için beslenme ve sağlık fa­aliyetleri bu çerçevede düşünülebilir.

i) Meslek ve sanat eğitim ve öğretimi yapan merkezler ku­rulması.

Bunlardan son dördü, fakir ve miskin kalemleri, diğer bazı­ları ise İbnu's-sebîl, el-mu'ellefetu kulübünüm ve rikab kalemle­riyle de ilgilidir. Böylece, zekâtın harcanmasıyla ilgili kalemler için gidilecek örgütlenmede, fakir ve miskinler dışında, dar ge­lirli, güçsüz ve korunmaya muhtaç kişiler daima ön plânda yer almış olur. Bütün bir millî toplumun müşterek ihtiyaçları da karşı­lanır. Bunun için, milletlerarası örgütlenmeye ve işbirliğine de gitmek zarureti vardır. Muhtelif İslâm ülkelerindeki zekât kuru­luşları, bu işbirliğini gerçekleştirmek ve katılma şartlarım hazır­lamak için çalışmalıdırlar.

En kısa ve kesin söyleşiyle, Tevbe: 9/60 âyetindeki sınıfları belirten tabirler, zekâtın özünü, kuruluş ve işleyişini, hedef ve ga­yelerini içine alır: el-Amilune Aleyha tabiri, zekâtın bir kurum olarak ortaya çıkmasını ve faaliyet göstermesini; el-Muellefetu kulûbuhum tabiri, İslâm'ın ve zekât kurumunun her devre göre deği­şen metodlar kullanarak propaganda vb. ile ayakta durmasını ve korunmasını sağlamak; el-Fukara ve'1-Mesâkîn, el-Garimîn, er-Rikab İbnu's-Sebil ile fi sebîlillah tabirleri, zekâtın hedef ve gayele­rini açıklar. Böylece zekât, tam manasıyla, cemiyet içinde yaşayan zengin ve varlıklı kimselerle, muhtaç ve yoksullar arasındaki ge­lir dağılımının korkunç farkını kapatmak veya en aza indirmek için sosyal adaleti sağlayan önemli bir din, hukuk, ahlk, maliye ve iktisat kurumu niteliği kazanmaktadır.




[247] Elmalı, age, c. IV, s. 2580; Hamidullah, İslâm Peygamberi, c. II, s. 227; Hamidullah, İslâm'a Giriş, s. 116; Kardavî, FZ, c. II, s. 644-650; Kâsânî, BS, ç. II, s. 45, 46-47; Siddıki, age, s. 180; Şehhate, Fıkhu'l-İbâdât, s. 151; Yavuz, İZM, s. 392-393.

[248] Kardavî, FZ, c. II, s. 648-649; Yavuz, İZM, s. 399.

[249] Şeltut, age, s. 128-129

[250] Ahmed, İslâm İktisadı, s. 133.

[251] Elmalılı, age, c. IV, s. 2578-2580.

[252] Kardavî, FZ, c. II, s. 650-651, 655-669.   Başka bazı uygulama tasarıları için bkz. Kardavî, Çağdaş Problemlere Fetvalar (İstanbul 1986), s. 317-326.

[253] Kardavî, FZ; c. II, s. 647.

[254] Arafe, age, s. 75, 80.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Genel Manada Fi Sebîlillah
« Posted on: 20 Nisan 2024, 05:58:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Genel Manada Fi Sebîlillah rüya tabiri,Genel Manada Fi Sebîlillah mekke canlı, Genel Manada Fi Sebîlillah kabe canlı yayın, Genel Manada Fi Sebîlillah Üç boyutlu kuran oku Genel Manada Fi Sebîlillah kuran ı kerim, Genel Manada Fi Sebîlillah peygamber kıssaları,Genel Manada Fi Sebîlillah ilitam ders soruları, Genel Manada Fi Sebîlillahönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes