Konu Başlığı: Diğer Hayvanlar Gönderen: Sümeyye üzerinde 24 Ağustos 2012, 11:09:52 5- Diğer Hayvanlar: Deve, sığır ve koyun-keçi ile atlar dışında kalıp, zekâta tâbi olacak diğer hayvanlar için, değerlerinin % 2.5'u oranında zekât ödenir. [742] 55. Ödeme 1- Usul: Atların zekâtlarının mükellefçe ilgili kişilere ve alanlara ödeneceği, devletin atların zekâtını tahsil edemeyeceği görüşü de bulunmaktadır. [743] Ancak, zekât için geçerli olan genel hükümler, atlar için de geçerli kılınmalıdır. 2- Şekil: Zekât, genellikle ayn olarak ödenmektedir. Ancak, zekât olarak ödenecek hayvanın bazı vasıfları taşıması gerekir: Dişi Olması: [744] Deve-Sığır: Cumhur'a göre, develer için ödenecek zekat devesinin dişi olması şarttır; ancak Hanefî Mezhebine göre, erkeğin ödenmesi, kıymetinin takdiriyle olur. Davar: a) Hanefî ve Maliki Mezheblerine göre, koyun ve keçinin erkek veya dişisinin ödenmesi eşittir. b) Hanbelî Mezhebine göre, koyun ve keçiler için mutlaka dişisini ödemek gerekmez. c) Malik'e göre, zekât memuru tahsili faydalı olanı alır. Sâimelerin zekâtı, değer olarak ödeneceği zaman, bu, ödeme günündeki değerine göre düzenlenir. Kusursuz Olması: [745] Zekât olarak ödenecek hayvanın kusursuz olması gerekir: a) Bazılarına göre, zekât olarak ödenmeyi engelleyen kusur, satışta iadeyi gerektiren kusurdur. b) Bazıları ise, udhiye (vacip bayram) kurbanı için çok kusur sayılan vasıfların, zekâta da engel olduğunu belirtirler. Hayvanların tümü kusurlu olunca, içlerinden biri zekât olarak ödenir. Orta Seviyede Olması: [746] Zekât olarak ödenecek hayvan, ne en âlâ, ne de en kötü olmalıdır; orta seviyede olan ödenerek denge sağlanır. Sığır ve manda için ödenecek hayvan, sayısı çok olana göre düzenlenir; ödeme sayısı çok olandan ödeme yapılır. Eşitlik halinde ödenecek hayvan cinsi için iki görüş bulunmaktadır: a) Hanefî Mezhebine göre, mükellef dilediğini seçmekte serbesttir; Malik de bu görüşe katılır. b) eş-Şafiî'ye göre, orta seviyede plandan ödeme yapılır. Hanefî Mezhebine göre ödeme, az değerdekinin en iyisinden veya en iyinin az değerdekisinden yapılarak orta seviye bulunmuş olur. Koyun ve keçilerin sayıca eşitliği halinde, zekât olarak ödenecek hayvanı, dilediği cinsten seçmekte mükellef serbesttir; ancak sayıca çok olandan ödemek mesnundur. Zekât olarak ödenecek hayvanın, erkek veya dişi olmasında bir fark yoktur. Koyun ve keçi karışık olmayınca, zekâtları birbirinden ödenmez. Beş devede verilecek zekât miktarı, bedel olarak düşünüldüğü takdirde, nasıl bir koyunun bedeli esas alınacaktır? Bir yaşındaki koyunların düşük ve üstün vasıflıları arasında bölgelere göre önemli farklar ortaya çıkabilir. Bu takdirde, meselâ deve zekâtını kıymet üzerinden ödeyen muhtelif kimselerin ortalama olarak kabul edebilecekleri koyunların fiyatları arasında ihtilaf ortaya çıkacağından, aynı konuda iki türlü ve birbirinden farklı muamelenin icrası gerekecektir. Bu mahzurdan tamamen kurtulabilmek için, şu yoldan hareket etmekte fayda olabilir: Ebu Hanife'nin görüşünde olduğu gibi, beş devenin fiyatı takdir edilmeli ve toplam değerinin kırkta biri (% 2.5) zekât olarak ödenmelidir. orta derecede bir sığır bulunmadığı veya mal sahibi sığır yerine kıymetini ödemek istediği yahut buna mecbur kaldığı zaman, orta derecede bir sığırın değerini hesap ederek zekâtını öder. Develerde olduğu gibi, orta dereceyi bulmak güçlüğü bahis konusu olabileceğinden, sığır zekâtının kıymet üzerinden ödenmesi halinde de aynen en az iki yaşında otuz sığırın orta hallileri hesaplanır veya eğer mal elinde mevcut ise otuz sığırın değerini hesap ederek, toplam değerinin % 2.5'unu öder ve böylece borcundan kurtulmuş olur. Ayn olarak ödemek istediği takdirde de, yine otuz sığırın toplam değerinin kırkta biri tutarında bir sığır ödemesinin, mesuliyetten tamamen kendini kurtarmak bakımından daha uygun olduğu düşünülebilir. [747] Dünya malına taparcasına bağlı bazı dindar kişilerce zayıf, çelimsiz ve değeri düşük keçilerin zekat olarak ödenmesi dolayısıyla, dilimizde değersizliği ve çelimsizliği anlatmak üzere zekât keçisi şeklinde bir deyim doğmuştur. [742] Kardavî, FZ, c. I, s. 234-235. [743] Bilmen, Büyük İslâm İlmihali, s. 339; Bilmen, HFK, c. IV, s. 91. [744] Bilmen, HFK, c. IV, s. 90; Kardavî, FZ, c. I, s. 210-211; Kâsânî, BS, c. II, s. 33. Serahsî, age, c. II, s. 183. [745] Cezîrî, Fame, c. I, s. 599; Kardavî, FZ, c. I, s. 210; Kâsânî, BS, c. II, s. 33-34; Mergınânî, age, c. I, s. 100, 102; Şafiî, Umm, c. II, s. 6; Şeybanî, Asl, c. II, s. 36-37. [746] Cezîrî, FAME, c. I, s. 599; Kardavî, FZ, c. I, s. 210, 214-216; Kâsânî, BS, c. II, s. 33-34; Mergınânî, age, c. 1, s. 100, 102; Serahsî, age, c. 2, s. 155-156; Şeybanî, Asl, c. II, s. 7-8; Şeybanî, el-Camiu'l-Kebîr, s. 23; Yavuz, İZM, s. 175-176. [747] Yavuz, İZM, s. 180, 181-182. |