Konu Başlığı: Alacağın Zekâta Mahsuben Borçluya Bağışlanması Gönderen: Sümeyye üzerinde 25 Ağustos 2012, 15:14:59 5- Alacağın Zekâta Mahsuben Borçluya Bağışlanması: [662] Caiz Olması: a) Hanefi Mezhebine göre, alacaklı zekât mevzuu alacağını, fakir borçluya bağışlayabilir. Bu hibe, zekât yerine geçer. Fakir olmayan bir borçluya böyle bir malın bağışlanması, ne o malın, ne de başka malların zekâtı için geçerlidir. b) el-Hasenu'1-Basrî, Atâ ve bazı şafiî hukukçulara göre, alacak, fakir borçluya bağışlanınca, bu zekât yerine geçer. Çünkü ondan bunu alsa, sonra ödeseydi caiz olacaktı. c) İbn Hazm ve Caferi Mezhebine göre, zekâta mahsuben alacak, hak sahiplerine bağışlanabilir. Hatta İbn Hazm'e göre, havale bile caizdir. Caiz Olmaması: a) Şafiî Mezhebinin esah görüşüne ve Ebu Hanife ile Ahmed'e göre, alacağın zekâta mahsuben borçluya bağışlanması, ödeme yerine geçmez. Borcunu ödemesi şartıyla, borçluya zekât ödenmez, ödenen zekât yerine sahih olmaz ve zekât borcu düşmez. Borçlu alacaklıya “zekâtını ver de borcumu ödeyeyim” derse, alacaklının ona zekât ödemesi caizdir. Bu durumda, borçlunun borcunu bundan ödemesi gerekmez, öderse geçerlidir. b) Ebu Ubeyd'e ve onun naklinde Sevrî'ye göre, alacağın zekâta mahsuben borçluya bağışlanmasıyla, ödeme yapılmış olmaz. Böyle bir durumda, sünnete muhalefet olacağı gibi, bu hareket halis niyet de taşımaz. Yusuf Kardavî, bu görüşleri açıkladıktan sonra, kendi tercihinin, bağıştan sonuçta fakir borçlunun faydalanması şartıyla, alacağın zekâta mahsuben ona bağışlanabileceği görüşü olduğunu belirtir. Ancak bu durumda, borçlunun borcunu ödemekten âciz olması ve alacaklının da onu borcundan ibra etmesi, fakirin bunu bilmesi gerekir. Bu durumda, borçlunun mutlaka fakir ve miskin sınıfından olması [663] gerekmez. Çünkü o, böylece Gârimîn sınıfına [664] girer. Tüccarların borçla satarak kâr arttırma eğilimine sahip olmamaları için, el-Hasenu'1-Basrî'nin görüşünün uygulanması gerekir; alacağını tahsil edemez ve zor duruma düşerse, onları zekâtına hesap edebilir. [662] Serahsî, age, c. II, s. 203; Şeybanî, Asl, c. 2, s, 97, 98- [663] Bkz. aşağıda 113 1 1. [664] Bkz. aşağıda 115 1 1. |