๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mükayeseli İbadetler İlmihali => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 30 Temmuz 2012, 16:55:43



Konu Başlığı: Adak kavramı bölümü
Gönderen: Sümeyye üzerinde 30 Temmuz 2012, 16:55:43
2. KISIM ADAK
 
1. BÖLÜM ADAK KAVRAMI


7. Tanımı:
 
Dilimizdeki karşılığı “adak” olan Nezir (ç. Nuzûr), sözlükte “bir şeyi kendine gerekli kılmak” [843] manasına gelir. Hukuk dilinde ise, “Allah tarafından emrolunmamış bir işi, O'na ta'zim için mü­kellefin kendisine vacip kılması” demektir. Adakta bulunan mü­kellefe Nâzir, adanan ibadete Menzur veya Menzûrun Bih adı veri­lir. [844]
Sırf Allah rızası için ibadet edilecek konuları adamak mak­buldür. Dünyevî bir maksadın gerçekleşmesi için adakta bulun­mak, uygun ve doğru değildir. Fakat hangi gaye ile yapılırsa yapıl­sın, adakları yerine getirmek gereklidir.
 
8. Tarihçesi: [845]
 

Kulun kendine vacip kıldığı işler, sözle (adak) veya fiille (nafileye başlama) vacip kıldıkları olmak üzere ikiye ayrılır.
İslâm dininden önce, Araplar arasında bir dileğin yerine gelmesi için tanrı olarak inanılan her varlığa adak sunulur, buna da Nezir denirdi. [846] Nezirde bulunan kimseler, nezir süresince ken­dilerini bazı şeylerden yoksun bırakır: Güzel koku sürünmek, yağ ve et yemek, içki içmek, eğlenmek, kadınlara yaklaşmak gibi ey­lemler yasak sayılırdı. Nezir, ayrıca hacca gitme, kurban kesme, birine bir şey verme türünde de olurdu. Ölüm halinde olan bir kim­senin öcünü almayı kabilesine veya bir yakınına bırakması da, nezir olarak değerlendirilirdi.  Ancak,  bu gibi nezirler, ölenin ya­kınlarına keffaret ödemekle bozulabilirdi.
Adak, geçmişte olduğu gibi, bugün de birçok dinin mensupları tarafından yapılagelmektedir.
Nezre girmiş olan bir yahudi, şarap ve her türlü mayalı içki içmeye ve saçlarım da uzatmaya ahdederdi. Yasakların öngördüğü geçici nezirden başka, sürekli bir nezir de vardı. Kimi zaman ye­tişkin yahudiler bunu yüklenir, kimi zaman da çocuklarını bu ahdi yüklenmeye mecbur ederlerdi.
Kur'an-ı Kerim'de Hz. Meryem'in oruç tutmayı adadığı anla­tılır. [847] Böylece adak, eskiden beri Allah'a yakınlaşma yollarından biri olarak karşımıza çıkar.
İslâm dini de adağı, Allah'a yaklaşma ve tâat yolu olarak ta­nımıştır Allah'tan başkası ve ma'siyet için yapılan adak, bâtıl ve haramdır; böylesi adağa vefa gerekmez, yapan sevap kazanmaz.
 
9. Çeşitleri: [848]
 
Adak çeşitlerini,  söz yönünden ve menzûrun bih yönünden olmak üzere iki başlıkta ele alabiliriz.


[844] Bilmen, Büyük İdam İlmihali, s. 318; Cezîrî, Fame, c. II, s. 139.
[845] Şeltut, Fetâvâ, s. 240; Meydan Larousse, c. IX, s. 329.
[846] el-En'am: 6/136.
[847] Ali İmran: 3/35; Meryem: 19/26.
[848] Cezîrî, Fame, c. II, s. 140-146; İbn Rüşd, BM, c. I, s. 341-342.