๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mükayeseli İbadetler İlmihali => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 13 Eylül 2012, 13:22:08



Konu Başlığı: Coğrafi konumun namaza tesiri
Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Eylül 2012, 13:22:08
13. BÖLÜM COĞRAFÎ KONUMUN NAMAZA TESİRİ

 
64. Vaktin Düzenlenmesine Tesir Eden Konum:

 
1- Ülkeler Ve Kıtalararası Yolculuklarda Namaz: [129]


 

Bilindiği gibi, günümüzde yolculuklar, sadece yakın yerlere veya aynı ülkede olmamakta, uçak vb. hızlı ulaşım araçları ile ül­keler, hatta kıtalar arasında cereyan etmektedir. İşte bu gibi, git­tikçe hızı artan hava yolculukları, karar verilmesi asla mümkün olmayacak meseleler ortaya çıkarmaktadır. Meselâ:

(a) Güneşin doğmasından biraz sonra hareket edip, yolda gi­derken, güneşin şarkta battığını görerek, bir müddet sonra güneşin henüz doğmadığı bir ülkeye ulaşmak mümkündür; yahut hareket eğer güneşin batmasından sonra olursa yolda giderken,  güneşin batıdan doğduğunu görmek mümkündür.

(b) Bunun aksine, bir ülke saat 06.00’da terkedilir ve yalnız üç saat sonra varılan yerde mahallî saat 09.00 olacağına, 12.00 olabilir.

(c) Uçakla bir müslüman Sumatra’dan Sibirya’ya mütevecci­hen, düz hat boyunca hareket etse ve geri dönse, bu halde oruçlu olsa, acaba hangi saatte iftar etmelidir?

Görüldüğü gibi bu şekildeki hızlı yolculuklarda hareket edi­len ülkenin saatine göre mi, varacağı ülkenin saatine göre mi, yoksa uçaktan güneş batarken görülen ülkenin saatine göre mi namazını kılacak ve orucunu bozacaktır? Mevsimlere göre bunlar arasındaki fark muazzam olacaktır. Keza sesten hızlı giden uçak­larda, eğer uçağın hızı arzın rotasyon hızına eşitse, güneşin battığını hiç görmeyecek şekilde doğudan batıya gidebilir, veyahutta batıdan doğuya gitmek suretiyle, yirmidört saatte güneşin birçok kere battığı görülebilir. Hatta sunî bir peykte (sputnik) seyahat eden biri, yirmidört saatte onaltı kere güneşin doğuşunu ve onaltı kere de batışını görebilir.

Bu gibi çağdaş insanın karşılaştığı problemler, -bunlar ülke­mizde daha çok işçilerimizi, işadamlarımızı ve mütedeyyin elçilik mensuplarını ilgilendirir- Tirmizî ve İbn Hanbel [130] tarafından ri­vayet edilen ve Hz. Peygamber’in (sav) ashabı zamanına ait şu ri­vayete müsteniden, hallolunabilecek gibi gözükmektedir; Ramazan, Suriye’de Medine’ye nazaran bir günlük bir gecikmeyle başlamıştı. Medine’ye gelen Suriyeliler sadece yirmisekiz günlük bir oruçtan sonra bayram yapmak mecburiyetinde kaldılar; fakat sonra bir gün daha oruç tuttular. Bunun hukukî açıklaması şudur: İbadetimiz için seyahat esnasında kendisinden hareket edilen ülkenin ve ye­rin saati; gidilecek yere varıldıktan sonra da o ülke ve yerin saati esas alınır. Niyet edilmiş oruç, ancak hareket edilmiş olan ülkenin saatine göre bozulabilir. Aklı selim de, bu gibi ülkeler ve kıtalararası yolculuklarda, güneşin hareketine değil, terkedilen memleketin saatine uyulmasını gerektirir.

Burada, aynı konuyu ilgilendiren başka problemden; Asya ile Amerika arasındaki tarih çizgisinden (date line) çıkan problemden sözetmek yerinde olacaktır. Arzın yuvarlaklığı dolayısıyla günün başlaması gereken yerde, keyfî bir çizgi çizilmiştir. Bu farazi çizgi, Asya ile Amerika arasından geçiyor; siyasî mülahazalar, bazı noktalarda bu çizgiyi saptırmıştır, Japonya, Avustralya, Endonezya’dan Amerika’ya veya Amerika’dan aksi istikamete vapurla ya da uçakla yolculuk yapan müslümanlar için bu çizginin önemi vardır. Amerika’ya giderken, bu hayalî çizgiyi geçer geçmez yir­midört saatlik bir fark meydana gelecektir: Meselâ Japonya’dan Amerika’ya uçakla cumartesi günü hareket eden biri, Amerika’ya vardığında, günlerden henüz daha cuma olduğunu; Amerika’dan uçakla Japonya’ya cuma günü hareket eden biri de, buraya vardığında, farkında olmadan birkaç saatlik yolculuk sonunda yirmidört saat kaybetmiş olduğunu ve burada günlerden hâlâ cu­martesi olduğunu görür. Cuma namazı için bu tabiatıyla işi karıştırır. Bu problemin çözümü de, yukarıda belirtilen şekilde olur. Meselâ bir kimse öğleden önce karaya inecek olsa terkedilen memleketin değil, varılan memleketin vaktine göre cuma nama­zının kılınması icabeder.

Şu halde ülkeler ve kıtalar arasında ya da saatlerinde farklılık bulunan ülkelerin kendi içinde yapılan hızlı yolculuk­larda, yolculuk sırasında kendisinden hareket edilmiş olan ülke ve yerin; gidilecek yere ve ülkeye ulaşıldığında da o yerin zaman ve takvimini kullanmak gerekir. Yani, gerek namaz ve gerekse oruç için, yolculuk sırasında üzerinden aşılan ülke ve yerin durmadan değişen mahallî saatlerine göre değil de, yolculuğun başlangıç ye­rinin zamanına göre hareket edilir. Fakat, gidilecek yere ulaştıktan sonra, artık orasının saat ve takvim düzeni esas alınır.

Yine, meselâ eğer bir sputnik içinde dünyanın çevresinde se­yahat edilecek olursa, normal olarak bir çevre uçuşu doksan daki­ka olacaktır. Güneşin görünüşü kuzeyden güneye, güneyden kuze­ye, doğudan batıya ve batıdan doğuya uçağın uçuşuna göre değişecektir. Güneşin doğup batması, her yirmidört saatte bir değilse, her birbuçuk saatte bir defa olacaktır. Biz dünyalı seyyah­lar için yapma peykelerinki değil, dünya güneşinin doğup batma­sına dayalı dünya saati tatbik edilmelidir.




[129] M. Hamidullah, İslam'a Giriş, s. 340-342; M. Hamidullah, İslam Peygamberi, c. II, s. 97-98.