๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mucize Ve Büyük Özellikleri => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 28 Aralık 2009, 14:36:48



Konu Başlığı: Hanife Oğullarının Gelişi Sırasında Vukua Gelen Fevkaladelikler
Gönderen: Sümeyye üzerinde 28 Aralık 2009, 14:36:48
Hanife Oğullarının Gelişi Sırasında Vukua Gelen Fevkaladelikler


Buharı ve Müslim lbn-i Abbas´tan şöyle rivayet ederler: Müseyli-metil´l-Kezzâb, kavminden pekçok sayıda adamla birlikte Medine´ye gel di ve pervasızca dedi ki: "Eğer Muhammed, kendinden sonra yetkiyi bana bırakmayı kabul ederse O´na tabî olurum!" Derken peygamber (s.a.v.) de yanında Kays bin Şemmâs´m oğlu Sabit ile birlikte çıkageldi. Elinde yaprakları soyulmuş hurma dalı parçası vardı. Bunu göstererek buyurdu ki: "Ey Müseylime, sen benden şu dal parçasını istemiş olsan, sana bunu dahi vermem! Sen, senin, hakkındaki Allah´ın emrini geçersiz kılamazsın! Eğer îslâm´dan dönüp kâfir olursan, Allah´ın senin hakkın daki emri ölümdür! Ve senin akibetin hakkında bana bâzı şeyler de gösterilmiş bulunmaktadır. Ben, seninle daha fazla konuşacak da deği lim, îşte Sabit bin Kays, o sana Benim hakkımda gerekenleri söyler....´´

Peygamberimiz bunları söyledikten sonra çekip gitti... Ben daha sonraları, Hz. Peygamber´in: "...Senin hakkında bana bâzı söyler göste rildi" buyurmasının manası ne idi? diye bazılarına sordum. Ebû Hürey-re´nin bu hususta bana verdiği cevab şu olmuştur: "Peygamber Efendimiz bir defasında buyurdular ki: "Ben rü´yâmda, elimde iki altın bilezik gördüm ve bu hususta tasalandım. Ve bana rü´yamda vahyedildi ki: "Haydi onlara üfle!" Ben de üfledim ve her iki bilezik elimden uçtu gitti... Ben bunları, benden sonra çıkacak iki yalancı ile tev´vîl ettim.." işte ey îbn-i Abbâs, Peygamberimiz´in haber verdiği bu iki yalancıdan birisi Esved el-Ansî, diğeri de Müseylimetü´I-Kezzâb´tır.."

Ben, Ebû Hüreyre´nin bu cevabını alınca, vaktiyle Hz. Peygam ber´in irâd buyurduğu o sözün manâsını da gayet açık olarak anlamış oldum...."

(Nitekim Buharî ve Müslim bunu ayrıca Ebû Hüreyre´den rivayet etmişlerdir... Ve o yalancı Müseylime, Yemame savaşında Vahşi tara fından katledilmiştir...).

îbn-i Adiyy Muhammed bin Câbir´in şöyle dediğini haber verir: Ben babamdan işittim, babam da dedem Sinan bin Talk el-Yemâmî´den dinlemiştir. Şöyle ki: Dedem Sinan, Hanîfe Oğullarından Resûlüllah´a gelen ilk heyette bulunmuştur. Resûlüllah´a geldiği zaman, Resûlüllah efendimiz başını yıkamakta imiş. Dedeme demiş ki: "Haydi

- Yemâmeli´lerin kardeşi Sinan başını sen de yıka!" Bunun üzerine dedem, Resulüllah´tan artakalan su ile başını yıkamıştır. Sonra Resûlüllah´ın huzurunda müslüman olmuştur. Bunu bizzat kendisi an latan dedem dermiş ki: "Sonra Peygamber Efendimiz bana bir mektub yazıp verdi. Ben de Resûlüllah´a şu ricada bulundum: "Ey Allah´ın Resulü, bana gömleğinizden bir parça veriniz, onunla ünsiyet duyayım! (Yanımda Allah Resulünün bir hâtırasıdır, diyerek teselli olayım.)." Benim bu ricamı kırmayan Resûlüllah Efendimiz, bana gömleğinden bir parça verdi."

Olayı nakleden Muhammed bin Câbir der ki: "Babam bana dedem Sinan´dan nakleder ve derdi ki: Dedem, bu Resûlüllah´m gömleğinin parçasını, kıymetli bir hatıra olarak saklar, hastalara şifa olsun diye onu yıkar ve suyunu içirirmiş...."[3]






[3] Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 2/37-38.