๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mükayeseli İbadetler İlmihali => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 27 Eylül 2012, 13:54:52



Konu Başlığı: Eksiklik ve Tekrarlama
Gönderen: Sümeyye üzerinde 27 Eylül 2012, 13:54:52
Eksiklik ve Tekrarlama:

 
Hanefî Mezhebine göre, rükünlerin eksikliği veya tekrarlanması ha­linde yine sehiv secdesi yapılır: Meselâ iki defa rükû, üç defa secde yap­mak,[231] namaz için elleri bağlayıp tekbir aldığı halde yeniden tekbir almak hep sehiv secdesini gerektirir.[232] Namazın rekâtlerinden birindeki iki secdeden biri sehven terkedilip, ondan sonraki rekâtın ve ka'denin so­nunda hatırlansa, bunun gecikmesinden dolayı namazı iade gerekmez, hemen o secde kaza edilir. Eğer son ka'dedeyken hatırlanırsa, bu secde yapılır, daha sonra ka'de tekrar edilir, sonra da sehiv secdesi yapılır. Bu durumda son rekâtte beş secde ile üç ka'de bulunmuş olur, Çünkü her rekâtte iki secde vardır, böyle tekrarlanan rüknün geciktirilmesi farzın terki olmadığından, iadeyi gerektirmez. Fakat bir rekâtte iki secdeden ikisi de sehven önce yapılmış olsa, -meselâ önce secde, sonra rükû yapıl­mış bulunsa- farz olan tertibe riayet için tekrar rükûa, sonra da secdeye gidilir, bu tekrar ve iade dolayısıyla sehiv secdesi yapılır. Böyle bir du­rumda Hanefî Mezhebine göre sadece unutulan secde, eş-Şafiî'ye göre unutulan secde ve sonrası kaza edilir.[233] Rükûun unutulması halinde se­hiv secdesi gerekmez, namaza yeniden başlanır. Her rekâtten bir secde unutunca nasıl hareket edileceği ihtilaflıdır:[234]

a) Malik'e göre, dördüncüsü düzeltilir, kalanı iptal edilir ve yerine getirilirler.

b) Ahmed'e göre, namaz yeniden kılınır.

c) Ebû Hanife, eş-Şevrî ve el-Evza'î'ye göre ardarda dört secde ya­pılır, bunlarla namaz tamamlanmış olur.

d) eş-Şafiî'ye göre, dördüncüsü düzeltilir ve iki secde yeniden yapı­lır.

e) Caferî Mezhebine göre, telafi yeri geçmişse bir secde unutulunca, sehiv secdesi yapılır.




[231] Kâsânî, BS, c. I, s. 164; Mergınânî, Hidâye, c. I, s. 74.

[232] Kâsâni, BS, c. I, s. 165.

[233] Kâsânî, BS, c. I, s. 167; Bİİ, s. 190; Cezîrî, FAME, c. I, s. 455.

[234] İbn Rüşd, BM, c. I, s, 150.