๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mucize Ve Büyük Özellikleri => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 31 Aralık 2009, 16:06:40



Konu Başlığı: Peygamberimizin, Arap Yarımadasında Ebediyen Puta Tapılmayacağını Haber Vermesi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 31 Aralık 2009, 16:06:40
Peygamberimizin, Arap Yarımadasında Ebediyen Puta Tapılmayacağını Haber Vermesi


Müslim Câbir bin Abdullah´tan şu hadîsi rivayet etmiştir: "Şeytan gerçekten şu Arap yarımadasında puta tapılmasından ümidini kesmiş tir. Fakat müslümanlarm arasında tahrişte bulunmaktan ümidi kesmiş değildir. Sizleri birbirinize karşı tahrik ederek aranızı açıp ifsâd eder. Buna çok dikkat etmelisiniz!" [104]

Beyhakî Müstevrid´in şöyle dediğini nakleder: "Ben, Peygamber´in (s.a.v.) şöyle dediğini işittim: "Ey müslümanlar, sizlere karşı düşmanlığı en şiddetli olanlar, Rumlardır. Onlar, tâ kıyamete kadar helak da ol mazlar." [105]





[104] Peygamberimiz bunu, veda haccı sırasında irâd buyurmuştur

[105] Hadis´te geçen Rumlardan maksat; elan Avrupa ve Amerika´da yaşıyan insanlar olabilir ki onların Haçlı Seferleri denilen savaşlarla İslâm alemine neler ettikleri ve çektirdik leri, târihen bilinen bir husustur. Nihayet onları, işgal ettikleri islâm topraklarından büyük islâm Kahramanı Salâhaddîn-i Eyyûbî def etmiştir. Sonra Birinci Cihan Harbi gelip çatmış, Türk Devleti zayıflayıp çökmüş. Bunu fırsat bilen haçlılar, yine pek çok islâm ülkesine girip oraları işgal ve istismar etmişlerdir. Fakat Türkler, Allah´ın yardımı İle ayağa kalkıp yeniden İstiklâllerini kazanmışlardır. Avrupalılar bu sırada, Türklerin bu başarısı için, "hasta adamın ayağa kalkışı" tabirini kullanmışlardır.

Sonra çeşitli Arap-İslâm toplulukları ayaklanıp istiklâllerini kazanmak üzere amansız bir mücâdeleye koyulmuşlar ve sonunda istiklâllerini kazanıp Avrupa´nın askerî istilâ ve ta sallutundan kurtulmuşlardır. Bu sefer de Avrupalılar; İslâm ülkeleri ve toplulukları için bir ta kım kaideler koyup ileri sürdüler. Öyle kaideler ki bunlar; yine Avrupalıların İslâm alemindeki baskı ve sömürülerini devam ettirme hedefine yöneltilmiş vaziyettedir. Bu yetmiyormuş gibi, bir de İslâm aleminin tam kalbinde Isrâîl diye bir devlet kurdular ki, bununla devamlı bir şe kilde müslüman ülkelerin güvenlik ve selametini tehdîd edip duracaklardır. Bütün bu durum lar, yukarıdaki hadîsin haber verdiği mânâya ne kadar da uygun düşmektedir. Anlaşılan ve görünen de odur ki: Koskoca islâm aleminin, tâ kıyamete kadar Avrupa emperyalizminden daha nice çekecekleri vardır

Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 2/238.