> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Mucize Ve Büyük Özellikleri > Resulüllah´ın Doğum Gecesi Vukua Gelen Bazı Fevkalade Alamet Ve Özellikler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Resulüllah´ın Doğum Gecesi Vukua Gelen Bazı Fevkalade Alamet Ve Özellikler  (Okunma Sayısı 1243 defa)
22 Aralık 2009, 15:38:04
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 22 Aralık 2009, 15:38:04 »



Resulüllah´ın Doğum Gecesi Vukua Gelen Bazı Fevkalade Alamet Ve Özellikler


Beyhakî ve Ebû Nuaym Hassan bin Sâbit´ten rivayet eder. O demiş ki: "Ben, henüz yedi-sekiz yaşlarında bir çocuk idim. Görüp duyduklarımı ise anlıyabiliyordum... îşte bu sırada bir yahûdî Medine´deki evi üzerinden şöyle bağırmakta idi: "Ey yahudiler, toplanınız! Buraya geliniz!..." Yahudiler de toplandılar ve dediler ki: ´Yazık sana! Bizi neden topluyorsun?" O onlara hitaben dedi ki: "Ahmed bu gece dünyâya geldi, yine bu gece onun yıldızı da doğdu!..."

Beyhakî, Taberanî, Ebû Nuaym ve îbn-i Asâkîr, Osman bin Ebu´l-As´dan şöyle rivayet ederler: "Bana, Resûlüllâh´ıri anası Amine´nin Resûlüllâh´ı doğurduğu gece, onun yanında bulunan anam anlattı. Şöyle ki: "O gece ben, evde nurdan başka bir şey göremiyordum... Başımı yukarıya kaldırdığım zaman yıldızları da o kadar yakın hissediyordum ki, sanki üzerime düşecek gibiydiler. Amine doğumunu yaptığı zaman, evin içi tamamen nura boyandı. Ev ve evdeki her şey, nurdan ibaret oluverdi."

(...Doğdu ol saatte ol sultânü dîn!

Nura gark oldu semâvât ü zemîn!)

Ahmed, Bezzâr, Taberanî, Hâkim, Beyhakî ve Ebû Nuaym Irbâz bin Suriye´den rivayet ederler. Onun nakline göre Resûlüllâh buyur muştur ki: "Ben, Allah´ın kuluyum ve Peygamberlerin sonuncusuyum! Ben size haber veriyorum: Ben, Ibrâhîm (a.s.)´ın duası, Isâ (a.s.)´m müjdesi, anamın da rü´yâsıyım! ki anam benimle ilgili rü´yâsım görmüş tü... Diğer peygamberlerin anaları da ilgili rü´yâlarım görmüşlerdir. Allah Resûlü´nün anası, doğumunu yaptığı zaman da görmüştü ki, her taraf nura boyanmış ve tâ Şam´daki köşkleri aydınlatmıştık."

(Yine aynı kaynakların ve ibn-i Sa´d´ın, Ebu Ümâme´den naklettikleri bir rivayet de bu mealdedir.)

Sahihtir kaydiyle Hâkim ve Beyhakî Hâlid bin Ma´dân´dan şöyle rivayet ederler: "Resûlüllah´m ashabı sormuşlar: "Ey Allah´ın Resulü, bize kendinizden haber verir misiniz?" demişler. O da cevaben buyurmuşlar ki: "Babam İbrahim´in duası, İsa´nın müjdesi, anamın müjdeli rü´yâsı... O bana hamile kaldığı zaman, Şam´daki köşkleri aydınlatacak kadar büyük bir nurun kendisinden çıktığını görmüştü..."

Açıklama: Rivayet metninde geçen: "O bana hâmile kaldığı zaman" sözü, Amine´nin o zaman gördüğü rü´yâyı anlatır. Doğum yaptığı gece ise, Amine "büyük bir nuru..." uyanık bir halde ve gözleriyle görmüştür. Nitekim İbn-i İshâk´ın ilgili rivayeti de açıkça bunu ifâde etmektedir. (Suyûtî)

İbn-i Sa´d ve İbn-i Asâkîr ayrıca İbn-i Abbâs´m şöyle dediğini rivayet ederler: Amine demiştir ki: "Ben O´na hâmile kaldığım zaman, tâ doğumumu yapıncaya kadar bir ağırlık duymadım... Doğumumu yapıp benden ayrıldığı zaman ise, O´nunJa birlikte dünyânın doğusunu ve batısını kaplayan büyük bir nurun da ayrıldığını gördüm... O doğduğu zaman, yere iki eli üzerine düşmüş ve yerden bir tutam toprak. almıştı ve tam bu sırada başını da semâya kaldırmıştı..."

(Kaynaklarımızın Ebu´l-Acfâ, Ümmü Seleme ve Bûreyde´den naklettikleri rivayetleri de bundan önceki rivayete yakın manâda haberler ıhîsvâ etmektedir.) (Suyûtî)

îbn~i Sa´d Amr bin Asım el-KülâbVden, o Hammam bin Yahya´dan, o da îshâk bin Abdullah´tan rivayet eder. O şöyle demiştir: "Resûlüllah Efendimiz´in annesi Amine demiştir ki: "Ben O´nu dünyaya getirdiğim zaman, benden büyük bir nûr çıktı ve Şam´ın saraylarını aydınlattı... Ben O´nu tertemiz olarak dünyâya getirdim, üzerinde hiçbir pislik yoktu... Yere düştüğü zaman, iki eli ile yeri tutarak oturur vaziyette idi."

Muâz el-Anberî´nin rivayetinde ise, "Benden yıldız gibi bir nûr çıktı, yeryüzünü aydınlattı" denilmektedir.

(Hassan bin Atiyye´den gelen rivayet dahî bu mealdedir. Bu İki rivayette "Yerden toprak avuçladığı" kaydı yoktur.) (Suyûtî).

Ebû Nuaym, Abdurrahmân bin Avfdan, o da anası Şifâ Hatun´dan nakleder. O şöyle demiştir: "Resûlüllah Efendimiz doğduğu zaman, benim iki elim üzerine düştü ve bağırarak ses çıkardı. Bu arada bir ses duydum, şöyle diyordu: "Allah sana rahmetler eylesin!" Sonra büyük bir nûr göründü ve Rum ülkesinin saraylarını aydınlattı... Ben bu saraylardan bir kısmını gördüm... Sonra O´nu giydirip yatırdım. Derken üzerime sağ tarafımdan bir karanlık, korku ve titreme bastı... Yine bir ses diyordu ki: "Onu nereye götüreyim?" Cevaben: "O´nu batıya götür!" denildi. Sonra üzerimden bu hâl kalktı. Bu sefer aynı hâl sol tarafımdan başladı. Beni bir zulmet, korku ve titreme aldı. Ve bir ses: "O´nu nereye götüreyim?" diyordu. Kendisine bu sefer, "O´nu doğuya götür" denildi. Ve ben, O´na peygamberlik verilinceye kadar, bu sesi hep kalbimde duyuyordum. Resûlüllah Efendimiz, peygamberliğini ilân ettikleri zaman, O´na ilk inananlardan biri de ben oldum..."

Yine Ebû Nuaym, Amr bin Kuteybe´den, o da babası Kuteybe´den rivayet eder. O demiştir ki: "Amine´nin doğum yapması zamanı yaklaş tığında, yüce Allah meleklere şöyle emretmiştir: "Bütün semâların kapılarını açınız, cennet kapılarım da... Ve hepiniz hazır olunuz..." Bunun üzerine melekler birbirini müjdeleyerek semâdan inmişler. Bütün dağlar, denizlerdeki balıklar, birbirini müjdelemişlerdir. Şeytan lar da bağlanıp hapsedilmişlerdir. O gün, güneşin nuru artırılmış, yetmiş bin huri, güneşten O´nun doğumunu gözlemiş, havada bekleşmiştir. Ve o gün, dünyada doğum yapan diğer kadınların da erkek evlâd dünyaya getirmelerine yüce Allah izin vermiştir. Sevgili Resulü Muhammed´in şeref ve hürmetine... Yine o gün, bütün ağaçların çiçekleri bereketlenip meyve vermiş, her bir korku emniyete dönüşmüştür.

Alemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.v.) doğduğu zaman, bütün dünyâ nura gark olmuş, bütün melekler birbirini müjdelemişlerdir. Bütün göklerde rengârenk nurdan sütunlar ilâve edilmiş, bununla semâların aydınlığı da bir kat daha artırılmıştır. Hz. Peygamber, Mirâc Gecesinde bu durumu da ayrıca müşahede etmişlerdir. O´na o gece, yâni Mîrâc Gecesi denilmiştir ki: "İşte şu nûrânî sütun, senin doğduğun zaman, senin doğumunun müjdesi olarak dikilmiştir." Yine O´nun doğduğu gece, Kevser Irmağı´mn kenarına yetmiş bin misk ve anber ağacı dikilmiş, bunlardan cennete kokular saçılmıştır. Bütün göklerdeki melekler, Allah´a esenlikler vermesi için dualar etmiş, putlar yere serilmiştir. Lât ve Uzzâ adındaki putlardan şöyle sesler işitilmiştir: "Yazık şu Kureyş´e, çünkü el-Emîn dünyaya geldi! Yazık Kureyş´e, Zira es-Sıddık geldi. Kureyş´in ise bir şeyden haberi yok!..." Beyt´ten yâni Kabe´den de günlerce şu sözler işitilmiştir: "İşte şimdi, asıl nuruma kavuşacağım! İşte şimdi, ziyaretçilerim gelecekler! İşte şimdi câhiliyyenin pisliklerinden temizleneceğim. Ey Lât ve Uzzâ, siz helak oldunuz!..." Ve Kabe´de, üç gün sarsıntı gece-gündüz eksik olmamıştır. Resûlüllâh´ın doğumu ile ilgili olarak Kureyş´in ilk gördüğü alâmet de bu olmuştur..

(Sonra nasıl olmuş da Kureyş bunu unutmuş. Belli değil... Belki de bu rivayetler, birtakım edebî tasvirlerdir, sadece...)

(Burada, bu konu ile ilgili olarak, o gece bütün vahşî hayvanların bile dile gelip konuştukları, müjdeler verdikleri, doğudaki hayvanların batıya, batıdaki hayvanların da doğuya giderek birbirlerini müjdeleyip tebrik ettikleri... şeklinde ve benzeri birtakım haberleri ihtiva eden başka rivayetler de bulunmakta ise de; İmâm Suyûtî hazretleri, bütün bunları kaydettikten sonra: "Son derece münker (kabul edilmesi imkansız) rivayetler olduğunu" bildirmiştir).

Hafız Ebâ Zekeriyyâ Yahya bin Aiz, Resûlüllâh´ın doğumuyla ilgili olarak yazdığı "Mevlid" kitabında, îbn-i Abbâs´ın şöyle dediğini-kayde der: "Amine, doğum yaptığı güne dâir konuşur ve şöyle derdi: "Ben büyük bir hayranlık içinde iken, ansızın üç kişi geldi; sanki güneş onların yüzünden doğmuştu... Birinin elinde gümüş bir ibrik vardı, içinde misk gibi bir koku bulunmakta idi. İkincinin elinde dört köşeli ve yeşil zümrütten bir tepsi vardı ve her köşesinde beyaz inciler bulunmakta idi. Biri ansızın şöyle diyordu: "İşte dünyâ! Bütün denizleri ve karası, doğusu ve batısı ile! Ey Allah resulü, ne tarafını almak istiyorsan al." Ben bu sıra, Rasulullah´m hangi tarafım tutacağını görmek için baktım ve gördüm ki O, tepsinin ortasından kavrayıp aldı. Biri şöyle, nida etti: "Hiç şüphesiz Muhammed Kabe´yi ve onun işaret ettiği mânayı almıştır! Sımsıkı Tevhîd´e tutunmuştur. Şüphesiz Allah Kabe´yi O´na kıble olarak vermiş ve O´na mübarek bir makam kılmıştır!,.." O gelen güueş yüzlü zatlardan üçüncüsünün elinde ise, iyice durulmuş beyaz bir ipek vardı. Onu açtı ve içinden bir mühür çıkardı. Mühür, görenleri hayretler içinde bırakacak güzellik ve parlaklıkta idi. Sonra o zât, bana doğru yaklaştı ve elindeki mührü, elinde tepsi tutmakta olan zâta verdi. Bu sırada elinde gümüş ibrik tutmakta olan zât ibriği dökerek mührü yedi defa yıkadılar. Sonra Resûlüllâh´m iki omuzu arasını mühürlediler. Tekrar mührü beyaz ipek parçasına iyice sardılar. Sonra Resûlüllâh´ın omuzun u mühürleyen zât, O´nu kanatlan araşma aiarak bir müddet tuttu... Sonra O´nun kulağına birşey söyledi, fakat ben ne söylediğini anlayamadım... Sonra O´na hitaben dedi ki: "Sana müjdeler olsun yâ Muhammedi Senden önceki peygamberlere verilmiş bulunan bütün ilimler de sana verilmiştir! Peygamberler içinde ilmi  çok olan, şecaat ve kahramanlıkta da en ileri bulunan sensin! îlâhî nusretin ve zaferlerin anahtarı seninledir! Senin adını duyan her bir asker veya kumandanın, mutlaka kalbine bir korku ve saygı dolacaktır. Senden korkacaktır, ey Allah´ın halîfesi!....

(Hadis bilginlerinden ibn Dıhye bu rivayet hakkında et-Tenvir adlı kitabında: "Bu garib bir rivayettir" demiştir. Suyûtî.) [17]

İbn-i Sa´d, Hâkim, Beyhakî ve Ebû Nuaym, mü´minlerin anası Hz. Aişe´den, onun şöyle anlattığını rivayet ederler: "Mekke´de ticâretle iştigâl eden bir yahûdî vardı. Resûlüllâh (s.a.v.)´in doğduğu gece o, Kureyş´in toplantılarının birinde demiştir ki; "E...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Resulüllah´ın Doğum Gecesi Vukua Gelen Bazı Fevkalade Alamet Ve Özellikler
« Posted on: 29 Mart 2024, 00:40:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Resulüllah´ın Doğum Gecesi Vukua Gelen Bazı Fevkalade Alamet Ve Özellikler rüya tabiri,Resulüllah´ın Doğum Gecesi Vukua Gelen Bazı Fevkalade Alamet Ve Özellikler mekke canlı, Resulüllah´ın Doğum Gecesi Vukua Gelen Bazı Fevkalade Alamet Ve Özellikler kabe canlı yayın, Resulüllah´ın Doğum Gecesi Vukua Gelen Bazı Fevkalade Alamet Ve Özellikler Üç boyutlu kuran oku Resulüllah´ın Doğum Gecesi Vukua Gelen Bazı Fevkalade Alamet Ve Özellikler kuran ı kerim, Resulüllah´ın Doğum Gecesi Vukua Gelen Bazı Fevkalade Alamet Ve Özellikler peygamber kıssaları,Resulüllah´ın Doğum Gecesi Vukua Gelen Bazı Fevkalade Alamet Ve Özellikler ilitam ders soruları, Resulüllah´ın Doğum Gecesi Vukua Gelen Bazı Fevkalade Alamet Ve Özellikler önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes