> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Mucize Ve Büyük Özellikleri > Peygamberimizin Uman Meliki El-Cülendi´ye Yazdığı Mektub Ve Bu Sırada Vukua Gele
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Peygamberimizin Uman Meliki El-Cülendi´ye Yazdığı Mektub Ve Bu Sırada Vukua Gele  (Okunma Sayısı 1267 defa)
28 Aralık 2009, 14:31:48
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 28 Aralık 2009, 14:31:48 »



Peygamberimizin Uman Meliki El-Cülendi´ye Yazdığı Mektub Ve Bu Sırada Vukua Gelenler


Vüseyme, "el-Ridde" adlı kitabında îbn-iîshak´tan şu haberi verir: Peygamber (s.a.v.) Uman meliki el-Cülendfye mektub yazıp Amr bin el-As ile gönderdi ve onu îslâm´a davet etti. Amr gidip mektubu verdiği zaman o şu mukabelede bulundu: "Beni îslâm´a çağıran bu zât, okuma-yazma görmemiş bir peygamberdir. Öyle bir peygamber ki, ne ile emre derse onu herkesten evvel yapan odur. Neyi de yasaklarsa herkesten Önce ondan sakınan da odur! Düşmanlarıyla savaşırken üstün geldiğin de şımarmayan, yenilgiye uğradığı zaman da ümitsizliğe düşmeyen bir zâttır... Dâima hayrı emreden, sözünde duran, söz verdiği zaman yerine getiren bir zâttır! Kesinlikle inanıyor ve şehadet getiriyorum ki, bu zât, hak peygamberdir!"

Burada kısaca anlatılan bu kıssanın tamamım, Ibn-i Sa´d´ın, Amr bin el-As´in azadhsı Amr bin Şuayb tarikiyle sevkettiği haberden takib edebiliriz. Şöyle ki: Peygamber (s.a.v.) Uman melikine mektub yazıp Amr bin el-As ile gönderdi. Bu mektub şöyle idi:

Rahman ve Rahîm olan Allah´ın adı ile. Abdullah´ın oğlu ve Al lah´ın resulü Muhammed´ten el-Cülendî´nin iki oğlu Ceyfer ve Abd´e... Allah´ın hidâyetini kabul edenlere selam olsun! İmdi Ben sizi îslâm´a erdiren Kelime-i Şehadet´e çağırıyorum! Müslüman olup selâmete eri niz! Zira Ben, bütün insanlara gönderilmiş bir peygamberim... Eğer sizler müsîüman olursanız, Umân´da sizi vâlî olarak bırakırım. Eğer İslâm´ı red ederseniz, mülkünüz kesinlikle elinizden gider, atlı askerle rim gelip orasını elinizden alırlar... Ve islâm orada da yayılmaya baş lar...."

Hz. Peygamberin bu mektubunu Übeyy bin Ka´b yazıp mühürledi. Mektubu alarak Uman Emirliğine giden Amr bin El-As, kıssanın geri sini şöyle anlatmaktadır: Oraya vardığım zaman, iki kardeşten Abd, daha yumuşak olduğu için önce ona gittim. Kendisine ve kardeşi Cey-fer´e Resûlüllah´ın elçisi olarak geldiğimi söyledim. Abd de bana dedi ki: Kardeşim benim büyüğümdür, ben seni ona ulaştırırım. Mektubunu ona kendin okursun..." Sonra bana: "Peki, senin bizleri davet ettiğin şeyin esası nedir?" diye sordu. Ben de kendisine: "Ben sizi, Allah´ın varlığına ve birliğine, Allah´tan başka ilah olmadığına inanmaya, Allah´tan başka ibâdet olunmakta olan şeylerin terkedilmesine, Muhammed´in de Al lah´ın Resulü olduğuna inanmaya çağırıyorum!" Bunun üzerine Abd bana dedi ki:

"Ey Amr, sen gerçekten kavminin efendisi olan bir zâtın oğlu idin. Peki senin efendi baban ne yaptı? Çünkü biz bunu öğrenmek ve bu hu-suta babana uymak isteriz...." Onun bu sorusuna karşılık ben de dedim ki:

"Babam, Peygamber Muhammed (s.a.v.)´e imân etmeden öldü. Fa kat ben, onun îmân etmiş olarak Ölmesini çok isterdim... Ben dahî, Al lah´ın bana hidâyet buyurduğu zamana kadar hep babam gibi düşünmüştüm.." Benim bu sözüm üzerine Abd: "Peki sen, ne zaman müslümanhğı kabul ettin?" diye sordu. Ben de şu cevabı verdim: "Ben müslüman olalı, fazla bir zaman geçmedi. Ben Habeş Kralı´nın yanında müslüman oldum... Necaşî, kendisi dahî müslümanhğı kabul etti..." Bunun üzerine Abd, "Peki, Necaşî´nin müslümanhğı kabul etmesinden sonra halk onun hükümdarlığına itirazda bulunmadı mı?" diye sordu. Ben de "Hayır" diye cevab verdim. O tekrar sordu:

- Peki, metropolitler ve râhibler de mi itiraz etmediler?

- Hayır, itiraz etmediler...

- Yâ Amr, sen ne dediğini bilmiyor musun? Unutma ki, bir insan için yalan söylemek kadar utanılacak bir şey yoktur!

- Ben sana yalan söylemiyorum! Sonra benim dînimde yalan söy lemek de helâl değildir.

- Peki, peygamberiniz sizlere neleri emrediyor, neleri nehyediyor? Bana bu hususta da bilgi verir misin?

- Yüce ve büyük olan Allah´a itaat edip isyan etmemeyi, akrabayı görüp gözetmeyi, kim olurlarsa olsunlar Allah´ın kullarına iyilik etmeyi emrediyor! îşte şunları da nehyediyor: Zulüm, düşmanlık, zina, içki, taşlara ve putlara tapınmak, boyuna salîb, haç takınmak veya ona ta pınmak, işte bunlar da O´nun başlıca yasakladığı şeylerdir...."

- O´nun insanlara olan daveti, gerçekten ne kadar da güzelmiş! Eğer kardeşim sözüme baksa, atlarımıza binerek yola çıkar ve Muham-med´e varıp O´nun huzurunda müslüman oluruz... Fakat kardeşim, mülküne çok haristir. Böyle bir şeyi kabul edeceğini sanmıyorum... Çünkü o, hep baş olmak ister, kuyruk olmayı kabul etmez...

- Eğer müslüman olursa, Resûîüllah Efendimiz kendisini mülkün de bırakır, insanların zenginlerinden zekatı toplar, fakirlerine verir...

- Bu söylediğin de gerçekten çok güzel bir şey... Bunu biraz izah eder misin?

- Yirmi miskâl altının, iki yüz dirhem gümüşün, beş devenin, kırk koyun veya keçinin, otuz sığırın zekatı vardır...

- Yâ Amr, ben bizim insanların bunları yâni, islâm´ı kabul etmediği takdirde sizin peygamberinizin bu kadar uzaklardan atlılar gönderip burayı emri altına alabileceğine ihtimal vereceklerini sanmıyorum."

Ben, bir müddet onun yanında kaldım. O, benden aldığı haberleri gidip kardeşine ulaştırdı. Sonra kardeşi beni huzuruna çağırdı. Bu sı rada onun adamları beni kolumdan sıkıca tutmuştu. Ceyfer, "Bırakınız" dedi, bıraktılar. Gidip yanma oturmak istedimse de buna müsâade et mediler. Ceyfer, konuşmamı emretti. Ben de Hz. Peygam^er´in mektubunu çıkarıp kendisine verdim. O da mektubu sonuna kadar okudu. Sonra mektubu, kardeşi Abd´e verdi. O da bunu, sonuna kadar okudu. Bu sırada büyük kardeş olan Ceyfer bana: "Peki, Kureyş´in bu husustaki durumu nedir?" diye sordu. Ben de kendisine bütün Kureyş´in O´na tabî olduklarını, gerek istiyerek, gerek istemiyerek islâm´a teslim oldukları nı haber verdim. Bunun üzerine Ceyfer, "O´nun yanında şimdi kimler var?" dedi. Ben de: "Müslümanlar! Zira insanlar İslâm´a çok rağbet etti ler, diğer dinleri bırakıp İslâm´ı tercih ettiler... Allah´ın kendilerine hi dayet vermesiyle beraber akıllarıyla da bildiler ki, daha önceki din ve inançları hep bâtıl imiş. İslâm ise yegâne hak din imiş! Şimdi senden başka şu kargaşa içinde kalan hemen yok gibidir... Eğer bugün müslü-man olmazsan, O´nun orduları gelip seni ayaklar altında çiğneyecektir! Haydi müslüman ol da, selâmet bul! Bu takdirde kavminin üzerindeki hükümdarlığın da devam edecektir...."

Benim bu Fözlerim üzerine bana: "Sen, bugün git, yarm sabah gel diğinde görüşelim" dedi. Ben de oradan ayrıldım. Sonra onun kardeşi Abd ile görüştüğümde o bana: "Yâ Amr, kardeşimin müslüman olacağını ümîd etmekteyim" dedi... Ertesi günü gittiğimde Ceyfer beni kabul et medi. Dönüp kardeşini gördüm. O da beni onun huzuruna çıkardı. Fakat Ceyfer bana dedi ki:

"Ey Amr, senin bizi davet ettiğin şey üzerinde uzun uzadıya dü şündüm. Aramızdaki bu kadar uzaklığa rağmen, peygamberinizin bu raya atlılar göndereceğine hiç ihtimal vermiyorum. Şayet O´nun askerleri buraya kadar gelmiş olsalar, şimdiye kadar karşılaştıkları as kerlere benzemeyen askerlerle karşılaşacaklardır! Onlarla olacak sava şımız çok çetin olacaktır!...."

Ben de Ceyfer´in bu sözlerine şu karşılığı verdim:

- Karar sizindir! Ben yarm erkenden yola çıkıyorum!

Ben onun yanından ayrıldım. Kardeşi Abd ile başbaşa kaldılar. Uzun müddet görüştüler... Ertesi günün sabahında bana haber geldi ve ben Ceyfer´in huzuruna çıktım. Bana dedi ki:

- Ey Amr, ben ve kardeşim, İslâm´ı kabul etmeğe karar verdik. Şehâdet getirip müslüman oluyoruz!

Böylece onlar müslüman oldular ve müslümanca hüküm vermem, zekâtın tahsil ve taksimini yapmam için benim orada kalmamı, bu hu susta kendilerine yardımcı olmamı istediler... Ben de orada kaldım... Şayet bana muhalefet eden olursa, her ikisi de bana bu hususta yardımcı oldular...

(Olayı bu şekilde kendisi nakleden Amr bin el-As; Peygamber E-fendimiz´in irtihaîine kadar Umân´da kaldı. Tabiî bu, Peygamber Efen-dimiz´in izniyle olmuştur...) [15]






[15] Mevahıb-i Ledünniye Şerhi Zerkânı, 3/350-355.

Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 2/28-30.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Peygamberimizin Uman Meliki El-Cülendi´ye Yazdığı Mektub Ve Bu Sırada Vukua Gele
« Posted on: 19 Nisan 2024, 21:54:26 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Peygamberimizin Uman Meliki El-Cülendi´ye Yazdığı Mektub Ve Bu Sırada Vukua Gele rüya tabiri,Peygamberimizin Uman Meliki El-Cülendi´ye Yazdığı Mektub Ve Bu Sırada Vukua Gele mekke canlı, Peygamberimizin Uman Meliki El-Cülendi´ye Yazdığı Mektub Ve Bu Sırada Vukua Gele kabe canlı yayın, Peygamberimizin Uman Meliki El-Cülendi´ye Yazdığı Mektub Ve Bu Sırada Vukua Gele Üç boyutlu kuran oku Peygamberimizin Uman Meliki El-Cülendi´ye Yazdığı Mektub Ve Bu Sırada Vukua Gele kuran ı kerim, Peygamberimizin Uman Meliki El-Cülendi´ye Yazdığı Mektub Ve Bu Sırada Vukua Gele peygamber kıssaları,Peygamberimizin Uman Meliki El-Cülendi´ye Yazdığı Mektub Ve Bu Sırada Vukua Gele ilitam ders soruları, Peygamberimizin Uman Meliki El-Cülendi´ye Yazdığı Mektub Ve Bu Sırada Vukua Geleönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes