๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mucize Ve Büyük Özellikleri => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 30 Aralık 2009, 20:40:24



Konu Başlığı: Yerin Ve Göklerin Melekûtunun Peygamberimize Tecelli Etmesi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 30 Aralık 2009, 20:40:24

Yerin Ve Göklerin Melekûtunun Peygamberimize Tecelli Etmesi


îmâm-ı Ahmed ve Taberani Abdurrahman bin Aişe el-Hadraml´den, o da Peygamberimizin ashabının birisinden şöyle rivayet eder: "Bir gün kuşluk vakti peygamber (s.a.v.), bizim yanımıza geldi. Kendileri çok iyi bir durumda idi, sevinç ve sürurundan yüzü gülüyordu. Biz, Ondan bunun sebebini sorduğumuzda, şu karşılığı verdiler:

"Şimdi ben, neden memnun ve mesrur olmayayım? Geceleyin Rabbim bana en güzel bir surette geldi (tecellî etti) de buyurdu ki: "ey Muhammedi" Ben de: "Buyur Rabbim, buyur!" dedim. Rabbim buyurdu

ki: "Mele-i Âlâ (yüce topluluk), hangi hususta birbiriyle ihtilaf ve mü nakaşa etmektedirler?" Ben de Rabbim´in bu sorusuna cevaben: "Bil miyorum" dedim. Bunun üzerine Rabbim, elini iki omuzum arasına koydu. Öyle ki, bu sırada ben, onun serinliğini göğsümde hissettim ve sonunda bana yerin ve göklerin melekûtu tecellî etti."

Bunu Peygamberimiz´den rivayet eden der ki: Bundan sonra Pey gamberimiz, Kur´an´ın şu mealdeki ayetini okudu: "Böylece biz, İbrahim´e de kesin İnananlardan olsun diye, göklerin ve yerin me-lekûtunu gösteriyorduk." [10]

(Bu hadîs, aslında pek çok tarîklerden rivayet edilmektedir ve metni hayli uzundur. Biz burada kısa keâtik.[11]

Musannafında îbnü Ebî Şeybe, Abdurrahmân bin Sâbıt´tan rivayet eder. O şöyle demiştir: "Rasulullah bir hadîslerinde şöyle buyur muştur:

"Yüce Allah bana en güzel bir surette tecelli buyurup dedi ki: "Mele-i Âlâ, hangi hususta birbiriyle çekişmektedirler?" Ben de cevaben dedim ki:

"Rabbim, benim bu hususta bir bilgim yoktur."

Bunun üzerine Rabbim elini iki omuzum arasına koydu ve ben bu sırada O´nun elinin serinliğini iki göğsüm arasında hissettim. Bundan sonra bana ne sordu ise, büyük bir rahatlık içinde cevablandırdım."

Bunu Bezzâr da Sevbân´dan rivayet etmiştir. Onun bu rivayetinde de şu ifadeler bulunmaktadır:

"Derken yerde ve göktekilerin melekûtu gözümün önünde canlan dırılıp bana gösterildi."

Yine Bezzâr´m bu konuda îbn-i Ömer´den de bir rivayeti bulun maktadır. Onun bu rivayetinde ise aynen şöyle denilmiştir:

"Ben, namazgahımda namazımı kılmış uzanmıştım. Derken ağır lık basıp uyumuşum. Derken Rabbim Tebâreke ve Teâlâ hazretleri bana en güzel bir şekilde tecellî buyurup sordu." ilâ âhirihî.

Taberânî ´nin Ebu Ümâme ´den rivayeti ise şöyledir:

Rabbim bana en güzel bir surette tecellî buyurup sordu: "Ey Mu-hammed, şu Mele-i Âlâ, hangi konuda birbiriyle çekişip durmaktadır lar?" Ben: "Bilmiyorum" dedim. Bunun üzerine Rabbim, elini iki göğsümün arasına koydu da bu makamda bana ne sordu ise, cevâbını bildim ve verdim." ilâ âhirihî [12]



[10] En´am suresi, 75.

[11] Allâme İbn-i Receb el-Hanbefî, bu hadisin açıklamasına dâir bir risale yazmış, hadisin muhtelif tarîklerini tesbît etmiş, tashîhiyle ilgili olarak da büyük bir gayret ve dikkat göstermiştir. Ayrıca hadîsin son kısmını kesmeden tam olarak vermiştir ki, biz de bunu bu bölümün sonunda, bundan sonraki notumuzda vereceğiz.



[12] İlk hadîs´in devamı şöyle idi: "...Cevaben dedim ki: "Ey Rabbİm, onlar keffaret-lerle ilgili olarak çekişmektedirler." Rabbİm sordu: "Keffâretler nelerdir?" Ben cevab verdim: "Abdesti kusursuz ve güzel almak, mescidlerdeki cemaate katılmak, gelecek namaz vaktini dört gözle beklemek." Sorîra Rabbİm bana şöyle duâ etmemi emretti: "Allah´ım, Sen bana, iyilikleri yapmayı, kötülükleri terketmeyi, fakir ve miskinleri sevmeyi nasîb eyle! Ayrıca beni bağışla ve bana merhamet eyle! Sen bir topluluğa bir fitne vermeyi murâd ettiğin zaman, beni o topluluğun içinden çekip al! Beni fitneye bulaştırma!"

Konunun başlığından da anlaşılacağı gibi, bu bir tecellîdir. Efendimizin rüyasında Rabbİni en güzel bir şekilde görmesidir. Allah´ın´ona, gadabı ve celali ile değil de, cemâli ve rızâsı ile olan tecellîsidir. Asla maddî ve uyanık olarak onu görmesi değildir. Nitekim yukarı daki rivayetlerde: "Geceleyin" veya "derken uyumuşum" denilmiş olması da buna delâlet et mektedir. Rivayetlerin hiç birinde teşbîh ve tecsîm ifâde eden bir müşktl de yoktur. Sofiyeden bazılarının dilinde dolaşan: "Ben Rabbimİ, sakalı bitmemiş bir genç suretinde gördüm" rivayeti ise; allâme Sübkî´nİn dediği gibi, bir yalan ve iftiradır. Allâme Muhammed el-Sabbâğ´ın dediği gibi: "Her hâl ü kârda yalan ve uydurmadır." (Keşfü´l-Hafâ, 1/436, El-Esrâru´l-Merfûa, 205-Beyrut, 1391). (M.)

Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 2/170-172.