> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Mucize Ve Büyük Özellikleri > Peygamberimizin, Veysel Karânîyi Haber Vermesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Peygamberimizin, Veysel Karânîyi Haber Vermesi  (Okunma Sayısı 7787 defa)
31 Aralık 2009, 16:23:09
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 31 Aralık 2009, 16:23:09 »



Peygamberimizin, Veysel Karânîyi Haber Vermesi


Müslim Ömer´den rivayetle şu hadîsi nakletmiştir: "Peygamber (s.a.v.) bizlere hitaben: "Yemen´den bir adam, anacığını orada bırakarak size gelir. Bu adamın vücûdunda abraşlık (alaca hastalığı) zuhur etmişti de, iyileşmesi için Allah´a dua etti. Allah da onun bu duasını kabul ede rek kendisine şifâ verdi. Ancak vücûdunda bir dirhem kadar yeri beyaz olarak kalmıştır. Bu adamın adı Üveys´tir. İçinizden her kim onunla karşılaşırsa, kendisi için istiğfar edivermesini ondan rica etsin!"

Beyhakî, bir başka tarîk ile yine Ömer´den şu hadîsi nakletmiştir: Peygamber (s.a.v.) buyurdu: "Tâbün içinde, Karan´lı ve kendisine Üveys denilen bir adam bulunur. Onun vücûdunda abraşlık çıkar, o da Allah´a dua eder. Allah onun duasını kabul ederek kendisine şifâ verir. O, bu duası sırasında der ki: "Ey Allah´ım, bana olan nimetini dâima hatırlı-yabihnem için, bu hastalıktan üzerimde bir nişan kalsın!" îşte bundan dolayı vücûdunda dirhem miktarı bir beyazlık kalmıştır. İçinizden ona kim yetişecek olursa, kendisi için onun istiğfar edivermesini ondan rica etsin!" [115]

îbn-i Sa´d ve Hâkim Abdurrâhman bin Ebu Leylâ´dan §u haberi nakleder: "Biz Sıffîn Savaşında iken adamın biri: "içinizde Üveys el-Karanî diye birisi var mı?" diye nida etti. Kendisine "evet" diye cevab verdiler. Sonra Şam´lı adam yine dedi ki: "Ben, Peygamberin (s.a.v.): "Tâbiîn´in en hayırlılarından biri de Üveys el-Karanî´dir" dediğini işit tim!" Adam, bunu söyledi sonra atını sürerek onların içine katıldı."

Yine îbn-i Sa´d, Hâkim, bu sefer Üseyr bin Câbir´den şu haberi nak-letmiştir: Ömer, Veysel-Karânî´ye: "Benim için istiğfar ediver" dedi. O da: "Sen Allah Resûlü´nün arkadaşısın, ben senin için nasıl istiğfar ederim?" dedi. Ömer bunun üzerine dedi ki: "Ben, Peyganıber´in (s.a.v.): "Tâbiîn´in en hayırlısı, Üveys el-Karanî´dir!" buyurduğunu işittim." [116]





[115] O, duası müstecâb olan bir zât idi. Müslim´in Üseyr bin Câbir´den rivayetine göre: "Yemen´den kafileler geldiği zaman Ömer onlara: "İçinizde Üveys bin Âmir var mı?" diye sorardı. Nihayet Üveys´in bulunduğu kimselerin yanına geldi ve: "Sen Üvoys misin?" dedi. O da: "Evet" dedi. Ömer: "Sen abraş hastalığına tutulup iyileşmen için dua ettin, ancak bir dirhem kadarının kalmasını istedin değil mi?" dedi. O da: "Evet" dedi. Ömer: "Senin bir validen var, değil mi?" dedi. O da: "Evet" dedi. Sonra bu hususta Resûlullah´tan işittiklerini ona anlattı ve kendisi için istiğfar edivermesini istedi. O da onun için istiğfar etti. Ömer: "Ne reye gidiyorsun?" dedi. O: "Kûfe´ye" dedi. Ömer: "Küfe valisine senin İçin yazayım mı?" dedi. O: "Fukara arasında yaşamak benim için daha sevimlidir" dedi ve Kûfe´ye gitti."

[116] Bu hadis, bütün açıklığı ile Tabiînin efendisinin Üveys olduğuna delalet etmek­tedir. O halde, Tabiînin efendisi; Hasan-ı Basrî´dir, Saîd bin el-Müseyyeb´tir gibi sözlere iltifat etmemek gerekir. Zira bunu, şer´î bir delile dayanmaksızın bilmek mümkün değildir.

(Evet, eğer bu husustaki hadisler, bu son hadisten ibaret olsa, bu son hadis de sahih olsa; başka bir diyecek söz olmazdı. Halbuki bundan önceki hadis, Üveys´in de Tabiînin en hayırlılarından biri olduğunu haber vermektedir. Kaldı ki, bu son haberin ravisi Üseyr bin Cabir, bir ravi olarak zayıf bulunmaktadır. Nitekim rivayet ilminin alemdarı, hadis alimlerinin emiri olan imam-ı Buhari hazretleri, bu sebeble bu hadislerin hiç birini sahihine almamış; Tarİh-i Kebir´İnde de bütün bunların zayıf olduğunu bildirmiştir. (Veysel Karani ve Üveysilik, 47, A. Yaşar Ocak).

Bu durumda, muhakkikin bu taassub derecesine varan tavrını anlamak, bizim İçin mümkin olmamıştır. Kaldı ki, Veysel Karani´nin bizzat vücudu dahi hadis alimleri arasında münakaşa konusu olmuş, İmam-ı Buhari´den evvel onun sahihi ayarındaki el-Muvatta´ını vücuda getiren imam-ı Malik hazretleri gibi bir islam büyüğü, Veysel Karani´nin varlığını ka-bui etmemiş ve açıkça: "Öyle biri yoktur" demiştir. (el-Kenzü´l-Medfun, 118- Ce!aleddin-i Süyûtî, Kesteliye Matbaası, 1293) Şerhu´ş-Şifa li-Aliyyil-Kari, 1/692-Amire, 1307).

Fakat, Hasan-ı Basri gibi sünnet imamlarının, Said bin el-Müseyyeb gibi islam ulula­rının varlığı ve İslam´a olan büyük hizmetleri hakkında, hiç kimse münakaşa etmemiştir. Bunların Tâbiîn´in en hayırlısı ve en büyükleri olduğunu söyleyenler de, İmâm Ahmed bin Hanbel gibi zâtlar olmuştur. Bu zâtlar, Tâbiîn´in en hayırlısının kimler olduğunu söylerlerken, onların İslam´a ve müslümanlaraolan hizmetlerini nazar-i itibara alarak söylemişlerdir. Yoksa herhangi bir şahsın, Allah yanındaki makam ve mertebesini tayin İtibariyle değil.

Veysel Karani´nin varlığını kabul etmekle beraber, manevi makam ve mertebesi üze­rinde ileri-geri söylenen sözlerin bazısı da vardır ki, Allah korusun insanın din ve imanını yı kacak derecede tehlikeli ve zararlı bulunmaktadır. İşte bu cümleden olmak üzere halk arasında: "Veysel Karani! Nebi´den üstün veli!" diye bir acaib söylenti dolaşır. Gerçi bu konuda kitap yazanlardan muhterem M. Necati Bursalı: "Bu söz, tamamen yanlıştır" diyerek bunu a-çıkça red etmişse de; "Ey veliden üstün veli! Gel de bize imdad eyle" diyerek onu tehlikeli bir şekilde yadetmekten de kendisini alamamıştır. Biz: "Veliden üstün velinin ne demek olduğunu anlıyamad iğimiz için, burada bunun tenkidine girişecek değiliz. Fakat diğer söylenti ve yazı larda rastlanılan; "Peygamberimizin hakikat sırlarını Veysel Karani´den veya onun amcası İ-samü´l-Fahr adındaki şahıstan öğrendiği" şeklindeki zihniyeti de burada açıkça red edeceğiz! Bunların İslamla ve islamİ maneviyat anlayışı ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını haykıracağız! Hatta Peygamberimizin: "Ben Rahman´ın kokusunu Yemen tarafından alıyorum!" dediği id diasının da doğru olmadığını arz edeceğiz! (Keşfü´l-Hafa, 1/260-Beyrut, 1351).

Bunu dahi kabul edip yanlış nazariyelere mesned yapmak isteyenlere karşı da, Şeyh Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi´nin dediği gibi deriz: "Eğer bu iddia, yani Peygamberimiz´in saadet asrında kutbun Yemende´ki İsamü´l-Fahr adındaki adam olduğu (ve ona işaretle Öyle buyurulmuş bulunduğu) iddiası ileri sürülecek olursa, hiç tereddüd etmeden deriz ki: "Her şeyden önce bu, isbata muhtaç bir iddiadır! Aynı zamanda çürüktür." (Levamiu´l-Ukul, 5/27-Mektebi-i Sanayi, 1294) Bu dahi yukarıdaki batıl olduğu çok açık olan iddiaya varır ki, o İd diada: "Peygamberimiz´in hakikat sırlarını, Veysel Karani´den veya onun amcası İsamü´l-Fahr adındaki kutuptan öğrendiği" (!) ileri sürülmekte idi ve batıl olduğu gayet açıktı. So nunda bu iddiaya varması muhakkak bulunan bir diğer iddianın da, hak ve hakikatten nasibi olamaz! Şeyh Alaeddin es-Simanani´nin iddia etmesiyle sahih veya sabit de olamaz. Allah´ın bazı kulları, ne kadar ihlaslı ve iyi kullar da olsalar yanılmaktan masum değillerdir. Bazı ko nularda yanılmış olmalarına, kesin bir engel bulunmamaktadır. Bu mes´elede de böyle olmuş olabilir ve olmuştur da. Yoksa Peygamberimiz´in vücuduna, O´nun raşid halifelerinin varlığına rağmen, başka yerlerde kutup (maneviyatı en yüksek olan zat) aramak, ne kadar saçma ve gülünç bir şeydir. Hatta vaktiyle Peygamberimiz´in Yemen´e gidip fsamü´l-Fahr´ın cemaatine katılmak istediğini ve fakat kapıyı çaldığı zaman: "Kimsin?" sorusuna, "Ben Muhammed´im" diye karşılık verdiği için bu kapıdan kovulduğunu düşünmek veya ağzına alabilmek; aklı başında bir müslümanın kârı mıdır?

İşte bu gibi akıl ve havsalanın almıyacağı, İslam´ın ve insan fıtratının kesin olarak reddeceği hezeyanlar karşısında insan; daha doğrusu Allah´ın Resulü´ne ve O´nun vasıta sıyla bizlere ulaştırdığı Kur´an´a samimi olarak inanmış bulunan bur müslüman; bu yüce Ki-tab´ın: "Ve Allah, akıllarını güzelce kullanmayanların üzerine azab ve sıkıntıları yağdırır da yağdırır!" mealindeki (Yunus Suresi, 100) büyük ihtarını daha iyi anlamak fırsatını buluyor; ibret ve hayretlerle doluyor. Yüceler Yücesi Rabbimİz, biz müslümanları, müstehak oldukları azab ve sıkıntılarla başkalarına ibret olacak derekelere düşürmesin! Şu veya bu sebeble, Şunların veya bunların yüzünden bu durumlara düşmüşsek, bir an önce intibah ve hidayetler nasib buyursun! Amin!) (M.)

Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 2/244-246
.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Peygamberimizin, Veysel Karânîyi Haber Vermesi
« Posted on: 29 Mart 2024, 15:36:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Peygamberimizin, Veysel Karânîyi Haber Vermesi rüya tabiri,Peygamberimizin, Veysel Karânîyi Haber Vermesi mekke canlı, Peygamberimizin, Veysel Karânîyi Haber Vermesi kabe canlı yayın, Peygamberimizin, Veysel Karânîyi Haber Vermesi Üç boyutlu kuran oku Peygamberimizin, Veysel Karânîyi Haber Vermesi kuran ı kerim, Peygamberimizin, Veysel Karânîyi Haber Vermesi peygamber kıssaları,Peygamberimizin, Veysel Karânîyi Haber Vermesi ilitam ders soruları, Peygamberimizin, Veysel Karânîyi Haber Vermesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes