๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mucize Ve Büyük Özellikleri => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 22 Aralık 2009, 15:56:13



Konu Başlığı: Onun Lisanı Ve İfadesindeki Özellik
Gönderen: Sümeyye üzerinde 22 Aralık 2009, 15:56:13
Onun Lisanı Ve İfadesindeki Özellik


Ebâ Ahmed el-Gıdrîf, îbn-i Mende, Ebû Nuaym, İbn-i Asâkîr; Büreyde tarîki ile Ömer îbnü-l Hattâb´dan rivayet ediyorlar. O demiştir ki: "Ben, Resûlüllah Efendimiz´e hitaben: "Ey Allah´ın Resulü, sen,-hep bizim aramızda büyüdüğün halde, niçin hepimizden daha fasîh (açık ve düzgün) konuşuyorsun?" diye sordum. Peygamberimiz de cevabında buyurdular ki: "Ey Ömer, ceddim Ismâîl (a.s.)´m dilindeki fesahat, zamanla halk içinde hayli ihmâl edilmiş idi. Şu islâm devrinde kardeşim Cebrâîl gelip bana, bu dilin bütün güzellik ve inceliklerini Öğretmiştir..."[9]

Beyhakî Şuabü´l-îmân adlı kitabında, îbnü Ebüd-Dünyâ Kitâbü´l-Matar da, Hatîb Kitâbü´n-Nücûm´da, aynı zamanda îbn-i Ebî Hatim ile îbn-i Asâkîr; Muhamed bin îbrâhim et-Teymî´den rivayet ederler. O şöyle demiştir: Ashâb dediler ki: "Ey Allah´ın Resulü, biz senden daha fasîh konuşanı görmedik. Bunun hikmeti nedir?" O da buyurdu ki: "Neden böyle olmasın! Biliyorsunuz ki, Kur´ân benim lisanımla, hem de gayet açık bir Arapça ile indirilmiştir!"

Yine îbn-i Asâkîr, Muhammed bin Abdurrahmân ez-Zührl´den rivayet ediyor: Adamın biri Peygamberimiz´e hitaben: "Yâ Resûlallah kişi, kendi hanımına müdâleke (yâni oyalama) yapar mı?" diye sordu. Peygamberimiz de: "Evet, eğer hanımı müflic ise" buyurdu. Bunu duyan Ebû Bekir: "Ey Allah´ın resulü,, o adam size ne sordu ve siz ona ne cevap verdiniz?" diye sordu. Bunun üzerine de peygamberimiz şöyle buyurdular: "Adam bana: Kişi kendi hanımına müdatele (oyalama) yapar mı? diye sordu. Ben de kendisine: "Eğer hanımı müflic ise evet" diye cevap verdim." Bunun üzerine Ebû Bekir: "Ey Allah´ın Rasûlü, ben Araplar arasında çok dolaştım, fakat, sizin gibi düzgün ve güzel konuşanı görmedim" demekten kendisini alamamıştır. Peygamber Efendimiz de: "Ey Ebû Bekir, beni Rabbim edeblendirdi ve ben, Sa´d Oğulları kabilesinde büyüdüm!" diyerek karşılık verdiler." [10]

lbn-i Sa´d Yahya bin Yezîd es-Sa´dt´den rivayet ediyor. O şöyle demiştir: Peygamber Efendimiz buyurdular ki: "Sizin en iyi ve düzgün konuşanınız benim! Ben, Kureyş´tenim! Ve benim lisanım, Sa´d Oğullarının lisanıdır!"

Taberanî de Ebû Saîd el-Hudrî´den şöyle rivayet etmektedir. O demiştir ki: "Sizin en güzel konuşanınız benim! Ben Kureyş içinde doğdum ve Sa´d Oğulları içinde büyüdüm! Benim konuşmama, pürüz ve hatâ nereden gelecek?" [11]




[9] Şüphesiz, sevgili ve büyük peygamberimiz (s.a.v.); bütün insanların en fasîhi idi. Son derece açık ve düzgün konuşurlardı. Bâzan, sözleri iyice anlaşılsın diye üç defa tekrarlardı. Konuşmalarında, hiçbir kapalılık ve pürüz bulunmazdı. Bütün sözleri, gayet fasîh ve vazıh idi. Asla esrarlı veya ta´kîydli değildi. Yâni, gizlilik ve kapalılık bulunmazdı. Zira, kapalı veya sırlı konuşulmasını hiç sevmezlerdi. Zâten bunu da, açıkça yasaklamış bulunuyorlardı. Nitekim bir hadislerinde aynen şöyle buyurmuşlardır: "Ben, îmânda açıklık ve kesinliği, amelde ise kolaylığı esas edinmiş bir din ile gönderildim! Her kim, benden sonra bu dinde, dînin bu iki büyük özelliğine aykırı gider (ve dinde kapalılık ve zorluk çıkarırsa = teşdid ve ta´kîyd´e yönelirse,) bilsin ki o kişi benden değildir!" (El-Câmius-Sağîr ve Şerhi Es-Siracü´l-Münîr, 2/131).

Tâbiîn´in büyüklerinden İmam-ı Zührî, Urve tarîki İle Hz. Aişe´den nakleder. O demiştir ki: "Peygamberimiz konuşurken acele etmez, tane tane ve son derece açık olarak konuşurlardı." Hz. Enes de şöyle bildirmektedirler: "Peygamber Efendimiz, konuşurlarken, manası iyice anlaşılsın diye sözlerini üç defa tekrarlar idi." (Bakınız, Cem´u´l-Vesâfl Fî Şerhı´ş-Şemâil, 1/8-9).

işte, dînî ve tarihî gerçekler bu merkezdedir. Buna rağmen, her nedense ve hangi maksada matûfen ise; bunun aksini İddia edenler de olmuştur

[10] Burada Müflic olarak geçmekte olan kelimenin doğrusunun Mülfic olduğu bildirilmekte ve Hgiii rivayet hakkında geniş bilgi verilmektedir: Bakınız, (Keşfü´l-Hafâ, 1/70)

[11] Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 1/121-123.