> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri >  el İtisam > Yirmibeşinci bölüm
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yirmibeşinci bölüm  (Okunma Sayısı 1102 defa)
29 Mayıs 2011, 20:36:14
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 29 Mayıs 2011, 20:36:14 »



Yirmibeşinci Bölüm:


Bazı hadis rivayetlerinde yer almıştır ki Hz. Peygamber:
"Bu grupların fitne bakımından en büyüğü, işleri kendi görüşlerine göre kıyas edenlerdir. Böylece haramı helâl, helâli haram sayarlar..." buyurmuştur. Görülüyor ki Hz. Peygamber bu grupların ümmet için fitne bakımından en büyük olanının kıyasçılar/akıl yürütmeciler olduğunu bildirmiştir. Fakat her kıyas böyle değildir. Belki bir asıl'a dayanmadan yapılan kıyastır. Zira kıyasçılar görüş birliği etmiş­lerdir ki bir asıl'a dayanmayan kıyas muteber değildir. Kıyas ancak kitap, sahih sünnet veya muteber bir icmâ'a dayandığı zaman sahih olur. Kıyasın bir aslı olmadığı zaman -ki buna fâsid kıyas denir- bunu dinin içine koymak doğru değildir. Çünkü böyle bir kıyas dine aykırı davranmaya götürür. Dinde helâl olan bir şey, bu kıyas ile harami haram bir şey helâl olur. Çünkü (kişisel) görüş, görüş olmak itibariyle bir asıla da dayanmayınca dini bir kanunun disiplini içine girmez. Zira akıllar dini bakımdan güzel olmayan bir şeyi güzel yayıp, dini bakımdan çirkin olmayan bir şeyi çirkin sayabilir. Durum böyle olunca bir asıl'a dayanmayan kıyas, insanlara fitne olur.
Sonra hadiste haber verilmiştir ki bu kıyası öğretenler, diğer gruplardan daha çok insanlara zararlı ve fitne bakımından daha şiddetlidir. Bunun açıklaması şöyledir: Heva ve hevesine uyan kim­selerin mezheplerini reddeden hadisler meşhur bir şekilde bilinmek­tedir. Heva ve hevesine uyan kimseler çoğunlukla, kamu nazarında da, özel kimseler nazarında da değersiz ve zelil kimselerdir. Fetva ehli olanlar böyle değildir. Çünkü bunların delilleri kitap ve sünnettendir. Bunları ancak tek tük kimseler bilir. Delillerin zayıfını kuvvetlisinden ancak özel kimseler ayırabilir. Fetva ve hakimlik makamına bazen onlara aykırı olan kimseler atanmış olabilir.
Bunun benzeri bir mana İbn Mes'ûd'un hadisinde mevcuttur. İbn Mes'ûd şöyle demiştir:
"Her yıldan sonra gelen yıl daha kötüdür.[267] Ben, bir yıl diğerinden daha (bol) yağmurlu demiyorum. Bir yıl diğerinden daha bolluk da demiyorum. Bir yönetici diğerinden daha hayırlı da demiyorum. Fakat hayırlılarınızın ve âlimlerinizin gideceğini (yok olacağını) söylüyorum. Sonra bir topluluk ortaya çıkar ki işleri (kendi) görüşleri ile kıyas ederler. Sonuçta din yıkılır ve parçalanır."
İbn Mes'ûd'un hadisinde ifade edilen şey, Sahih hadiste de vardır. O hadiste Hz. Peygamber:
",... fakat ilmi, Allah âlimleri ilimleriyle birlikte vefat ettirmek suretiyle insanlardan çeker çıkarır. Geriye cahil insanlar kalır. Onlardan kendi görüşleriyle fetva vermeleri istenir. Kendileri de sapar, insanları da sapıtırlar."
Daha önce sahabe ve tâbiûndan (keyfi) görüşün kötülüğünü bildiren meşhur rivayetler geçmiştir. Bu rivayetlerde açıkça ifade edilmiştir ki (keyfi olarak) kişisel görüşe uymak haramı helâl, helali haram kılmaktadır.
Bilindiği üzere reyi (görüşü) kötüleyen bu rivayetlerle, bir olay hakkında usûlüne uygun yapılan içtihadı kötülemenin kasdedilmiş olması mümkün değildir. Zira usulüne uygun yapılan ictihad kitap, sünnet ve icmada bulunmayan bir meselede yapılır. Böyle olan ietihad ile olayların birbirine benzeyeni ve örnek olanı bilinir, hükümlerin manası anlaşılır. Böylece benzer ve ortak özellik taşıyan­lar arasında -daha evlâ olanı ile çelişmemek üzere- kıyas yapılır. Böylece bir ictihad ve kıyasta helali haram, haramı helâl kılmak yoktur. İslam için yıkıcı olan kıyas kitaba, sünnete, ümmetin selefine ve muteber manalara aykırı düşen kıyastır.[268]
Sonra bu asıllara aykırılık iki kısımdır:
1- Başka bir asıl'a dayanmaksızın açık bir şekilde asıla aykırı olmaktır. Böyle bir şey hiçbir fetva veren meşhur kimseden meydana gelmez. Ancak, asıl kendisine ulaşmamış ise, böyle bir aykırılık söz konusu olabilir. Nitekim pek çok (müetehid) imam için kendisine bazı hadislerin ulaşmaması durumunda, hata olarak bu hadislere aykırılık vaki olmuştur. Başka bir asıl ile çelişmeden meşhur olan asıllara, fetva vermekte şöhreti olanların aykırı davranması şöyle dursun, hiçbir müslüman açık bir şekilde muhalefet etmez.
2- Hata etmek suretiyle bir çeşit yorum ile asıl'a aykırı davranmak. Böyle bir aykırılık, kelimeyi ya tam olarak veya bir kısmını, ait olduğu yerde değerlendirmemek suretiyle veya maksadı dikkate almadan sadece lafza riayet ederek veya başka te'vil/yorum çeşitleri ile olur.
Hadisten maksadın bu veya bu manada birşey olduğunun delili şudur: Helâl olduğu meşhur olan bir şeyi haram saymak veya haram olduğu meşhur olan birşeyi helâl saymak küfür ve inattır. Böyle davranan bir kimseyi, ümmet, kendisi kâfir olmadıkça başa geçirmez.
Ümmet ise sonsuza kadar kâfir olmayacaktır.[269] (Ancak) Yüce Allah bir rüzgâr gönderip mü'minlerin ruhunu almış olursa, bu takdirde helâli haramı (arayıp) soran kalmaz.
(Bir şeyin) helâl veya haram olduğu meşhur bir şekilde bilin­miyorsa, o konudaki delil de kendisine ulaşmamış ise bir kimse o hususta aykırı davranmış olabilir. Bu, Hz. Peygamber'in ashabı tam anından beri var olan bir şeydir. Bu tür aykırılıklar ancak tek tük meselelerde olur. Bundan dolayı ümmet sapmadığı gibi İslam da yıkılmaz. "Alimler vefat ettiğinde böyle bir durum ortaya çıkar" da denemez.
Açıktır ki maksat, açık bir şekilde haram olan şeyi, veya kişinin helâl olduğunu bildiği bir şeyi bir tevil/yorum ile helâl saymaktır. Bu keyfiyet bid'atları işleyenlerde açıktır. Onlar Kur'an'ın pek çoğunu, Kur'an'dan delillerin üzerinde birleştiği ve Kur'an'dan tanıkların aynı manada ittifak ettiği şeyleri (bir yana bırakıp) terk etmişlerdir. Onlar kitabın anası olan ayetleri terk edip müteşâbihât'ın peşine düşme yolunu tutmuşlardır.
Bu itibarla —Yüce Allah'ın da buyurduğu gibi- bu, doğru yoldan sapmak ve eğiriliktir.[270] Bunları önder olarak başa geçirirlerse bunlar fetvalar verirler, sözlerine ve yaptıklarına uyulur. Din konu­sunda aşırı bir ihtiyat yaptıklarını sanarak insanlar bunlara güvenirler. Halbuki onlar bilgisizce halkı saptırmaktadırlar. Hesab etmediği yerden gelen beladan daha büyük bir felaket insanın başına gelmez. Çünkü insan felâketin geleceği yolu bilirse gücü yettiğince ondan sakınır. Eğer felâket, ansızın gelirse daha büyük ve daha tehlikeli olur. Bunun böyle olduğu açıktır. Bid'at dahi fetva yolu ile gelirse böyledir. Çünkü bu takdirde insan ilimde mertebe sahibinin ortaya koyduğu bir şekilde (görünürde) dine dayanmaktadır. Netice itibariyle insan hidayeti isterken dalâlete/sapıklığa düşer, Allah'ım! Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet.[271]



[267] Hadîs sahihtir. Buhari Fiten kitabında (Feth'ul Bâride 7068 numaralı hadisle) rivayet etmiştir. Hadisin şârihi İbn Hacer, Ahdurrahman b. Mehdi ve Taberani'nin İbn Mes'ud'dan naklettiği rivayetinin mevkuf olduğunu kaydettikten sonra bu rivayetin sahih bir senedi olduğunu  bildirmiştir. Bu rivayetteki metnin anlamı şöyledir: "Dün, bugünden hayırlıdır. Bugün yarından hayırlıdır. Kıyamet kopana kadar böyledir."
[268] Bazen teşri' zamanında bulunmayan bir ibadet gibi mükellefiyetten fazla veya din koyucunun unutarak değil, kullarına merhametten dolayı hakkında bir hüküm bildirmediği hususta haram kılmak için kıyas yapılabilir. Bu caiz midir?
[269] Şöyle denilebilir: Böyle birini bid'atçı gruplarda okluğu gibi bazılarının başa geçirip lider ve müftî yapması, olabilir bir şeydir.
[270] Bu ifade, aynen ayet olup Kur'an'ın lafzı-değil, ancak manasıdır. (Bakınız: Âl-i İmran. 7)
[271] İmam Şatıbi, el-İ’tisam Kitap Dünyası Yayınları: 2/306-308.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yirmibeşinci bölüm
« Posted on: 19 Nisan 2024, 09:13:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yirmibeşinci bölüm rüya tabiri,Yirmibeşinci bölüm mekke canlı, Yirmibeşinci bölüm kabe canlı yayın, Yirmibeşinci bölüm Üç boyutlu kuran oku Yirmibeşinci bölüm kuran ı kerim, Yirmibeşinci bölüm peygamber kıssaları,Yirmibeşinci bölüm ilitam ders soruları, Yirmibeşinci bölümönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes