๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mükayeseli İbadetler İlmihali => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 20 Eylül 2012, 16:23:09



Konu Başlığı: Fatihaya Göre Değerlendirme
Gönderen: Sümeyye üzerinde 20 Eylül 2012, 16:23:09
2- Fatihaya Göre Değerlendirme:

Şafiî Mezhebi, muktedîleri, imamla birlikteyken Fatiha’yı okuyacak kadar zaman bulup bulmamasına göre değerlendirir. [64]

 
Mesbûk:

 
Tanımı:

 

-Birinci rekâte yetişse de- normal bir okuyuşla Fatihayı oku­yacak kadar bir süre imama yetişemeyen muktedî Mesbûk adını alır.

 
Namazı Kılması:

 

Mesbûk namazını hale göre kılar:

I. İmama rükûdayken veya kıyamdayken yetişip sadece iftitah tekbiri alarak yetişme halinde, onunla birlikte hareket etmek gerekir, Fatiha düşer, rükûda yakınen imamla birlikte bulunursa bu rekâte yetişilmiş, aksi halde yetişilmemiş olurdu.

II. İmama kıyamdayken ve fakat muktedî fa­tihayı kısmen okuyacak şekilde rükûa yakınken yetişince, imamın rükûundan önce, Fatiha mümkün mertebe okunur, kalanı düşer, bu durumda istiftah duası ve taavvuzun terki menduptur, bunlarla ilgilenilirse kıyamdayken bu zaman ölçüsünde Fatiha okunur; imama rükûdayken yakınen yetişilirse, bu rekât onunla kılınmış  olur,  namaz  sahihtir,  ayrılmaya niyet gerekmez,  ancak vacip olan kıraate devam edilir de imam secdeye eğilecek olursa, ayrılmaya niyet vacip olur, niyet edilmezse -imamdan iki fiilî rükün geri kalındığından- namaz bâtıl olur.

 
Muvafık: [65]

 

İftitah tekbirinden sonra, rükûdan önce imama Fatiha okuya­cak kadar bir zaman içinde yetişen muktedî Muvafık adını alır. Muvafık, tam manâsıyla imama mütabeat ederek kılar.

Hem mesbûkun, hem de muvafıkın tanımında görüldüğü gibi, esas olan imama ihramdan sonra ve fakat rükûdan önce Fatiha okuyacak kadarlık süre için yetişmektir. Mesbûk ve muvafıktan her biri, imamla birlikteki rekâtlerin bir kısmını kaçırmak mâ­nâsında, -yani diğer mezheplerdeki gibi- mesbûk olabilir: Bu du­rumda, muktedînin namazının başlangıcı, imamla yetişmiş olduğu kısım hükmünü alır: İmama ikinci rekâtte yetişir, sonra kaçırdığını kılmaya kalkınca, bu rekât, birinci rekât kabul edilir. İmama yetiştiği rekâtte kunût okunsa bile, kendi kılacağı ikinci rekâtte de kunût okumak mesnundur. İmamın, adına Fatiha’yı okumadığı mesbûkun, Fatiha’dan sonra bir sûre okuması mesnun­dur.

Bu açıklamalardan sonra, namazın sonunda muktedînin kaçırdığını yapmasının kaza mı, yoksa eda mı olacağı konusunun tartışmasını yapalım. [66]

(1) Bir gruba -meselâ sahabeden Hz. Ali ile İbn Ömer, Ebu Hanife ile Ebu Yusuf’a- göre, imamın selâmından sonra, kaçırılan işlemin yapılması  kazadır, yetiştiği kısım namazın başlangıcı değildir, bu, namazın sonu olup, başlangıç kaza ettiğidir.

(2) Bir gruba -meselâ sahabeden İbn Mes’ud ile yapılan bir nakilde eş-Şeybanî ve Bişr b. Gıyas el-Merîsî, Ebu Tahir ed-Debbas ile eş-Şafiî’ye- göre, bu durumda yapılan işlem eda olup, yetişilen de namazın  başlangıcıdır.

(3) Üçüncü gruba -meselâ Malik’e- göre, sözlü işlemler, kaza, fiilî işlemler eda edilmiş olur.

Bu bilgi ışığında, akşam namazından bir rekâte yetişen muk­tedî, ilk görüşe göre, imam selâm verdikten sonra, iki rekâti Fatiha ve zamm-ı sûre okuyarak ve aralarında oturmayarak kaza eder; ikinci görüşe göre, kalktığında ilk rekâtte Fatiha ve zamm-ı sûreyi okur, oturur, sonra yeniden kalkar ve sadece Fatiha’yî okur; üçüncü görüşe göre, her iki rekâtte Fatiha ve zamm-ı sûre okunur, ikisinde de oturulur.




[64] Şafiî, Umm, c. I, s. 177.

[65] İbn Rüşd, BM, c. I, s. 147.

[66] İbn Rüşd, BM, c. I, s. 148; Kâsânî, BS, c. I, s. 247.