๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mucize Ve Büyük Özellikleri => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 24 Aralık 2009, 23:58:41



Konu Başlığı: Osman Bin Affan'ın Müslüman Oluşu Hakkında Vukua Gelen Fevkaladelik
Gönderen: Sümeyye üzerinde 24 Aralık 2009, 23:58:41
Osman Bin Affan'ın Müslüman Oluşu Hakkında Vukua Gelen Fevkaladelik


îbn-i Asâkır´in tahricine göre Osman binAffân (r.a.): "Ben câhiliye zamanında kadına düşkün biriydim... Bir gün ben, Kabe yakınında Kureyş´le birlikte oturuyordum. Birisi gelip: "Muhammed, kızı Rukiyye´yi amcası Ebû Leheb´in oğlu Utbe ile nikahladı" diye bir haber getirdi. Ben bu habere üzüldüm, zira Rukiyye çok güzeldi ve ben Utbe´den evvel davranıp onunla evlenmek isterdim. Bu fırsatı kaçırdım. Az sonra evime döndüm. Evde halam oturuyormuş. Kendisi zaman zaman kehânette bulunurdu... Beni görünce şöyle konuşmaya başladı: "Müjde ey Osman! Üç sene yaşıyacak, sonra üç sene daha, sonra bir üç sene daha, ayrıca ilâveten bir sene daha... Yâni on sene daha yaşadıktan sonra sana büyük bir hayır ulaşacak... Temiz ve güzel bir bakire ile evleneceksin, sen de o güne kadar evlenmemiş olacaksın ve aldığın kızın soyu ve şerefi çok büyük olacak..." Ben onun bu sözlerine çok şaştım... Dedim ki: "Ey hala, sen neler söylüyorsun?" Dedi ki: "Ey esman, güzel yüz senin, tatlı söz senin, O bir peygamberdir ve peygamberliğini isbât eden mucizesi vardır. O´nu hak peygamber olarak Deyyân olan Allah gönderilmiştir. ´O´na tenzil ve furkân gelmiştir; hiç durma O´na uy! Sakın putlar seni mahvetmesin!" Dedim ki: "Ey hala, sen şu anda hiç söz konusu olmayan bin şeyden bahsediyorsun. Bunu açıklar mısın?" O da dedi ki: "Muhammed bin Abdullah, Allah´ın Resulüdür, kendisine kitap indirilmiştir, O insanları Allah´a çağırır. Sabah aydınlığı gibi bir aydınlık. Tam manası ile kurtuluş yolu olan bir din! Başarılı ve kahraman, muzaffer bir kumandan! Çağırıp bağırmanın yok bir faydası... Kılıç onun elinde, söz onun, kuvvetli olan O..."

Onun bu sözleri gerçekten içime işlemişti. Ben bâzan Ebû Bekir´in meclisine katılır, onları dinlerdim. Kalktım onun yanına gittim. Duyduklarımı kendisine anlattım. O da bana: "Ey Osman, sen akıllı ve tedbirli bir adamsın, hak olanla bâtıl olanı birbirinden ayırdedebilecek durumdasın... Bizim şu kavmimizin tapındığı putlar nedir ki? Konuşmaz, görmez, fayda ve zarar da vermez; taş parçalarından ibaret değil midir?" Ben kendisine: "Yemin ederim ki doğru söylüyorsun" diye karşılık verdim. Ebû Bekir tekrar: "Vallahi halan sana doğru söylemiş, İşte Allah´ın Resulü Muhammed bin Abdullah, gerçekten Allah O´nu elçi olarak göndermiş bulunuyor. Bizzat kendisine gidip O´ndan dinlemeye ne dersin?" dedi. Ben de: "Giderim" dedim ve gittim... Peygamber bana dedi ki: "Ey Osman, Allah sizleri cennetine çağırıyor, bu daveti kabul etmelisin! Bilesin ki ben Allah´ın sana diğer kullarına gönderdiği elçisiyim." Ben, O´nun bana olan bu davetini kabul etmemezlik edemedim, derhal orada müslüman oldum... Sonra aradan bir zaman geçmemişti ki ben Peygamber´in kızı Rukiyye ile evlendim...

Dillerde söylenen şu idi: "En güzel evlilik, Rukiyye´nin Osman ile evliliğidir." [39]





[39] Hz. Osman, cahiliye devrinde de son derece hayalı, ağırbaşlı idi. Kendiliğinden içkiyi yasaklamıştı. Osman´ın Rukİye ile evlenmesi, Utbe´nin onu boşamasından sonra olmuştur. Rukiye, Medine´ye hicretten iki sene kadar sonra vefat etti. Resûlüllah´ın Bedr´e çıktığı sırada ağır hasta idi, Osman da onun başında idi, bu sebeple Bedr´e katılamamıştı. Sonra Osman, Peygamberimizin Uteybe´den boşanan kızı Ümmü Gülsüm ile evlendi. Bundan dolayı kendisine Zİ´n-Nûreyn (iki nûr sahibi) denildi

Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 1/232-233.