๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mucize Ve Büyük Özellikleri => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 22 Aralık 2009, 15:25:40



Konu Başlığı: Peygamberimiz´in Adının Bazı Eski Taşlar Üzerinde Nakşedilmesi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 22 Aralık 2009, 15:25:40
Peygamberimiz´in Adının Bazı Eski Taşlar Üzerinde Nakşedilmiş Olarak Bulunmuası:

îbn-i Asakir Hasan tarikiyle Süleyman´dan nakleder. O demiş ki: "Bir gün Ömer bin el-Hattâb Ka´b´a kitaben: "Peygamberimiz´in doğumundan önceki faziletleri hakkında ne dersin?" diye sormuştu. Ka´b da: "Evet ey mü´minlerin emiri, ben okuduğum kitablarda görmüştüm: İbrahim (a.s.) bir gün bir taş bulmuş ve bu taşda dört satır yazı olduğunu görmüş. Bu satırlarda sırası ile şunlar yazılı imiş:

"Ben Allah´ım, Ben´den başka ilâh yoktur! O halde sadece bana ibâdet et!"

"Ben Allah´ım, Ben´den başka ilâh yoktur! Muhammed de benim Resûlümdür! O´na inanan ve uyan kimseye ne mutlu!"

"Gerçekten Ben Allah´ım ve Ben´den başka hiçbir ilâh da yoktur! Bana bağlanan kurtuluşa erer."

"Ben Allah´ım. Ben´den başka ilah yoktur. Harem-i Şerif ve Kabe, Benim içindir! Beytime giren azabımdan emin olur!"

(Kab´ın ve emsalinin bu ve benzeri haberleri karşısında ihtiyatı seçer, "doğrusunu Allah bilir" diyerek tevakkuf eyleriz.)

Beyhaki ve Târih´inde Buhari Muhammed bin el-Esved´den naklederler. O da babasının babasından nakleder. Şöyle ki: Onlar bir gün üzerinde kitabesi bulunan bir taş bulmuşlar. Kureyş bu taşı okutmak için bir adam çağırmış. Adam o taşı iyice süzdükten sonra demişki: "Ben bu taşdaki yazıyı size okusam, siz beni öldürürsünüz!" Biz bu taşdaki yazının Muhammed hakkında olduğunu zannettik amma, bunu söyleyemedik..."

Ebû Nuaym, Ebû Hureyş´in oğlu Hureyş´ten, o da Talha´dan nakleder. O şöyle demiştir; "İlk yıkılması zamanında Beyt´in taşlarından biri yerde gömülü olarak kalmış.. Bu taş ele geçtiği zaman Kureyş bir adam çağırıp ondaki yazının okunmasını istemiş. Adam da okumaya başlamış.. Şöyle ki: "Benim seçilip beğenilmiş, tâm tevekkül ve inâbe eden kulum! Doğumu Mekke´de, hicreti de Medine´ye olacak.. O, eğri yolu iyice doğrultmadan, "Lâ ilahe illallah Muhemmedün Resülüllah!" tevhidine şehâdeti hâkim kılmadan düııyadan\ayrılmıyacaktır.. O´nun ümmeti, "Ümmet-i Hammâdûn" olacaktır! Her hal ü kârda hamdedecekler, üzerlerine basit gömlek giyecekler, el ve yüzlerini tertemiz tutacaklardır..."

îbn-i Asâkir Ebut-Tayyib el-Mukri´den nakleder. O demiştir ki: "Amûriye fethedildiği zaman oradaki kiliselerden birinde buldukları bir yazıda şunlar yazılı imiş: "Sonradan gelen nesillerin en kötüsü, önceki nesillere sövüp küfredenidir. Halbuki o hayırlı geçmişlerden biri, sonrakilerin bin tanesinden daha hayırlıdır. Ey Gâr´da arkadaşlık eden (Ebû Bekir), haklı olarak övünme kerametine sen nail oldun! Zira Kâdir´i Mutlak olan Melik, seni övmüştür. Çünkü o, gönderdiği elçisine indirdiği kitabta: "İkisi birlikte Gâr´da iken, ikinin ikincisi" buyurmaktadır[48]

"Ey Ömer, sana da ne mutlu! Sen bir vali değil, bir vâlid (baba) oldun... Ey Osman, sana da mutluluklar! Fakat onlar seni haksız yere öldürecekler. Sen jse ey Ali, iyilerin önderi, Resûlüllâh´m davasının dâvâcısısm... Şu, Gâr´daki can yoldaşı, şu iyilerden biri, şu şehirlerin imdatcısı, şu da iyilerin öncüsü... Hepsine ne mutlu! "Bunları kötüleyenlere Allah´ın laneti olsun!,.." Ben, bunları bize okuyan kilise papazının arkadaşına yaklaşıp sordum: "Bu yazı, kaç yıldır kilisenizin kapısında bulunmaktadır?" O, iyice ihtiyarlamış ve yaşlılıktan kaşları gözleri üzerine dökülmüş bulunan papaz, soruma cevapla dedi ki: "Sizin peygamberiniz gönderilmezden iki bin sene evvel!"

Ebû Muhammed el-Cevherî "Emâlî" adlı kitabında Yahya bin Yemân´dan nakleder. O demiştir ki: "Birgün ben Benî Selîm´in mescidinde idim. Buranın imamı bana dedi ki: "Bizden bâzı ihtiyarlar, Rûm diyarına gitmişlerdi. Onların kiliselerinin birinde aynen şöyle yazılı imiş: "Bir ümmet ki, Hüseyn´i katleder; acaba bunlar hesâb gününde onun dedesinden şefaat umarlar mı?" Bizimkiler onlara demişler ki: "Bu yazı, kaç yıldır burada bulunmaktadır?" Onlarda demişler ki: "Sizin Peygamberinizin çıkışından altı yüz sene evvel bu yazı, yine burada idi." [49]




[48] Tevbe suresi, 40

[49] Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 1/74-77.