> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Mucize Ve Büyük Özellikleri > Peygamberimizin Sa´d Bin Ebu Vakkas Hakkındaki Duası
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Peygamberimizin Sa´d Bin Ebu Vakkas Hakkındaki Duası  (Okunma Sayısı 2691 defa)
02 Ocak 2010, 23:34:55
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 02 Ocak 2010, 23:34:55 »



Peygamberimizin Sa´d Bin Ebu Vakkas Hakkındaki Duası


Beyhakı´nin Kays bin Ebâ Hâzim´den naklettiğine göre, Peygamber (s.a.v.) Sa´d bin Ebû Vakkâs hakkındaki bir duasında: "Allah´ım, Sa´d Sana dua ettiği zaman, onun duasını kabul buyur!" demiştir."

(Bu rivayet, mürsel ve hasendir... Suyûtî)

Tirmizl ve sahihtir kaydiyle Hâkim, Kays bin Sa´d tarikiyle babası Sa´d´dan şöyle nakleder: Peygamber (s.a.v.) benim hakkımdaki bir dua sında buyurdu ki: "Ey Allah´ım, Sa´d kulun sana dua ettiği zaman onun duasını kabul buyur!" (Bu sebeble Sa´d, ne zaman bir dua etse, duası kabul edilirdi.)

îbni Asâkîr, Kays bin Ebû Hâzim tarikiyle Ebâ Bekir el-Sıddîk´m şöyle dediğini nakleder: "Bir gün ben, Peygamber´in (s.a.v.) şöyle buyur duğunu işittim:

"Ey Allah´ım, kulun Sa´d´ın, attığı zaman okunu hedefine denk ge tir, dua ettiği zaman duasını kabul buyur, kendisini sev ve sevdir!" [6]

Buharı, Müslim ve Beyhakî Abdiil-Melik bin Umeyr tarikiyle Câbir bin Semüra´dan rivayet ederler. O şöyle anlatmıştır: "Sa´d Kûfe´de vazifeli iken bazı kimseler kendisini halîfe Ömer´e şikayet ettiler. Bunun üzerine Ömer durumu teftiş edecek me´mûr gönderdi... Görevli me´mûr Kûfe´ye gelip teftişe başladı. Yanma Sa´d´ı alarak Kûfe´deki mescidlerin cemâatini teker teker dolaştı... Her bir cemâate Sa´d hakkında ne diye ceklerini sordu. Hiçbir kimse hayır ve iyilikten başka bir şey söylemi yordu. Bu şekilde teftiş bitmek üzereydi ki, bir mahalle mescidine daha uğradılar. Müfettiş burada da aynen sordu. Herkes Sa´d için yine hayır dan başka bir şey söylemedi. Ancak içlerinden Ebû Sûde adındaki adam: "Madem Allah adına yemin vererek ifâdemi istediniz. Ben de derim ki: "Sa´d; malı müsavat üzere dağıtmaz, doğruluğu gözetmez; bilfiil savaşa katılmaz, hüküm verirken de adaletten ayrılır" diye konuştu... Sa´d bin Ebû Vakkâs da kendisini tutamayarak bu adamın aleyhine beddua etti ve: "Allah´ım, bu adam eğer yalan söylüyorsa, ona uzun Ömür vererek Ömrünün sonunda kendisini süründür! Fakirlik ve sıkıntı içinde yaşat, fitneye mâruz eyle!" dedi."

îbni Umeyr der ki: Ben, Ebû Sûde´nin ihtiyarlık zamanım gördüm, ihtiyarlıktan kaşları gözlerinin üzerine dökülmüştü... Son derece fakr ü zaruret içinde olduğu belli idi. Yoldan geçerken kız çocuklarına takılır, onlara göz atar dururdu. Kendisine, "hâlin nasıl?" diyenlere de: "işte görüyorsunuz, son derece ihtiyarlamış bir adamım ve fitneye tutulmuş bir vaziyetteyim. Aslını sorarsanız ben, Sa´d bin Ebû Vakkâs´m beddua sına uğramış bir kişiyim" diye cavap veriyordu."

Îbni Asâkir Mus´ab bin Sa´d tarikiyle şöyle rivayette bulunur: "Bir gün Sa´d, Kûfe´lilere hitâb ederken: "Söyleyiniz, emîriniz olarak beni nasıl buluyorsunuz?" diye sordu. Cemâatin içinden biri kalktı ve: "Sen, benim bildiğime göre ve ben yanlış söylemiyorsam; idarende adaleti gö zetmezsin, malı taksim edeken müsavatta bulunmazsın, bilfiil savaşa da katılmazsın! işte böyle bir adamsın!" dedi. Sa´d da şu mukabelede bu lundu: "Allah´ım, bu adam eğer yalan söylüyorsa, gözleri âmâ olsun, te zinden kendisine fakirlik ver de sürünsün, ömrünü uzun et ki çeksin, fitneye mâruz kalsın!"

İşte bu aüamcağız, bu şekilde Sa´d´m bedduasını aldı, Ömrü uzun oldu, gözleri kapandı. Fakirlikten dilenmeye başladı... Muhtârü´s-Sakafî denilen adamın çıkardığı fitne zamanına kadar yaşadı. O yalan cının fitnesi sırasında öldürüldü."

Taberânî, Ebû Nuaym ve İbni Asâkîr Kubeysa bin Câber´den rivayet ederler: "Bir gün müslümanlardan biri, Sa´d bin Ebû Vakkâs´ı hicvetti. (İyice yerdi ve bazı ayıplar sayıp döktü.) Bunun üzerine Sa´d da şöyle dedi: "Allah´ım, bu adamın dilini ve elini benden yana tut! Bunu sana havale ediyorum." Sonra bu adam, girdiği savaşta, elini de, dilini de kaybetti. Ölünceye kadar da hiç konuşmadı."

İbni Ebud-Dünyâ ve îbni Asâkîr Abdurrahmân bin Avfın âzadlısı Meynâ´dan şöyle rivayet ederler: Kadının biri, ikide bir ve ansızın çıka-gelip Sa´d´ı rahatsız ederdi. Sa´d da kendisini kovardı. Fakat o buna al dırmaz yine gelirdi. Bir gün yine ansızın Sa´d´ın üzerine çıkagelmiş ve onu rahatsız etmek istemişti. Artık iyice canı sıkılan Sa´d bu kadına beddua etmiş ve: "Yüzün eğrilip tersine dönsün, emi!" diye bağırmıştı. Kadının az sonra yüzü tersine donuverdi." [7]

Hâkim´in Sa´d´m oğlu Kays´tan rivayeti de şöyledir: Bir gün adamın biri, Ali´ye (r.a.) kalabalığın içinde sövüp küfretti. Orada babam Sa´d da vardı. Bu küfürbaz adama beddua edip: "Ey Allah´ım, şu adam, Senin evliya kullarından birine alenen sövmektedir! Şu topluluk dağılmadan kudretinin ve adaletinin tecellîsini onlara göstermelisin! Ben, sana yal varıp böyle olmasını istiyorum" dedi. Allah´a yemîn ederim ki, daha biz oradan ayrılmadan o adam, bindiği hayvanın ayakları yere batması neticesinde başı aşağı hayvanın üzerinden oradaki taşların üzerine düştü. Beyni parça parça olarak oracıkta Öldü. [8]

Yine Hâkim, Sa´d´m diğer oğlu Mus´ab´tan şöyle rivayette bulunur; Bir gün adamın biri, babama karşı haksızlık ederek, onun kendisi hak kında bedduada bulunmasına sebep olmuştu. Babamın bedduası üzeri ne, adamın devesi gelerek kendisinin üzerine çöküp boğuverdi. Adam, bu suretle ölmüştü. Babam bu durumdan çok müteessir olup bir daha hiçbir kimse için beddua etmiyeceğine dâir yemin etti."

(Yine Hâkim´in Saîd bin Müseyyeb´ten rivayetine göre, bir gün Mervân bin Hakem devlete âit mallar üzerine konuşuyormuş. Bu sırada demiş ki: "Bu mal bize aittir, kime vermek istersek veririz!" Sa´d bunun üzerine kızmış ve: "Dua etmemi ister misiniz?" demiş. Mervân derhal yerinden ayrılarak Sa´d´m yanına gelmiş ve onun boynuna sarılarak: "Vallahi kardeşim bu mâl, Allah´a aittir! Sakın aleyhimize dua etme!" diyerek yalvarmıştır."

Beyhakî ve îbni Asâkîr Abdurrahmân bin Lübeybe´nin oğlu Yahya´dan, o da babasından şöyle nakleder; "Bir gün Sa´d bin Ebû Vak-kas şöyle dua etti: "Ey Allah´ım, Sana malûmdur ki benim küçük yaşta çocuklarım vardır. Bunlar baliğ olup yetişinceye kadar bana ömür ver!" O, böyle dua ettikten sonra, tam yirmi sene daha yaşadı."

Taberânî Amir bin Sa´d´dan rivayet eder. O şöyle anlatır: "Sa´d, bir gün yola giderken birinin Ali´ye sövmekte olduğunu gördü. Adam, aynı zamanda Talha ve Zübeyr´e de sövmekte idi. Sa´d, o adama yaklaştı ve dedi ki: "Öyle kişilere sövüyorsun ki, onlar Allah rızâsı için pek büyük işler yapmışlar ve O´nun indinde yüksek dereceler kazanmışlardır. Şimdi sen, yâ böyle zâtlara sövmekten vazgeçersin, yâ da ben senin içir-. beddua ederim!" Adam bunun üzerine Sa´d´a şu karşılığı verdi: "Sanki sen bir peygambermişsin gibi insana korku vermek istiyorsun! Ben senden korkmam!" Bunun üzerine Sa´d, hemen ellerini kaldırıp Allah´a sığındı ve şu şekilde duada bulundu: "Ey Allah´ım, eğer bu kişi hakîkaten Senin indinde benim dediğim gibi olan kimselere sövmekti ise, bu kulunu başkalarına ibret olacak şekilde cezalandır!"

Sa´d´m bu şekilde dua etmesinden hemen sonra, ileriden bir azgın devenin gelmekte olduğu görüldü. Bu deve halkın arasından geçerek o adamın yanına kadar geldi ve o adamı boğarak öldürdü. İşte bu sırada, deve geçerken açılıp da ona yol veren ve neticeyi gözleriyle gören halk,

bedduasını yaptıktan sonra yoluna devam etmekte olan Sa´d´m arka sından koşmaya ve ona: "Ey Sa´d, görmek istemez misiniz, Allah duanı kabul etti!" diye seslenmeye başladılar. Sa´d da bunu, onlaıdan duymuş oldu."

(İşte bu olaydan sonra olacak ki, Sa´d, bir daha kimse hakkında kötü dua etmeyeceğine dair yemîn etmişti.) [9]



[6] Bunu, Ebû Amr ile Ebu´l-Ferec dahî rivayet etmişlerdir

[7] Muhıbbüddîn-i Taberî de bunu el-Riyâdu´n-Nadra adlı kitabında rivayet etmiştir. Fakat o, Sa´d´ı rahatsız eden bu kadının kendi kızı olduğunu andıran bir ifâde kullanmıştır. Yine o bu kitabında, Sa´d´m, oğluna da bedduada bulunduğunu rivayet etmiş ve oğlunun a-dının da Umeyr olduğunu söylemiş, sebebini de şöyle zikretmiştir: Bir gün Umeyr, kölesini amansız bir şekilde dövüyordu. Sa´d, oğlunu bundan ciddî bir şekilde nehyetti. Oğlu ise buna aldırmadı. Sa´d da bunun üzerine: "Allah senin kanını tepeden topuğuna akıtsın, emi!" di yerek bedduada bulundu. Sonra Umeyr´i, Muhtâr-ı Sekafî katletti."

Muhibbi Taberî, aynı zamanda bu her iki rivayetin el-Mellâ tarafından rivayet edilmiş olduklarını da, bu eserinde zikretmiştir.

[8] Sa´d bin Ebû Vakkas (r.a.) hazretleri, her ne kadar Ali ile Muâviye arasındaki olaylarda tarafsız kalmışsa da, Ali´yi çok sever ve takdîr ederdi. Onun hakkını ve fadlını itiraf eylerdi. Nitekim Müslim ve Tirmizî´nin rivayet ettikleri bir olayda, bunu gösterir. Şöyle ki: Muâviye ona demiş ki: "Ey Sa´d, seni Ali´ye sövmekten alakoyan şey nedir?" O da şu karşılığı vermiş: "Sen Ali´yi Ebû Türâb lakabıyla ayıplıyorsun, amma unutma ki, bu lakabı ona Sevgili Peygamberimiz vermiştir. Ben asla ona sövmem! O ki, Resûİüllah Efendimizin: "...Ey AIİ, senin benim yanımdaki durumun, Musa´nın yanında Harun´un durumu gibidir. Şu kadar var ki, benden sonra hiçbir peygamber gelmeyecektir!" iltifatlarına mazhar olmuştur. Sen bana dünyaları bağtşiasan dahî ben nasıl söverim o zâta ki, sevgili Resulümüz Hayber günü: "Ben, yarın şu sancağı, Allah´ı ve Resulünü seven birisine vereceğim1" buyurduğu zaman, hepimiz buna mazhar olmak istemiştik... Fakat Peygamberimiz: "Ali´yi bana çağırın!" buyurdu. Ali geldi, Peygamberimiz de sancağı ona verdi ve böylece onu, "Allah´ı ve O´nun Resûlü´nü seven adam" olarak da tanıtmış oldu. Şimdi ben, böyle bir zâta, kalkıp da nasıl sövebili rim?

[9] Ebû Amr´ın dediği gibi, Sa´d, gerçekten bedduasından korkulan ve hayır duası alınmak istenilen bir sahâbî idi.

Celaleddin es-Suyuti, Peygamberim...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Peygamberimizin Sa´d Bin Ebu Vakkas Hakkındaki Duası
« Posted on: 28 Mart 2024, 14:18:45 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Peygamberimizin Sa´d Bin Ebu Vakkas Hakkındaki Duası rüya tabiri,Peygamberimizin Sa´d Bin Ebu Vakkas Hakkındaki Duası mekke canlı, Peygamberimizin Sa´d Bin Ebu Vakkas Hakkındaki Duası kabe canlı yayın, Peygamberimizin Sa´d Bin Ebu Vakkas Hakkındaki Duası Üç boyutlu kuran oku Peygamberimizin Sa´d Bin Ebu Vakkas Hakkındaki Duası kuran ı kerim, Peygamberimizin Sa´d Bin Ebu Vakkas Hakkındaki Duası peygamber kıssaları,Peygamberimizin Sa´d Bin Ebu Vakkas Hakkındaki Duası ilitam ders soruları, Peygamberimizin Sa´d Bin Ebu Vakkas Hakkındaki Duasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes