๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mükayeseli İbadetler İlmihali => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 27 Ağustos 2012, 13:51:41



Konu Başlığı: Alacaklar Arasında Ayırım Yapmayanlar
Gönderen: Sümeyye üzerinde 27 Ağustos 2012, 13:51:41
I. Alacaklar Arasında Ayırım Yapmayanlar:

a) Maliki Mezhebine göre, miras, hibe, sadaka, satış gibi se­beplerle başkasında bulunan alacakların ele geçen kısmı,  nisabı kendi başına veya başka bir zekât mevzuu mal ile dolduruyorsa ve ele geçtikten sonra üzerinden bir yıl geçtiyse, zekâta tâbi olur. Mü­kellefte bulunan mal veya para, başkasına verilir ve zekâttan kaç­mak için alınmazsa, geçmiş senelerin zekâtı da ödenir. Hibe ve sadaka olup,  bunları verende bir yıl duran; kocadaki mehir veya muhale'a bedeli; caninin elindeki cinayet bedelinde -daha önce ze­kâttan kaçırmak için tahsil edilmese bile- zekât, tahsil gününden sonra bir yıl geçince ödenir. Yalnızca tahsili umulan mudîr (malı satın alıp beklemeden piyasa fiyatına satan) tüccardaki ticaret ala­caklarının zekâtı, her yıl asıl mal veya nakitle birlikte ödenir; bu durumda asıl, borç olunca zekâta tâbi olmaz. [399]

b) Ebu Yusuf ve Muhammed'e göre, bütün alacaklar aynı ka­tegoride ele alınır, hepsi kuvvetli kabul edilir. Akılenin ödeyeceği diyet ve kitabet alacağı dışındaki alacaklarda zekâtın ödenmesi, -az veya çok- ele geçince farz ve takvim yılını doldurunca olur. Tahavî de, bu görüşe katılmaktadır. [400]

c) Zahiri Mezhebine göre, başkasından alacağı olan mükellef, bunu alıp üzerinden bir yıl geçmedikçe, zekât ödemek zorunda de­ğildir. Borçlunun zengin veya fakir olması, borcunu ikrar veya in­kâr etmesi, borcun vadeli veya vadesiz olması sonucu değiştirmez. [401] Aynı görüş, Hz. Âişe, İbn Ömer, Atâ ve İkrime'den de nakledilir. Borçlu da onun zekâtını ödemek zorunda değildir.




[399] Cezîrî, Fame, c. I, s. 604; İbn Rüşd, BM, c. I, s. 227; Malik: Zekât, 19.

[400] Bilmen, HFK, c. IV, s. 114; Kâsânî, AS, c. II, s. 10; Tahâvî, Muhtasar, s. 51.

[401] Bilmen, HFK, c. IV, s. 114; Kardavî, FZ, c. I, s. 135.