๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mucize Ve Büyük Özellikleri => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 31 Aralık 2009, 23:45:16



Konu Başlığı: Peygamberimizin, Ebû Zerr'in Hâlini Haber Vermesi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 31 Aralık 2009, 23:45:16
Peygamberimizin, Ebû Zerr'in Hâlini Haber Vermesi


Sahihtir kaydiyle Hâkim ve Beyhakî Ümmü Zerr´den şöyle rivayet ederler: "Vallahi Ebu Zerr´i Osman sürgün ederek Medine´den uzaklaş-tırmış değildir. Bilakis bunun sebebi, Resûlullah´m (s.a.v.) ona hitaben: "Ey Ebu Zerr, Medine´de yapılan evler tâ Sel´ Dağına kadar uzanırsa, hiç durmayıp Medine´den ayrıl!" İşte Ebu Zerr de, evlerin tâ oralara kadar uzandığını görünce Medine´yi terk etti ve Şam´a gitti."

Yine Hâkim ile Ebu Nuaym Ümmü Zerr´den şu haberi nakletmeş-lerdir: "Ebu Zerr ağır hastalandığı zaman, vefatını yakın görüp şöyle konuştu: "Bir gün ben, bir topluluk içindeydim. Peygamberimiz bize hitaben buyurdu ki: "içinizden biri tenhâ bir yerde vefat edecek, mü´minlerden bir topluluk da gelip onun cenazesine şahit olacaktır!" Bakıyorum da şimdi, o arkadaşlardan her biri bir kasabada veya bir topluluk içinde vefat etmiş durumda. Tenhâda ve yalnız olarak vefat e-decek kişi, bu durumda ben oluyorum." Ben kendisine dedim ki: "İyi amma şimdi herkes hacca gitti, yollarda kafilelerin arkası kesildi, senin cenazene şahit olacak bir cemâat nereden gelecek?" Derken bir kafile göründü bile. Hızla yanımıza geldiler. Vefat etmek üzere bulunan Ebu Zerr´in vefatına ve cenazesine şahit oldular ve onu defnettiler."

1 Ebu Nuaym ve îbn-i Asâkır´in bizzat Ebu Zerr´den rivayet ettikle rine göre o şöyle demiştir: "Peygamber (s.a.v.) bana, onların beni öldüre-meyeceklerini, fitneye düşüremeyeceklerini, dînimden ayıramacayakla-rım benim yalnız olarak islâm´a girdiğim gibi yalnız olarak öleceğimi, kıyamet gününde de yalnız olarak dirileceğimi haber verdi." [119]

Yine Ebu Nuaym´ın Esma bint-i Yezîd´den naklettiği bir haber de şöyledir: Peygamber (s.a.v.) Mescid´e gittiği zaman, Ebu Zerr´in orada uyumakta olduğunu görmüş, ona demiştir ki: "Demek sen burada mı u-yuyacaksın?" Ebu Zerr de şu karşılığı vermiştir: "Benim başka evim yok ki!" Bunun üzerine Hz. Peygamber kendisine: "Peki ileride seni buradan çıkardıkları zaman senin hâlin nolacak?" buyurmuş, Ebu Zerr de: "Çıkar Şam´a giderim" demiş. Peygamberimiz: "Peki oradan da çıkarırlarsa?" buyurmuş. Ebu Zerr de: "Tekrar Medine´ye gelirim" demiş. Peygambe rimiz: "Peki ey Ebu Zerr, Medine´den ikinci defa çıkarırlarsa, ne yapa­caksın?" buyurmuş. Bunun üzerine Ebu Zerr: "Kılıcımı çeker ölünceye kadar onlarla dövüşürüm" cevabını vermiştir.

Hz. Peygamber ise kendisine: "Ben seni, bundan daha hayırlısına delâlet edeyim mi? Onlar seni nereye yollamak isterlerse oraya gider, onlara itaat edersin ve bu hususta tâ bana kavuşuncaya kadar devam edersin!" buyurmuştur.

Haris bin Ebu Üsâme, Ebu´l-Müsennâ el-Müleykî´den şu haberi nakletmiştir: "Peygamber (s.a.v.) ashabının yanma çıktıkları zaman, onlara hitaben:

"Uveymir ümmetimin hakimi, Cündüb ise ümmetimin tarîdidir (toplumdan çıkarılmış, uzaklaştırılmıştır)! Cündüb; yalnız olarak yaşar, yalnız olarak ölür ve kendisi için, yalnız Allah kâfidir!" [120]

îbn-i Sa´d´ın Muhammed îbn-i Şîrînden naklettiği haber de şöyle dir: Peygamber (s.a.v.), Ebu Zerr´e hitaben: "Eğer yapılan binaların Sel Dağı´na kadar uzandığım görürsen Medine´den çık!" buyurmuş, bunu buyururken de eliyle Şanı tarafını işaret etmiştir. Ayrıca: "Onların seni kendi hâline bırakacaklarını da zannetmiyorum!" buyurmuştur. Bunun üzerine Ebu Zerr: "Peki yâ Resûlellah, Senin emrinle benim arama gi renlere karşı kılıcımı çekip mücâdele edeyim mi?" demiş, Hz. Peygamber de: "Hayır, hayır; bilakis onları dinle ve onlara itaat et! isterse başındaki âmir, habeşli bir köle olsun!" buyurmuştur.

Peygamberimizin dediği olduğu zaman Ebu Zerr, Medine´den ay rılıp Şam´a gitmiştir. O Şam´da iken, oranın valisi Muâviye, halîfe Os man´a bir mektub yazmış ve bu mektubunda: "Ebu Zerr, Şam´da insanları ifsâd ediyor!" diyerek şikayette bulunmuştur. Osman da ken disini Medine´ye çağırmıştır. Sonra Ebu Zerr Medine´den çıkarak Rab-ze´ye gitmiştir. Kendisini oraya süren Osman´ın bir adamı, onun üzerinde nöbet tutardı. Namaz vakti olunca Ebu Zerr o adama: "Haydi öne geç, namazı kıldır! Zira ben habeşli bir köle bile olsa, basımdaki a-dama itaat etmekle emrolundum! Nitekim sen de habeşli bir kölesin!" dedi ve onu imamlığa geçirip onun arkasında namazını laldı." [121]



[119] O bu sırada Tebük Gazvesi´ne arkadan yetişmekte idi

[120] Uveymir, Ebu´d-Derda´nın adıdır ve o, Uveymir bin Mâlik´tir. Cündüb de Ebu Zerr´in adıdır ve o, Cündüb bin el-Seken´dir (Cündüb bin Cenâde diyenler de vardır.) Bu hadîsi rivayet eden Haris bin Ebu Üsâme ise, Zehebî´nin dediğine göre, hadiste âlim ve arif bir zâttır ve Müsned sahibidir. Maruz kaldığı tenkidler ise, bir mesnede dayanmamaktadır

[121] Ebu Zerr´in Rabze´ye sürülmesi şöyle olmuştur: Muâviye Şam´da vali idi. Ebu Zerr Şam´a geldikten sonra insanları, israfil ve lüks hayâtı terketmeğe çağırdı. Zenginlerin mal biriktirmesine karşı da şiddetli bir savaş başlattı. Muâviye ise bundan korktu ve hükümetinin zor duruma düşeceğinden endîşe etti. Durumu halîfeye yazdı. Halîfe Osman da bunun üzerine Ebu Zerr´İ Medîne´ye çağırdı. Sonra Medîne´den Rabze´de mecburî ikâmete gönderdi.

Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 2/247-249