๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => el İtisam => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 03 Haziran 2011, 15:15:14



Konu Başlığı: Üçüncü mesele
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 03 Haziran 2011, 15:15:14
Üçüncü Mesele:


Bu âyetin anlamı, mealini vereceğimiz şu ayetle birlikte bir problem oluşturmaktadır:
"Tevrat'ın indirilmesinden önce, İsrail'in (Yâkub'un) kendisine haram kıldıkları dışında yiyeceğin her türlüsü İsrailoğullarına helâl idi.[55]
Allah Teala bu âyetinde peygamberlerin­den bir peygamberin helal olanı kendisine haram kıldığını haber vermektedir. Bu âyette benzerinin de caiz olduğuna delil vardır.
Bunun cevabı şudur: Âyette bunun cevazına dair bir delil yoktur. Çünkü yukarıda İslamda haram kılmanın olmadığı kesin olarak belirtilmiştir. Geriye, usul kitaplarında da anlatıldığı gibi bizden başkalarının bizim şeriatımıza aykırı olan şeriatı kalır (ki onların da bizim için delil olmayacağı malumdur.)
Kadı İsmail ve daha başkalarının İbn Abbas'tan tahriç ettiklerine göre (bir ismi de) Yâkub olan İsrail peygamber siyatik hastalı­ğına yakalanmıştı. Ağrının şiddetinden geceleri inleyerek geçiriyor­du. Allah kendisine şifa verirse damar yemeyi kendisine haram kıla­cağını söyledi. Bu olay, Tevrat'ın indirilişinden önce olmuştu. Dediler ki:
Bu sebepledir ki Yahudi nesli damar yemezdi. Bir rivayete göre de Yâkub (a.s) kendisine deve eti yemeyi haram kılmıştı. —İbn Abbas dedi ki:
Deve etini Yahudiler de kendilerine haram kıldılar.[56]
Kelbi'den rivayet edildiğine göre Yâkub (a.s) şöyle dedi.
Allah Tealâ bana şifa verirse en güzel içecek ve yiyeceği kendime haram kılacağım. Ya da şöyle dedi:
En sevdiğim yiyeceği ve içeceği kendime haram kılacağım. Nihayet deve etini ve sütünü kendine haram kıldı.
Kadı İsmail şöyle dedi:
Öyle zannediyorum ki —yine de Allah bilir- Hz. Yâkub haram kıldığı şeyi kendisine haram kıldığı zaman, o esnada bu işten men edilmiş değildi. Onlar helal olan bir şeyi kendilerine haranı kıldıkları zaman, yemin keffareti nazil oluncaya kadar onu yapmaları kendileri için caiz değildi. Allah Teala buyurdu ki:
"Allah yeminlerini bozmanızı size meşru kılmıştır." Yemin eden bir kimse, "inşaallah" demediği halde bir şeyin üzerine yemin ettiği zaman, onu yapıp yapmamakta serbesttir; dilerse yapar ve ettiği yeminin keffaretini öder. Dilerse de yapmaz. -Kadı İsmail" dedi ki:
Bu tür şeyler ve benzerleri haklarında nâsih ve mensuhun geçerli olduğu şer'i hükümlerdir. Bu konudaki neshedici âyet: "Ey iman edenler! Allah'ın sizin için helal kıldığı iyi ve temiz, şeyleri haram kılmayın." ayetidir. Kadı İsmail dedi ki:
Yasaklama vâki olduğuna göre artık bir insanın "falan şeyi yemek bana haram olsun" gibi gözler söylemesi caiz değildir. İnsan böyle bir şey söylediği zaman bu sözü bâtıl/geçersiz olur. Böyle bir şey için Allah'a yemin ederse, hayırlı olanı yapar ve yeminin de keffaretini verir.[57]



[55] Âli İmran:93
[56] Tenviru’l-Mikbas min Tefsiri ilin Abbas. s.42.
[57] İmam Şatıbi, el-İ’tisam Kitap Dünyası Yayınları: 1/368-369.