๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mucize Ve Büyük Özellikleri => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 08 Ocak 2010, 22:45:02



Konu Başlığı: Peygamberimizin, Ashabı İle İstişarede Bulunmasının Kendisine Vacib Kılınması
Gönderen: Sümeyye üzerinde 08 Ocak 2010, 22:45:02
Peygamberimizin, Ashabı İle İstişarede Bulunmasının Kendisine Vacib Kılınması


Peygamberimizin üzerine vâcib kılınan Özelliklerden biri de, O´nun ashabı ile istişarelerde bulunmasıdır. Nitekim Yüce Allah bir âyetinde şöyle buyurmaktadır: "...Ve yapacağın işler hakkında da on larla istişarelerde bulun..." [6]

îbni Adiyy ve Beyhaki´nin konuyla ilgili îbni Abbas´tan naklettik leri hadîs şöyledir; Bu âyet-i celîle nazil olduğu zaman, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular:

"Aslında Allah ve resulü, istişarede bulunmaktan ganîdirler! Fa kat yüce Allah bunu, bize emretmekle; ümmetim için bir rahmetin te cellîsine vesîle kılmıştır."[7]

Hâkim Tirmizî´de Aişe´den şöyle nakletmiştir: Bir defasında Pey gamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Allah bana, farzların aynen edâ edilip yerine getirilmesini emrettiği gibi, insanlarla istişarede bulunup onları güzelce idare etmemi de emretmiştir." [8]

îbni Ebû Hatim de bu konuda Ebû Hüreyre´den şu rivayette bulu nur: "Ben, Resûlüllah´m (s.a.v.) ashabı ile istişare ettiği kadar, bir baş-´ kasının istişareye önem verdiğini hiç görmedim!" [9]

Hâkim Ali´den rivayetle Peygamberimiz´in şöyle dediğini nakleder: "Eğer ben, istişare etmeksizin yerime geçecek olan halîfeyi tâyin edecek olsaydım, hiç şüphesiz Ümmü Abd´in oğlunu (Abdullah tbni Mes´ûd´u) tâyin ederdim!" [10]

Ahmed, Abdurrahmân bin Ganem´den rivayet eder: O şöyle de miştir: Peygamber (s.a.v.), Ebû Bekir ve Ömer´e hitaben şöyle buyurdu: "Eğer siz ikiniz bir iş üzerine ittifak ederseniz, ben size muhalefet et mem!" [11]

Hâkim, Hubâb bin Münzir´den şöyle nakleder; "Ben, Feygamber´e (s.a.v.) iki hususu işaret ettim (tavsiyede bulundum.) O da bu her iki hususu kabul buyurdu. Birincisi: Bedir´e kendisiyle beraber ben de çık mıştım. Askerini suyun beri tarafına yerleştirdiği zaman, ben kendisine yaklaşıp: "Ey Allah´ın Resulü, siz askeri buraya Allah´tan aldığınız bir vahye dayanarak mı, yoksa kendi düşünce ve tedbîriniz olarak mı yer­leştirdiniz?" dedim... O da bana: "Kendi düşüncem olarak yâ Hubâb!" diyerek cevap verdi. Ben de bunun üzerine dedim ki: "Ey Allah´ın Resulü, doğru olanı; askerini suyun öbür tarafına yerleştirip suyu ar kamıza almamızdır. Bu suretle suyun bulunduğu yeri, kendi kontrolü müzde tutmuş oluruz." Peygamberimiz, benim bu tavsiyemi derhal kabul buyurdu.

ikincisi: Cebrail gelip O´na sormuş: "Ey Allah´ın Resulü, siz, dünyâda ashabınızla birlikte olmayı ve kalmayı mı tercîh edersiniz, yoksa Rabbiniz´e dönüp O´nun size va´d buyuduğu Naîm cennetinde bu lunmayı mı?" O, bu hususu ashabı ile istişarede bulundu. Ashâb da: "Ey Allah´ın Resulü, şüphesiz bizler seninle beraber olmayı severiz. Bize ilâhî vahiy olarak verdiğiniz haberleri vermeye devam eder, düşmanla­rımızın eksik taraflarından bizleri haberdâr kılar, aynı zamanda Al lah´ın bize yardımcı olması için hakkımızda duacı olursunuz" dediler. Bu sırada Resûlüllah bana hitaben: "Sen ne diye konuşmuyorsun, yâ Hubâb" buyurdu. Ben de dedim ki: "Ey Allah´ın Resulü, sen, Rabbinin senin için seçtiği hangisi ise, onu seç." Resûlüllah, benim bu tavsiyemi de kabul buyurdu."

îbni Sa´d da Yahya bin Saîd´den şöyle rivayette bulunur: Bedir Günü Peygamber (s.a.v.) insanlarla istişarede buludu. Bu sırada Hubâb bin Münzir ayağa kalkıp dedi ki: "Biz, savaş bakımından tecrübeli kim seleriz. Buradaki irili ufaklı kuyulan kapatıp kaybetmeliyiz. Büyük ku yuyu bırakıp başında nöbet tutmalı ve bu kuyunun ileri tarafında da düşmanı karşılamalıyız... En uygunu, böyle yapmaktır." (Peygamberi miz de onun bu tavsiyesini kabul etmiştir.)

Sonra peygamberimiz, ashabı ile Kurayza Gününde de istişarede bulundu. Yine Hubab bin Münzir ayağa kalkıp: "Evlerin Ön tarafında mevzilenmeli ve oradakilerden düşmana gidecek olan haberi de kesmiş olmalıyız." Resûlüllah (s.a.v.), onun bu fikrini de kabul buyurmuştur.

Hâkim, Abdü´l-Hamid bin Ebû Abs tarikiyle onun büyük dedesin den bir haber nakleder. Buna göre Resûlüllah Efendimiz şöyle buyur muştur: "Kâ´b bin Eşrefin, kim benim için hakkından gelecek? Çünkü o Allah ve Resulüne çok ezâ verdi!" Muhammed bin Mesleme, bunun üze rine sordu: "Ey Allah´ın Resulü, onu öldürmemi ister misin?" Peygam berimiz de: "Madem bu hususta Sa´d bin Muâz´a git de onunla istişarede bulun!" buyurdu. O da gidip onunla istişare etti... Sa´d bin Muâz da, durumu değerlendirip: "Haydi, Allah´ın lütfedeceği bereket ve başarı ü-zerine, yürü ve vazifeni yerine getir!" dedi. (O da, Silkân bin Selâme, Abbâd bin Bişr ve Haris bin Evs gibi arkadaşlarını alarak gitti ve Al lah´ın düşmanının hakkından geldiler.)[12]

îmâm-ı Mâverdî der ki: "Peygamberimiz´in hangi hususlarda ashabı ile istişare etmekle me´mûr bulunduğunda, âlimlerimizin ihtilâfı olmuştur. Bâzıları: "Bu, sâdece harb ve düşmanlarıyla ilgili hususlarda idi" demiştir. Bâzıları ise: "Gerek harb ve dünyâ işlerinde, gerekse dîn işlerinde olsun, ashabı ile istişarede bulunmuştur" demiştir. Bâzıları ise: "Dîn işlerinde olan istişaresi; onları ilahî ahkâmın sebeb ve hikmetleri üzerinde uyarıp yetiştirmek, ictihâd yollarını onlara öğretip onları müctehid mertebesine ulaştırmak için idi" demişlerdir."[13]



[6] Aİ-İ imran suresi, 159

[7] Ibni Kesir der ki: "İslâm fukahâsı bu konuda ihtilâf etmişlerdir. İstişarede bulun­mak Peygamberimiz´in üzerine vâcib mi idi, yoksa ashabının gönüllerini almak için mi bu nunla emrolunrnuştu?" Bence daha kuvvetli olan, ikinci görüştür. O halde istişarede bulunmayı, Peygamberimiz´in özellikleri arasında saymak, doğru değildir. Zira bu ümmetten her bir kişiye de, istişarelerde bulunması, önemle tavsiye edilmiş bulunan bir husustur.

[8] Tirmizî, bu rivayetin garîb olduğunu söylemiştir

[9] Evet, Peygamber Efendimiz ashabı ife pek çok defalar istişarede bulunmuştur: Bedir Harbi sırasında harb başlamadan iki defa istişarede bulunmuş harbe karar verilince askerini nereye mevzîlendireceği hususunda da İstişare etmiştir. Uhud´da dahî, şehir dışına çıkıp çıkmama hususunda istişarede.bulunmuş, Hendek Savaşı sırasında Gatafânlılar ile sujh yapılıp yapılmaması hakkında istişarede bulunmuş, Hubeybiye´de ve ifk (iftira) ola yında da istişarelerde bulunmuştur. Bu husustaki âyetin emri ve bütün bunlar; istişarenin İslâm´daki önemini gayet açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

[10] Tirmizî de bunu, Ali´den rivayet etmiştir. Ancak onun rivayet metninde şöyle de nilmiştir: "Eğer ben, meşveret etmeksizin üzerinize bir emîr tâyin edecek olsaydım, muhak kak Ümmü Abd´in oğlunu tâyin ederdim."

[11] Ahmed´in bu rivayetinde, Şehr bin Havşeb de vardır. Onun zayıf bir ravî olduğu ise malumdur

[12] Siyer-i İbn Hişam, 3/58. Mısır, 1355

[13] Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 2/444-446.




Konu Başlığı: Ynt: Peygamberimizin, Ashabı İle İstişarede Bulunmasının Kendisine Vacib Kılınması
Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 23 Şubat 2015, 16:25:37
Esselamu aleykum ve rahmetullah;
îmâm-ı Mâverdî der ki: "Peygamberimiz´in hangi hususlarda ashabı ile istişare etmekle me´mûr bulunduğunda, âlimlerimizin ihtilâfı olmuştur. Bâzıları: "Bu, sâdece harb ve düşmanlarıyla ilgili hususlarda idi" demiştir. Bâzıları ise: "Gerek harb ve dünyâ işlerinde, gerekse dîn işlerinde olsun, ashabı ile istişarede bulunmuştur" demiştir. Bâzıları ise: "Dîn işlerinde olan istişaresi; onları ilahî ahkâmın sebeb ve hikmetleri üzerinde uyarıp yetiştirmek, ictihâd yollarını onlara öğretip onları müctehid mertebesine ulaştırmak için idi" demişlerdir."[13]

Peygamber efendimiz sallahu aleyhi ve sellem ashabı olsun,ondan büyükler olsun,ondan küçükler  olsun yine de savaş ile ilgili ,din işleriyle ilgili istişare yapardı ve işine öyle karar verirdi.Rabbim onun gibi istişare edip doğru karar vermeyi nasip etsin inşallah.